Küllerinden doğan şehir: Berlin
16/06/2013
Yeryüzündeki cennet: Mayorka
24/06/2013
Ressamların ilham kaynağı kasaba: Honfleur
Honfleur 17. yüzyıldan kalma Calvados limanının etrafına kurulmuş bir Normandiya kasabası. Halen balıkçı tekneleriyle dolu çok güzel bir marinası var. Eski liman anlamında “Vieux Doc” diyorlar. Tarihi binaları, kayrak taşı ile kaplanmış evleri, ilginç müzeleri ve kiliseleri ile büyüleyici bir yer. Resim gibi, tablo gibi bir kasaba… Bunu bizden önce buraları görenler de düşünmüş olacaklar ki, Gustave Courbet, Eugène Boudin, Claude Monet ve Johan Jongkind gibi Empresyonist akımın çıkmasında önemli rol oynamış ressamlar bu limanı resmetmekten kendilerini alamamış. İşte o yüzdendir ki, ressamlara ilham kaynağı olan bu kasaba “Honfleur Okulu” diye anılır.
Limanda deniz ürünleri yiyebileceğiniz restoranlardan tutun da krep veya dondurma yiyebileceğiniz kafelere kadar bir dolu seçenek var. Fransa’nın ahşaptan yapılmış en büyük kilisesi olan St. Catherine Kilisesini de görmeniz mümkün bu limanda. Kilisenin çan kulesi ana binadan bağımsız olarak inşa edilmiş. Limanda bir de “Carousel”, yani atlı karınca var çocuklar için…
Limandan birkaç kare…
Sağ taraftaki St. Catherine Kilisesi …
Hakikaten insanın resmetmek isteyeceği bir manzara…
Burada ayaklarımızı suya sarkıtıp günbatımına karşı biramızı içtik… İnanılmaz güzel bir anı olarak tadı damağımızda kaldı…
Biraz da buradan seyredelim Honfleur’ü…
Parklar ve müzeler
Sen Nehri kenarındaki “Le Jardin des Personnalités” ve “Le Jardin Retrouvé” parkları insanın ruhuna iyi geliyor. “Naturospace” isimli yüzlerce kelebek çeşidi görebileceğiniz bir Kelebek Parkı da var burada ayrıca.
Model tekneler ilginizi çekerse Denizcilik Müzesi de seçenekleriniz arasında (“Musée de la Marine”). Empresyonist ressam Eugène Boudin’in eserlerinin sergilendiği Eugène Boudin Müzesi var meraklısına. “Les Maisons Satie” müzisyen ve besteci Erik Satie’nin 1866 da doğduğu ev. Burası da gezilebiliyor.
En enteresanlarından biri bence Kültür ve Etnografi Müzesi (“Normandy Culture & Ethnography Museum” ). Burada Normandiya’da eski zamanlarda sürdürülen yaşam tekrar canlandırılmış. Eskiden kullanılan mobilyalar, mutfak eşyaları, kitaplar, giysiler ve dahası…
Halen tabloların ve sanat eserlerinin satıldığı galerilere çokca rastlayabilirsiniz bu küçük kasabada.
Taş sokaklar arasında dolanıp gezmek de çok keyifli.
Bu küçük ortaçağ kasabasının ziyaretçilere sunacakları anlatmakla bitmez. Gitmek, bir iki gün geçirip tadını çıkararak yaşamak lazım gerçekten.
Honfleur gemi turlarının da gözde durağı
Honfleur ayrıca bir dolu tur gemisinin duraklarından biri. Buradan gemi turlarına da katılabilir, etraftaki diğer güzel sahil kasaba ve şehirlerini ziyaret edebilirsiniz. Hatta Paris’ten Sen nehri üzerinde Normandiya’ya kadar gelen turlara da katılmak seçeneklerden biri. Belki bunlar işinize yarar:
http://www.cruisingholidays.co.uk/river-cruises/seine-cruises/
2 Comments
emeğinize sağlık.Yazıyı okurken bir anda kendimi oradaymış gibi hissettim.
Teşekkürler Sibelcim, böyle hissetmen ne güzel, çok sevindim. İnşallah en kısa zamanda beraber de gider, deneyimlerimizi birlikte anlatırız …
Sevgiler…