İsviçre: Bir Kış Masalı

Arabayla Orta Avrupa gezisi: Çekya, Macaristan ve Eve Dönüş
03/02/2025
Arabayla Orta Avrupa gezisi: Çekya, Macaristan ve Eve Dönüş
03/02/2025

İsviçre Gezisi

Her biri yağlıboya tablo görünümünde muhteşem doğa manzaraları sunan cazibe noktaları ile kış mevsiminin hakkını en çok veren ülkelerden olduğunu düşündüğüm İsviçre, yazı, kışı, baharı, kültürü, temizliği, sakinliği, kalitesi, sistemi ve medeniyeti ile diğer Avrupa ülkelerinden biraz daha farklı olduğunu söylemek istercesine kendini ilk andan itibaren belli etti. Ülkenin genellikle kuzey kısmını gezdiğimiz bu gezimizde İsviçre’nin tadına doyulmaz bir ülke olduğunu anladık ve birkaç defa daha gelip bu güzelliklere daha fazla tanık olmamız gerektiğine karar vermemiz hiç de zor olmadı.

Zürih

Zürih

Zürih’te kaldığımız bir hafta boyunca, Zürih civarında gezebildiğimiz kadar yer gezmeye çalıştık. Ancak her biri diğerinden güzel olan şehirler, köyler, dağlar, göller derken gezmeye doyamadık.

Zürih

Bir buçuk günümüzü ayırdığımız Zürih, İsviçre’nin en büyük şehri ancak ben öyle yakıştırsam da İsviçre’nin başkenti değil 😊 Başkent Bern olarak geçiyor. Aslında değişik bir ülke burası çünkü Amerika’dakine benzer bir sistem olan eyalet sistemi var ve 26 kantona ayrılmış durumda. Her kantonun ayrı kuralları, yönetmelikleri var, doğrudan demokrasi sayesinde halk yönetimde söz sahibi. Her durumda referandum yapılarak oy çokluğuna göre karar alınıyor. Ülkede dört resmi dil var. Zürih’te Almanca konuşuluyor.

Havalimanından Zürih Merkez Tren İstasyonuna ulaşmak 10 dakika sürüyor. Çok büyük, düzenli, tertemiz ve şık bir tren istasyonu Zürich Bahnhoff. Alt katı hafta sonu da açık olan yüzlerce dükkanın olduğu Shopville adında bir alışveriş mekanı. Cumartesi ya da Pazar günü alışveriş yapmak gerekirse, sadece buradaki dükkanlar açık. Trenler çok konforlu ve tertemiz. Zürih Tren İstasyonu, Avrupa’nın en düzenli, dakik tren istasyonu seçilmiş. Yurtiçi ve yurtdışı tren bağlantıları çok fazla. Günde en az 500 tren seferi olduğu söyleniyor. Bu kadar düzenli olmasının yanında, tren bilet fiyatlarının da (bir çok başka kalemde olduğu gibi) oldukça pahalı olduğunu eklemek isterim. Zira Zürih Avrupa’nın en pahalı, Singapur ve Hong Kong ile beraber de dünyanın en pahalı şehri seçilmiş.

Zürih Merkez Tren İstasyonu
Zürih

Yürüyerek çok rahat keşfedilen şehirde yürüyerek dolaşmak harika 😊 İsviçre’nin en şık alışveriş caddesi Bahnhofstrasse. Tren İstasyonundan başlıyor ve Zürih Gölü’ne kadar 1.5 km devam ediyor. Sağlı sollu en lüks markaların vitrinlerinin yer aldığı cadde ıhlamur ağaçları altında ve gezmesi oldukça keyifli. Louis Vuitton, Channel, Dior, Armani, Burberry, Hermes ve Dolce & Gabbana Gibi bir sürü marka mevcut. Bahnhofstrasse‘den eski şehir bölgesine bağlanmak çok kolay. Kendinizi bir anda Limmat Nehri kıyısında bulabilirsiniz.

Bahnhoff Strasse, Zürih

 Tüm tarihi eserlerin nehir çevresinde toplanmış olduğunu gördük. Limmat Nehri batısında yükselen tarihi bina 13. yüzyıldan kalma ve freskleri ile ünlü Fraumünster Kilisesi. Yakınlarda şarap tüccarları loncasının 1757 yılında yaptırdığı Zürih’in en güzel Barok binası Zuhfthaus zur Meisen lonca merkezi yer alıyor. Fraumünster’in karşısında Grossmünster Katedrali yer alıyor. Merkez Tren İstasyonu ile Limmat Nehri arasındaki alanı kaplayan Landesmuseum, İsviçre’nin kültürel tarihini anlatan en büyük koleksiyonu bünyesinde barındırıyor.

Zürih

Kentin kalbindeki bir vahayı andıran Lindenhof Tepesi, şehrin manzarasını yukarıdan görmek için güzel bir nokta.

Zürih

Zürih’in Eski Şehir bölgesinde yer alan Niederdorf, hem alışveriş fırsatları bulabileceğiniz, hem de yerel lezzetlerin tadına bakabileceğiniz restoranlarla dolu bir yaya yolu. Cadde üzerindeki mekânlarda fiyatlar Bahnhofstrasse ile karşılaştırıldığında çok daha uygun.

Zürih
Zürih

Bence Zürih’in en güzel bölgesi Zürih Gölü kıyısı. Çok büyük bir göl olan Zürih Gölü adeta deniz gibi. Birçok kuş türüne ev sahipliği yapan gölde kuğular Zürih’in simgelerinden biri haline gelmiş. Amatör bir kuş gözlemcisi ve fotoğrafçısı olarak iki farklı kuş türünü ilk defa burada gördüm ve arşivime eklemiş oldum.

Gölde yaşayan kuş türleri, Zürih

Kış döneminde hizmet vermeyen ancak Nisan ayı itibari ile gölde başlayan tekneli gezinti turları eminim şehri gölden keşfetmek için de harika bir alternatif olur. Biz bir dahaki sefere diyerek göl kenarında kuğuları ve ördekleri izlemekle yetindik.

Zürih dışına çıktığınızda, Zürih’e yakın Kilchberg’deki Lindt Çikolata Evi, dünyanın en büyük Lindt çikolata mağazasına ev sahipliği yapıyor. Lindt Çikolata Evi sadece bir mağaza değil, aynı zamanda etkileşimli bir çikolata müzesi. Çikolatanın tarihi, Lindt’in çikolata yapım süreci ve şekerleme sanatına dair harika bir yolculuk yaşayabilirsiniz. Ana cazibe noktalarından biri de, sürekli olarak sıvı çikolata dökülen devasa Lindt çikolata çeşmesi. Bizim zamanımız kısıtlı olduğu için çikolata müzesini es geçtik ancak İsviçre’deki çikolata dükkanları bir harika. Ayrıca yerel marketlerde de bir çok markayı görebilir ve bizim gibi alışverişinizi marketten de yapabilirsiniz.

Zürih’in küçük ama sevimli bulduğumuz Eski Şehir bölgesi, Zürih Gölü ve Bahnhofstarsse bizim en sevdiğimiz ve vakit geçirmekten en çok hoşlandığımız yerler oldu. Bunun dışında gezilecek yerler arasında meraklısı için Fifa Müzesi ve Saat Müzesi de var.

Ren Çağlayanı

Biz Zürih’teki ikinci günümüzde Avrupa’nın en büyük şelalesi olan ve İsviçre’nin Schaffhausen Kantonundaki Rheinfall’a gittik. Schaffhausen yakınlarındaki Ren Şelalesi 150 metre genişliğinde ve 23 metre yüksekliğinde olması ve şelaleden yaz aylarında saniyede 600 m³ su akması sebebiyle Avrupa’nın en büyük şelalesi ünvanına sahip. Zürih’ten tren ile gelinebiliyor. Şelale yakınlarında 1100 yıllık tarihi ile Schloss Laufen (Laufen Sarayı) var. İçindeki restoranı ile hizmet verirken, aynı zamanda hoş da bir manzara sunuyor. Ayrıca civarda güzel kafeler ve hediyelik eşya dükkanları da var.

Rheinfall
Rheinfall

Şelaleyi hem yukarıdan hem de en güçlü çağladığı noktaya kurulmuş platforma inerek yakından da görebiliyorsunuz. Öyle muhteşem ki! Yaz aylarında şelalenin yakınına kadar gidebildiğiniz tekne turları da oluyormuş. Biz tabii bunu deneyimleyemedik ama oldukça adrenalin dolu bir tekne gezisi olacağından şüphem yok.

Interlaken ve Grindewald

Bir diğer günümüzü ayırarak gezdiğimiz Interlaken, adından da anlaşılacağı gibi göller arasında anlamına gelmekte. Thun ve Brienz gölleri arasında bulunan bir kayak merkezi burası. Interlaken‘e giderken yolda bize güzel manzaralar sunan ve şehirden de bakıldığında bolca gördüğümüz görkemli Jungfrau Zirvesine “Top of Europe” (Avrupa’nın Tepesi) deniliyor. Jurassic Park filmine de ilham olan bu dağ zirvesinde en eski dinozor fosili bulunmuş.

Interlaken

Interlaken’de Höheweg Caddesi boyunca yürüdüğümüzde, bölgeyi kuşatan zirvelerin güzel manzaralarını izlerken başımızı hep yukarda tutmak zorunda kaldık

Kuzey yönünde Victoria dönemi büyük süslü oteller, restoranlar, butikler ve ünlü bir kumarhane var.

Interlaken
Interlaken
Interlaken
Interlaken

Daha güneşli olan güney kısmında ve Höhematte Parkından, Jungfrau’nun muhteşem manzarası eşiliğinde parasailing gibi aktiviteler yapan maceraseverler de izlenebiliyor.

Interlaken

Jungfrau’nun zirvesine çıkan teleferik yakınlardaki Grindewald köyünden kalkıyor. Tren ile 30 dakika gibi bir sürede ulaştığımız Grindewald’a bayıldık. İsviçre’yi yansıtan o muhteşem köylerden biri burası. Zirveleri kar ile kaplı Alp Dağları, şirin ahşap dağ evleri, otelleri ve restoran ve kafeleri ile tıpkı kartpostallardan fırlamış gibi!

Grindelwald, İsviçre
Grindelwald, İsviçre
Grindelwald, İsviçre

Her yer büyük küçük kayak yapan insanlar ile dolu. Ayrıca bir sürü kayak malzemesi satan ve kiralayan spor merkezleri var. Baştan sona yürüyünce hemen bitiveren küçük köyde biz günün büyük bir kısmını geçirdik çünkü hem uzun zamandır kar keyfi yapmamıştık hem de ben dağların büyüleyici zirvelerine bakmaktan hiç sıkılmadım.

Grindelwald, İsviçre

 En yüksek üç zirve olan Eiger, Mönch ve Jungfrau‘nun muhteşem manzarasını daha iyi fotoğraflamak için önce biraz daha yüksekte konumlanmış kilisenin bahçesine gittik. Buradan kuşbakışı tüm Grindewald izlenebilir ve İsviçre’nin doğasına bir kez daha aşık olunabilir. Ve de baharda buraların nasıl olacağına dair hayaller kurulabilir…

Her yaştan kayakçılar, Grindelwald, İsviçre
Eiger, Mönch ve Jungfrau

Heidiland

Her gün farklı bir güzelliğe uyandığımız İsviçre gezimizin dördüncü gününü Heidiland’a ayırdık. Masallara ve hikayelere,  masalların ve hikayelerin güzel uyarlanmış film, çizgi film ya da animasyonlarına bayılan ben, İsviçre planı yapar yapmaz Heidiland‘a gitmek için aşırı bir istek duymaya başlamıştım.

Heididorf, İsviçre

Ancak Heidi’nin köyü olan, (daha doğrusu Heidi’nin köyünün tasvir edildiği) Heididorf’un kış ayları boyunca kapalı olduğunu araştırırken üzülerek öğrendim ve hayal kırıklığı yaşadım çünkü muhtemelen buraya yolumuz bir daha düşmeyecekti ve ben Heidi’nin köyünü görmeyi çok istiyordum. Fakat tam bunu kabullenmişken ve yine de internette araştırma yapmaya devam ederken Heididorf’un Nisan’a kadar kapalı olduğunu ancak kış sezonu boyunca hafta sonları açık olduğunu okuyunca ve bunu ilgili yerlere yazarak teyit ettirince gideceğimiz tarihi, aldığımız bileti hafta sonu ile değiştirmeyi başardım ve kendim için önemli olan ve olmasını çok istediğim bir şeyi oldurdum 😊

Heididorf, İsviçre
Heididorf, İsviçre

Heidiland olarak adlandırılan bölge İsviçre’de, Graubünden kantonunda, Maienfeld kasabası ve kasabanın biraz üstünde kalan Heididorf’u kapsıyor. Maienfeld, hem yerel şarapları, hem de Heidi hikâyesi ile Alpler’de yer alan turistik bir bölge.

Johanna Spyri’nin klasik kitabı Heidi’nin hikâyesinin yazıldığı ve şu anda bir şarap bağı olarak kullanılan ev hala orada.

Bir bilet alarak rekreasyon alanını oluşturan iki ev, bir okul ve bir ahırı gezebiliyorsunuz. Bahçesinde keçiler, tavuklar ve horozlar dolaşıyor. Çizgi filmden hatırladığımız benzer pek çok görüntüye hakim bir mekân burası. Tabii benzer görüntüleri İsviçre kırsalında sıklıkla görmek mümkün. Uçsuz bucaksız dağlar, yeşil çayırlar, alabildiğine gökyüzü ve temiz hava. Heidi’nin evi olarak adlandırılan ev zaten gerçekte de 300 yıllık taş ve ahşaptan yapılmış bir ev ve o dönemi yansıtan bir yaşam alanı. O dönemdeki köy hayatı hakkında size fazlasıyla bilgi veriyor ve hayal etmenizi sağlıyor. Dönem eşyalarıyla son derece özenle döşenmiş.

1974 yılında Japon anime çizgi filmi olarak kalbimizi fetheden bu çizgi film projesini hayata geçirmek için o yıllarda Japon film yapımcıları gelip aylarca bu bölgede incelemelerde bulunmuş. Bugüne kadar beyaz perdeye pek çok kez aktarılmış olan bu hikayeye ait bir sinevizyon gösterisi de sunuluyor ve bugüne kadar bir çok dilde çevrilmiş ve yayınlanmış kitaplar da sergileniyor.

Heidi & Peter, Heididorf, İsviçre
Heidi, Heididorf, İsviçre
Heididorf, İsviçre
Heididorf, İsviçre

Bu mekanların hepsini sıra ile gezdikten sonra hediyelik eşya dükkanı ve İsviçre’nin en küçük postanesinin yer aldığı binanın üst katında bugüne kadar yayınlanmış kitap ve çekilmiş tüm filmler ile ilgili bilgilerin verildiği sergiyi gezdik. Çıplak ayaklı Heidi o dönemin üzücü sosyolojik yapısına dem vursa da, ben bu öyküyü ve çizgi filmi doğa sevgisi, özgürlük, sağlık ve hayattan zevk alma temaları doğrultusunda okumayı ve izlemeyi tercih ediyorum. Ve dağlara baktıkça Heidi’yi ve onun doğaya duyduğu özlemi çok daha iyi anlıyorum.

Heidiland’a Zürih’ten 1 saatte ulaşmak mümkün. Ancak biz Zürih’ten çıkıp Zürih Gölü boyunca ilerlerken, hem muhteşem doğa manzaraları eşliğinde yol aldık, hem de yol üstündeki minik ve tarihi kasaba olan Rappersvil’de mola verdik.

Rappersvil, St. Gallen Kantonunda yer alan ve Zürih’ten rahat ulaşılabilen, gölün kenarında konumlanmış küçücük bir kasaba. Kendi küçük, ama uzaklardan görülebilen kale manzarası çok görkemli. Bir dönem Habsburg Hanedanlığının konutu olarak kullanılan kale, şimdi bir müze olarak hizmet vermekte. Avuç içi kadar olan eski şehir meydanı dokusu çok tatlı. Göle bakan şirin kafeler, restoranlar var. Kuğular da yine gölün ayrılmaz bir parçası. Yine yaz döneminde tekne turları düzenleniyor.

Rappersvil, İsviçre
Rappersvil, İsviçre
Rappersvil, İsviçre
Rappersvil, İsviçre
Rappersvil, İsviçre

İsviçre çok dağlık olduğu için sürekli tünellerden geçerek yaptık yolculuklarımızı. Bu arada İsviçre’de orada bulunduğumuz süre içinde dağlar haricinde, şehirlerde kar yoktu, hatta hava mevsim normallerinin üzerine sıcaktı. Heidiland’e girerken bir grup leylek gördük, şaşırdık leylekler de kendini şaşırmış diye. Açıkçası sıcak iklim seven leyleklerin bu soğuk ülkede ne işi var? Yine de,  biz de gezerken leylek görerek, yılın ilk leyleğini görmüş olmanın mutluluğu ile bir yandan da gideceğimiz yeni rotaları düşünmeye başladık 😊

Paylaşmak ister misiniz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir