Amerika’nın doğu yakasında kendimle başbaşa bir tatil…
20/09/2015Niagara Falls: Şelalelere yolculuk
27/09/2015Burası Washington’un geniş caddelerinden biri, Perşembe günü sabah saat 08:00 ve olmayan trafik.
Geniş kaldırımlar ve güzel binalar yürümeyi zevkli hale getiriyor.
Şehrin ortasında onlarca yeşil alan var.
Yapay göller parkları süslüyor, etrafında yürüyüş yapanlar, koşanlar, çeşit çeşit insan var.
İsterseniz şehri tur otobüsleriyle de gezebilirsiniz. Çeşitli şirketler var ve 35 dolara günlük tur alabiliyorsunuz.
Şehrin ortasından geçen Potomac Nehri boyunca yürüyebilir ve eşsiz manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
Şehir turu için segway ya da bisiklet de tercih edebilirsiniz. Başka şehirlerde de bu organizasyonlara rastladım.
Bu da neşeli melodiler eşliğinde dondurma alabileceğiniz otobüslerden biri.
Şehir o kadar yeşil ki sokaklarda sincaplara rastlayabilir ve cipsle besleyebilirsiniz.
Öğleden sonra hala trafik yok. Ankara’ya benzetenler olduğunu duymuştum, şu ağaç ve çimlere bakarak yorum sizin diyorum…
Burası The First U.S Army Memorial Division…
Bölgenin en çok bilinen ve en çok fotoğraflanan anıtı olan Washington Monument aynı zamanda en eskilerinden biri. Obeliks şekliyle eski Mısır mimarisini andırıyor.
Burası da Kızılhaç Binası.
Ve bu da Second Division Memorial…
Washington Anıtı 1848-1884 yılları arasında yapılmış. Beyaz mermerden yapılmış olan bu anıt 555 feet yüksekliğinde. İsterseniz anıtın tepesine çıkıp şehrin eşsiz manzarasını seyredebilirsiniz. Etrafında 50 tane eyalet bayrağı var.
Bu manzara ise Washington Anıtı’ndan çekildi. Önde 2. Dünya Savaşı Anıtı (World War 2 Memorial), arkada onun yansıdığı Reflecting Pool ve onun da arkasında Lincoln Anıtı’nı (Lincoln Memorial) görebilirsiniz.
Sağ tarafta 2. Dünya Savaşı Anıtı’nın bir bölümü görünüyor.
Arka taraftaki sütunların her biri bir eyaleti temsil ediyor.
Özgürlük Duvarındaki (Freedom Wall) yıldızlar savaşta ölen askerleri temsil ediyor.
Bu anıt aynı zamanda 16 milyon Amerikan askerini ve onları evlerinde destekleyen miyonlarca Amerikalıyı onore etmek için yapılmış.
Lincoln Anıtı’nın merdivenlerinde Martin Luther King 1963 yılında ‘I have a dream’ ile başlayan meşhur konuşmasını yapmış. 1822 yılında tamamlanmış bu anıtı çevreleyen sütunlar yine eyaletleri temsil ediyor.
Bu anıt ise ABD’nin 16. başkanı Lincoln adına beyaz mermerden yapılmış, duvarları ise onun sözleriyle bezenmiş.
Vietnam Şehitleri Anıtı (The Vietnam Veterans Memorial Wall), Vietnam Savaşında savaşmış şehit veya kayıp erkek ve kadın askerlerin adlarının yazılı olduğu bir duvar.
The Vietnam Women’s Memorial ise Vietnam Savaşında yaralı askerlere yardım etmek, ölüleri taşımak için hayatlarını riske atan 265,000 kadının anısına dikilmiş bronz bir heykel.
Kore Savaşı Gazileri Anıtı (The Korean War Veterans Memorial) beni en çok etkileyen anıt oldu. Bu anıt paslanmaz çelikten yapılmış 19 heykelden oluşuyor. Üç yıl süren Kore Savaşı’nda görev yapan 5.8 milyon Amerikalı askerin fedakarlıklarının anısına yapılmış.
Farklı görevleri olan askerler Kore’deki pirinç tarlaları içinde canlandırılmış ve giydikleri pançoların altından silahları ve techizatları görünüyor.
Anıtın çevresinde ise destek veren ülkelerin isimlerinin yazılı olduğu taşlar var, birisi de değerli Türkiyemiz.
Nehrin kenarında yine çeşitli anıtlar var. Bunlardan biri Martin Luther King Jr. Memorial.
2011 yılında açılmış bu anıt The National Mall’daki başkan olmayan Afrika asıllı Amerikalı bir kişiye ait tek yapı. Granit bloklar Nobel Barış Ödülü kazanmış tarihteki en önemli aktivistlerden Martin Luther King’in 3 ilkesini temsil ediyor: Demokrasi – Adalet – Umut.
Amerika’nın 32. başkanı Franklin D. Roosevelt için dikilmiş bu anıt bronzdan yapılmış. 1945’de ölümüne dek 4 dönem başkanlık yapan Roosevelt, çok sevdiği köpeği Fala ile tekerlikli sandayede canlandırılmış.
Franklin D. Roosevelt Anıtı’nın bir parçası olan bu sahnede, ekmek kuyruğundaki insanlar ve köylü bir çift canlandırılmış.
Bu heykel ise Franklin Roosevelt’in eşi First Lady Eleanor Roosevelt’e ait. İlk defa bir First Lady anıtı yapılmış ve Birleşmiş Milletler ambleminin önünde canlandırılmış.
Aynı anıtın bir parçası da bu küçük şelaleler. Hayattayken kendisi için küçük bir anıt isteyen Roosevelt, yaklaşık 20 yıllık bir planlamanın ardından bu şekilde anılmış.
The George Mason Memorial ise önemli hizmetlerde bulunmuş devlet adamı George Mason adına yapılmış.
Aşağıda arkamda 1943 yılında açılmış The Jefferson Memorial’ı görüyorsunuz.
The Jefferson Memorial, Amerika Birleşik Devletleri’nin kurucularından ve Bağımsızlık Bildirgesinin yazarlarından olan ilk ABD Dışişleri Bakanı ve 3. başkanı Thomas Jefferson anısına yapılmış. 19 feet yüksekliğinde olan heykelin çevresindeki duvarlarda İnsan Hakları Beyannamesinden alıntılar var.
Bu da National Art Gallery, yani Ulusal Sanat Galerisi. Benim müze ziyareti için vaktim yoktu ancak müze çeşitliği çok, mutlaka size uygun bir tane bulursunuz.
Burası da The Capitol, yani Amerikan Kongre Binası. Başkan George Washington tarafından 1793 yılında temel taşı konan bu yapının tasarımı için bir yarışma düzenlenmiş ve yarışmayı amatör bir mimar olan Dr. William Thornton kazanmış. Thornton’ın tasarımına sadık kalınarak çeşitli zamanlarda eklemeler yapılarak genişletilmiş. Kubbe özgürlüğü simgeleyen bir heykelle taçlandırılmış ama ne yazık ki ben oradayken onarımdaydı.
Giriş ücretsiz dilerseniz 45 dakikalık tura katılabilirsiniz.
Amerikan Kongre Binası büyük bir parkla çevrili ve bu park ağaçlar, çeşmeler ve heykellerle süslenmiş.
Washington’da geçirdiğim bu güzel günden sonra, 22:10 treniyle Niagara Falls’a doğru yola çıktım. Vaktim bu kadardı ve önümde uygulamam gereken bir seyahat planım vardı.
Bu şehirde en çok sevdiğim şey tarihlerine saygıyla sahip çıkmaları ve bunu sergileme şekilleri oldu. Umarım biz de aynısını bir gün yapabiliriz. Kendi tarihi ve doğal güzelliklerimizi düşününce ne kadar şanslı olduğumu bir kere daha anlıyorum.
Dilek Hamutçu Baykal
Amerika’nın Doğu Yakası’nda yaptığım tatilin planına ve diğer şehirlere ait gezi yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.
Washington’da bir tatil düşünecek olursanız, konaklama seçenekleri için bencetatil.com olarak bizim en çok tercih ettiğimiz online rezervasyon sitesi Booking.com‘u inceleyebilirsiniz…
İzmir doğumluyum. Üniversiteyi bitirdikten sonra yolum İstanbul'a düştü ve hala bu şehirde İngilizce öğretmeni olarak çalışıyorum.15 yaşında ailemle arabayla çıktığımız Avrupa gezisi sonrası her türlü yolla, bazen aile bireyleri ile bazen de yalnız geziyorum. Biraz Kova burcu biraz da İzmirli olmam nedeniyle hafif farklı ve maceraperest bir kişiyim. Evliyim ve 28 yaşında bir oğlum var. 56 ülke ve sanırım 150'den fazla şehir gezdim. Buraları gezeceğine önce ülkeni gördün mü diyenler olursa diye söyleyeyim, evet, her şehre gittim, Hakkari dahil. Belki biraz fotoğraf çekme özürlüyüm çünkü o anın tadını çıkarmayı seviyorum. Genellikle sadece sırt çantamla geziyorum ve çan biriktiriyorum.