Dalaman Çevresinde Arabayla Gezilecek 5 Yer
03/03/2016Yurtdışına arabayla bir haftasonu kaçamağı: Plovdiv (Filibe)
02/05/2016Ve Central Park… Keşmekeşin, yoğun trafiğin, kalabalık şehrin ortasında serbestçe girebileceğiniz, yürüyüş yapabileceğiniz, banklarda ya da çimenlerde oturup kafanızı dinleyeceğiniz, kitap okuyup sessizliğin tadını çıkarabileceğiniz cennetten bir parça sanki. Kıskandım doğrusu…
Manhattan bölgesinde yer alan bu parkta yürüyüş yaparken yapay göllere, at binilen yollara ve otuzdan fazla köprüye rastlayabilirsiniz. Yürüyüş yapılan patikaların toplam uzunluğu 109 kilometreymiş. Park ise 3.41 km2 lik bir alanı kaplıyormuş.
Bütün yıl açık olan bu parka yıllık ortalama 37.5 milyon kişi geliyormuş. Bir zamanlar bataklık olan bu alanı böyle bir parka çevirmek 10 yıl sürmüş ve 3000 işçi çalışmış. İçinde 25.000 ağaç varmış. Ayrıca 1997 yılının Ağustos ayında en kalabalık seyircili konser rekoru burada kırılmış. Country şarkıcısı Garth Brooks 980.000 kişiye bedava konser vermiş.
İsterseniz kayık kiralayabilir ve gezebilirsiniz. İçinde çocuklarınızı götürebileceğiniz küçük bir hayvanat bahçesi, dönmedolap ve 21 tane oyun parkı var. Ayrıca hotdog ya da dondurma alabileceğiniz büfe tarzı yerler de var.
Burası Consevatory Water… Burada Mart ve Kasım ayları arasında her Cumartesi model tekne yarışmaları düzenleniyormuş.
Kuş sesleri ve size sürpriz yapan sincaplar eşliğinde yürüyüşler yapabileceğiz patika yollar, karşınıza çıkan güzel manzaralar da bonus. Ne diyeyim keşke daha çok vaktim olsa gezecek o kadar çok yerim, planım olmasa da doya doya gezebilseydim her yerini…
Central Park biraz bana Londra’daki Hyde Park’ı anımsattı. Kıskanmakta haklıyım değil mi?
Strawberry Fields, en fazla ziyaretçi çeken yerlerden biriymiş ve bu civarda yaşamış olan John Lennon’ın anısına yapılmış.
Alice Harikalar Diyarında, Cheshire Kedisi, Şapkacı ve Fındıkfaresi gibi dostlarıyla bu bronz heykelle ölümsüzleştirilmiş.
Bunlar da müze dükkanında rast geldiğim güzel çini objelerimiz.
Daha önce de paylaşımlarımı okuyanlar bilirler yemek fotoları fazla paylaşmıyorum ve bunun 2-3 nedeni var. Çok iştahlıyım yemek görünce foto aklıma bile gelmiyor hemen başlıyor da olabilirim ama işin aslı tek başına gezerken uzun yemeklere para ve vakit harcamayı tercih etmiyorum.
Seyahatimin öncesinden beri hayalini kurduğum ve çok ama çok istediğim şeyi nihayet burada yaptım: Bir müzikale gittim! Zorlu PSM’deki bütün müzikallere hemen hemen hiç kaçırmadan gittim ama bu bambaşkaydı. Bilet için internet fiyatları çok pahalıydı. Times Square’deki bilet ofisindeki fiyat bir nebze daha ucuzdu ama ben bir gün öncesinden tiyatroya gidip yerinden aldım, hem de çok daha ucuza! Hatta gösterimden 1-2 saat öncesi gidip daha da ucuza bilet bulabiliyormuşsunuz. Ben gece dışarıya çıkmadığım için matinaya ancak bir kez gidebildim.
Broadway’de ara sokaklarda birçok tiyatro binası var ve onlarca çeşit de tiyatro ve müzikal. İnternetten eleştirileri, yorumları okuyarak karar verebilirsiniz.
Benim tercihim Chicago’ydu. Broadway’de 20 yıldan beri oynayarak en uzun süre devam eden müzikal unvanını taşıyor, hem de bol ödüllüymüş. Ben de bayıldım. Danslar, şarkılar, her şey harikaydı…
Salon ve sahne bu kadardı, bir de balkonu var. Ben balkonda en önde seyrettim. Sahnedekiler oyun sonrası hatıra resmi çeken seyirciler…
Burası SOHO’da bir dondurmacı. Siz malzemenizi seçiyorsunuz, onlar gözünüzün önünde yapıyorlar, yummy, yummy…
Bu foto dondurmaseverlere gelsin.
1 Comment
manhattan’da türk hoteli var. şimdi adını unuttum. 5.cadde’de . şiddetle tavsiye ederim. çok merkezi.