Arabayla İstanbul’dan Polonya’ya – Bölüm 1: Belgrad, Sırbistan
27/01/2018Arabayla İstanbul’dan Polonya’ya – Bölüm 3: Auschwitz
28/02/2018Kazimierz
Kazimierz bölgesindeki Szeroka Caddesinin başında, yani, Jewish Square denen yerde turumuzu bitirdik. Tur rehberimize teşekkür edip vedalaştık ve etrafı yürüyerek keşfetmeye başladık.
Kazimierz vaktiyle Krakow’da yaşayan Yahudilerin yoğunlukta olduğu ve ticari açıdan da kültürel açıdan da ilerlemiş önemli bir bölgeymiş. II. Dünya Savaşı öncesinde yaklaşık 500 yıl kadar Yahudi hayatının merkezi olan Kazimierz, savaş sırasında sistematik olarak tahrip edilmiş. Yavaş yavaş da olsa, günümüzde tekrar canlı ve renkli haline kavuşmuş durumda. Bohem havası ile olsun, tarihi ve kültürel zenginliği ile olsun mutlaka görülmesi gereken bir yer. Kafeler ve restoranların havası da ayrı burada. Yahudi yemeklerini tatmak isterseniz mutlaka bu bölgeye gelmenizde yarar var.
Sanat galerileri, antikacı dükkanları ve hüzünlü güzelliği ile gündüz de gelebilseydik keşke buraya dedirtti bize… Ama yarınki planımızda Auschwitz-Birkenau toplama kampları var, sıra oradaki hüznü yaşamakta, yani yarın zor bir gün olacak…
Kazimierz dünyadaki en büyük Yahudi Festivalinin de halen yapıldığı yermiş, ki bu da bölgenin birleştirici öneminin geçmişin acılarına rağmen halen varolduğunun bir göstergesi olmalı.
Biz Jewish Square’den başlayıp, bölgenin ruhani merkezi ve yeni meydanı Plac Nowy’ye kadar yürüdük.
Kazimierz bölgesinde yürümeye devam ediyoruz.
Kazimierz bölgesinde bodoslama yürürken Józefa Caddesine gelince Pup Wrega’nın olduğu sokakta nefis duvar resimlerine rastladık. Piotr Janowczyk tarafından 2015 yılında yapılmış bu murallerde Polonya tarihindeki önemli 5 kişinin portreleri yer almakta…
Imparator Józef Hapsburg II, burada doğmuş olan ünlü kozmetik kraliçesi Helena Rubinstein, mimar ve sanatçı Karol Knaus ve King Kazimierz the Great diye anılan kral ile sevgilisi Esterka Malach.
Portrelerin yanlarında kişiler hakkında ayrıntılı bilgi de var.
King Kazimierz the Great, Avrupa’da hüküm sürmüş olan kralların en önemli ve meşhurlarından. Güzeller güzeli Esterka ile olan efsanevi aşkları ise pek çok Polonyalı yazara ilham kaynağı olmuş deniliyor.
Helena Rubinstein ise vaktiyle bu bölgede doğmuş ve büyümüş. Ailece işlettikleri dükkanları Józefa Caddesi 13 numaradaymış. Polonya’dan Avusturya, Avustralya ve sonrasında Amerika’ya göç eden Helena Rubinstein 100 milyon dolarlık bir kozmetik imparatorluğunun sahibi olmayı başarmış. “Çirkin kadın yoktur, tembel kadın vardır” sözü ise pek meşhurmuş :)
Szeroka Caddesi, Józefa Caddesi, Jewish Square ve civarı farklı havasıyla hoşumuza gitti ama Plac Nowy tarafına geçince, yani Yeni Meydan bölgesi bize biraz soluk geldi. Yiyecek ve içecek satılan kulübeleri ve pazar yeri gibi bir meydanı vardı.
Gündüzleri daha canlı oluyormuş gerçi Plac Nowy…
Plac Nowy’de çok meşhur ve herkesin sıra olup aldığı Zapiekanki, bizim bildiğimiz açık sandviç-pizza arası bir yiyecek. Ama çeşitleri o kadar çok ki.
Bu bölgeden otelimize doğru yürürken gece yakaladığımız bazı kareler ile yazımızı bitirelim…
Yürüken yolda mimarisi dikkatimizi çeken güzel kiliselere rastladık…