Yurtdışına arabayla bir haftasonu kaçamağı: Plovdiv (Filibe)
02/05/2016Boston Gezi Rehberi
26/09/2016Hüzünlü Ülke Polonya – Süha Zuhal Kılıç yazdı…
Polonya… İlk defa 19 yaşında bir üniversite öğrencisi iken gittiğim Polonya’ya yıllar sonra eşim ile birlikte bir kez daha gideceğim aklıma gelmezdi. Gezi planımızı yaparken hedef bir ülke ya da şehir belirliyoruz ve bir de bakıyoruz ki bu şehirden çoook uzakta başka ülkelerde bulmuşuz kendimizi :) Gezmek öyle bir tutku ki bende elimde olsa bir çırpıda bütün dünyayı dolaşıp dönüvereceğim evime…
Bu sefer ki hedef ülkemiz – ülkelerimiz Baltık Ülkeleri olan Litvanya, Letonya ve Estonya’ydı. Ancak yine üç ülke ile sınırlı kalamadık tabii. Hem uygun bilet fiyatları hem de Almanya’ya olan sevgimiz nedeniyle gezimize Berlin’den başlamaya karar verdik. Sırası ile Almanya’da Berlin ve Dresden’den sonra her ne kadar Baltık Denizi kıyısındaki Gdansk şehrini başka bir zaman ertelemek zorunda kalmış olsak da, Baltık Ülkesi olarak kabul edebileceğimiz Polonya’da Wroclaw, Varşova, Krakow’u; Litvanya’da Vilnius ve Trakai’yi, Letonya’da Riga ve Jurmala’yı ve nihayetinde Estonya’da Tallinn’i içeren 15 günlük muhteşem bir seyahat gerçekleştirdik. Her seferinde kalbimin ve ruhumun bir parçasını Avrupa’da bırakıyorum, bu defa ise kalbimin bir kısmı Polonya’da özellikle de Krakow’da kaldı …
WROCLAW
Dresden’den Wroclaw’a yaklaşık bir saat süren bir tren yolculuğu sonrası vardık. Wroclaw’a daha önce gitmiştim ancak bu sefer Wroclaw’a tekrar gitmek istememin sevimli bir sebebi vardı :) Tarihi dokusu muhteşem olan Wroclaw’da şehrin her tarafında belli noktalara yerleştirilmiş ya da gizlenmiş bronz cüce heykelleri var. Wroclaw “ City of Dwarfs” “ Cüceler Şehri” olarak da biliniyor. 1980 lerde kendilerini “Turuncu Akım” diye adlandıran ve düzenle dalga geçen anti-komünist gençler tarafından başlatılan cüce istilası bugün minik heykelciklerle form bulmuş ve bu da Wroclaw’ı çok şirin bir turist cazibe merkezi haline getirmiş.
Masalsı öğeleri her zaman çok sevmiş olan ben, hemen cücelerin nerede konumlandığını gösteren bir harita aldım ve eşimle beraber cüce avına çıktık :) Cücelerin bazıları gizlenmiş, bazıları ise siz aramadan karşınıza çıkıyor. Postacı, fırıncı, atm’den para çeken, mahkum, güzellik uzmanı gibi genellikle mekanların kapılarında duran cüceleri bazen de başınızı kaldırınca sokak lambalarının direklerinde görebiliyorsunuz :)
Yalnız bence şehirde yaklaşık 300 tane olan cücelerin tamamını bulabilmek için tam bir gün ayırmak gerekir. Biz ise Wroclaw’da 1 gece 2 gün geçirdiğimiz için bir süre sonra cüceleri aramaktan vaz geçtik ve tesedüfen karşımıza çıkınca da çok sevindik (yani ben çok sevindim:)
Polonya şimdiye kadar gezdiğim Avrupa ülkeleri içinde daha dindar bir yapıya sahip… Bunu özellikle II.Dünya Savaşı sırasında yaşadıkları talihsiz olaylar ve Papa II.John Paul’ün Polonya’lı olmasına bağlıyoruz. Wroclaw, ülkenin dördüncü büyük şehri, 12 adacığın 117 köprü ile birleştirilmesiyle meydana gelmiş. Bu köprülerden en güzeli Tumsky Köprüsü… Şehrin her yerine serpiştirilmiş gibi duran kiliselerden en görkemlisi St.John Baptist Katedrali. St.Elizabeth ve St. Mary Magdalena Kilisesi görülmeye değer..
Şehirde gezmekten en keyif aldığımız iki noktadan biri Tumsky Köprüsünden geçince ulaştığınız kiliselerin yoğunlukta olduğu Ostro Tumsky ve Rynek adı verilen eski şehir meydanı. Tumsky Köprüsü aşk kilitleri ile daha da güzelleşmiş ve ilgi odağı olmuş. Biz de bir kilit asıp anahtarını Odra nehrine attık ve bu şehirde bizden bir parça bırakmış olduk :) Köprüye kilit asma geleneğini çok seviyorum…
Rynek – Market Square yani Pazar Meydanı eski şehir merkezinin kalbi. Her Avrupa şehrinde olduğu gibi Wroclaw’ın eski şehir meydanı da rengarenk evlerin yan yana dizildiği şirin mi şirin bir meydan. Polonya II. Dünya Savaşında çok yara almış neredeyse taş taş üstünde kalmamış. Şehrin önemli yapılarının yanında genellikle restorasyon yapılmadan önceki hallerinin fotoğrafları sergileniyor. Şehrin simgelerinden Belediye binası savaşta az yara almış ve iyi korunmuş şirin bir bina .
Bizim Wroclaw’da bulunduğumuz gün şehirde IRON MAIDEN konseri vardı ve ülkenin değişik şehirlerinden gelen Iron Maiden tişörtü giymiş insanlardan dolayı şehir olduğundan fazla kalabalık ve hareketliydi. Meydan ne kadar hareketliyse, nehir kenarı ve parklar da bir o kadar sessiz sakin ve huzurluydu…
Şehrin silüetini bir de tekne turu ile nehirden görelim dedik ve bir saat süren bir tekne turuna katıldık. Tekne turu şehrin uzak noktalarına kadar sizi gezdiriyor. Wroclaw Üniversitesi’nin suya yansıması görülmeye değer.
Bizim şansımıza bir de gökkuşağı belirdi :) Tekne turu esnasında nehir kenarında küçük yeşil bir alanda bir köpek ve bir domuz ile beraber yaşayan bir hippi gurubunu gördük :) Wroclaw daha doğrusu Polonya yeşili bol bir ülke. Şehirde yeşil alanların en fazla olduğu nokta Botanik Bahçesi ve Japon Bahçeleri görülmeye değer.
Cüceler şehri Wroclaw’dan ayrılıp iki gün konaklayacağımız Krakow’a doğru yola koyulduk. Krakow’a akşamdan kalma Iron Maiden fanları ile beraber Polskibus ile seyahat ettik. Oldukça konforlu ve ucuz yollu bir seyahat oldu bizim için…
2 Comments
Polonya gezi listemizde üst sıralardaydı,yazınızı okuduktan sonra birinciliğe yükseldi.Emeğinize,elinize sağlık.Paylaşımınız için teşekkürler,iyi gezmeler.
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim . Yazımın sizde Polonya gezinizi hızlandıracak duygular uyandırmasına çok sevindim.Şimdiden iyi yolculuklar dilerim bizim gibi Polonya’yı çok seveceğinizden eminim :)