Sınır sonrası ilk durak: Dedeağaç
30/03/2014İskandinavya’nın Küçük İncileri: İsveç Kentleri
30/04/2014Kavala’da keyifli bir gün…
Arabamızla yurtdışı tatili fikrini epey bir süre düşünüp buna kafa yorduktan sonra şöyle bir plan yapmıştık…
Önce sınırı geçer geçmez Alexandroupoli‘de bir kahvaltı edip, bu şehri biraz gezelim, sonra oradan şu şirin Thassos adasına geçip, önce bir deniz tatili yapalım dedik.
Adadaki deniz tatili sonrasında ise Kavala ve Selanik şehirlerine giderek oraları gezer, dönerken ise son bir deniz keyfi için, Yunanista’ın Maldivleri denilen Halkidiki yarımadasına uğrarız diye düşündük.
Veee yaptık… çok da güzel oldu. Tüm tatilin hikayesi burada.
Bu yazıda ise sadece Kavala şehir gezimiz var…
Thassos adasında muhteşem geçen deniz keyfinden sonra Keramoti’ye feribot ile geçip, oradan yaklaşık 20 dakikalık bir araba yolculuğundan sonra Kavala’ya vardık.
Bu arada Thassos Adası tatilimizin hikayesine de buradan ulaşabilirsiniz…
Haydi şimdi Kavala’yı gezelim…
Eskisiyle yenisiyle Kavala…
Vaktiyle Osmanlı Devleti döneminde Balkanlar’ın en önemli merkezlerinden biri olan şehir, halen Osmanlı döneminin izlerini taşıyor. Mimarisi neredeyse tamamen Osmanlıya ait Kavala’nın. 1923’deki Lozan Antlaşması gereğince “Nüfus Mübadelesi” kapsamında Kapadokya’nın Rumları Kavala’ya yerleştirilmiş. Kavala’nın Müslümanları ise Kapadokya dahil Anadolu’nun farklı ilçelerine yerleşmişler. Bu nedenle, her ne kadar Kavala resmen Tekirdağ ile kardeş şehir olsa da, Kavala’nın Anadolu’daki gerçek kardeşi belki de Kapadokya’dır denilebilir.
Şehre girerken önce eski ve tarihi bölgesi karşılıyor sizi, Su kemerleri bir an bizim Unkapanı’nı anımsattı bana… Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılmış bu kemerler.
Şehrin içine bu su kemerlerinin altından geçerek giriyorsunuz.
Eski şehir bölgesine Panagia diyorlar.
Eski şehir bölgesinin girişine yakın bir yerde Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın yaptırdığı Külliye bulunuyor. Burası artık İmaret adında lüks bir otele dönüştürülmüş. Biz eski şehir bölgesine girince arabamızı İmaret Otelin yakınında bir yere park edip, Kavala Kalesine yürüyerek çıktık ve iyi ki de öyle yapmışız. Bu bölgedeki cumbalı eski Osmanlı evleri ve önemli tarihi yapılar gerçekten görmeye değer, yürürken hepsini seyredip fotoğraflarını çekme imkanı bulduk. İmaret Otel’de kalmak pahalı ama çok keyifli olabilir, ya da hiç değilse birşeyler yemek-içmek için gidilebilir…
Ortaçağdan kalma Kavala Kalesi ve eski şehir bölgesi epey bir tepede, şehrin merkezinden yukarıda bir konumda. Yani eğer bizim gibi yürüyerek çıkarsanız, biraz yorucu bir yürüyüş ve tırmanma gerektiriyor oraya ulaşmak.
Geçmişte savunma amaçlı kullanılan Kavala Kalesi, bugün şehre tepeden bakan güzel bir manzara sunuyor. Kaleye çıkarken Mohamet Ali ve Mehmet Ali sokaklarını takip ediyorsunuz.
Şimdi daracık merdivenlerden yapacağımız son çıkıştayız – yani kalenin tepesine tırmanıyoruz artık… Kaleye giriş buradan…