Amerika’nın doğu yakasında kendimle başbaşa bir tatil…

Sevgili gezginimiz Dilek Hamutçu Baykal ile daha önce İskoçya‘yı tanımıştık. Şimdi de birlikte Amerika’nın doğu yakasını gezeceğiz. Gezgin ruhlu ve maceraperest bir kadının mükemmel bir gezi planlayıp, bunu tek başına nasıl gerçekleştirdiğine tanık olacağız. Dile kolay, uzaklarda, çok uzaklarda, Amerika’da tek başına bir ay!

Kendimi de, sizi de bu güzel serüven ile başbaşa bırakıyorum.

Darısı başımıza… Amin :)

Kendime Amerika gezisi hediye ettim :)  

Dilek Hamutçu Baykal yazdı…

Bu yaz   50. yaşımı, oğlumun üniversite mezuniyetini ve 30 yıllık çalışmamın sonundaki emekliliğimi kutlamak için kendime bir ay sürecek Amerika tatili planladım. Buradan bana ısrar eden biricik kızkardeşime ve beni destekleyen eşime çok teşekkürler.

Hiç bir konuda hırsı olmayan ben, seyahat deyince canavarlaşıyorum. 30 Ağustos 2014’de 1700 Liraya Boston gidiş dönüş biletimi almamla başladı bu serüven. Sonra hemen vize işimi hallettim ve internet üzerinden gezi planımı yapmaya başladım.

Temmuz ayının ilk 10 günü kızkardeşim ve eşinin kiraladıkları evde kalıp, Boston ve çevresini gezdikten sonra aldım çantamı ve Boston-Washington-Niagara Falls-Chicago-Memphis-Atlanta-New Orleans-Philadelphia-New York-Boston rotasını içeren “Amerika Turuma” başladım.

Daha önce California ve çevresini gezmiştik, o yüzden de çok zorluk çekmedim.

“İnsanın insana verebileceği en değerli şey yalnızlıktır” demiş Edip Cansever. Çok doğru bence de… Yalnız gezerken çok pratik ve hızlı olunabiliyor.

Gelelim seyahatimin detaylarına. Aralarda tren (Amtrak) ve çoğunlukla otobüsle (Greyhhound) yolculuk yaptım, uçağı sadece bir kez kullandım. Bazı yerlerde otelde kalmadan, geceyi yolda geçirip, sabahın çok erken saati gitmek istediğim yere varıp, orayı akşama kadar gezdim.

Görülmesi gereken yerler için en büyük yardımcım tripadvisor oldu. Onun yardımıyla yaptığım listedeki yerleri gezdim genellikle. Yemek için fazla vakit harcamadım, otellere gelince, booking.com sağolsun, çok merkezi yerlerde bed and breakfast olanlardan seçtim.

En çok nereyi sevdin derseniz, favorilerim 3 gün kaldığım New Orleans ile bir hafta ayırdığım New York oldu.

Bu giriş bölümünde size yardımcı olabilecek bazı tecrübelerimi paylaşmak istiyorum.

Amerika gezisine dair ufak tefek notlar:

• Cadde ve sokaklarda park yeri bulmak çok zor, otoparklar da inanılmaz pahalı. “Rent a car” yapacaksanız bir kere daha düşünün derim. (Otoparklar ortalama $30-40 civarıydı.)
• Caddelerin ve sokakların sağ ve sol tarafları ayda bir farklı günlerde gece  temizleniyor. Bu uyarıya dikkat etmezseniz sabah kalktığınızda arabanızı bulamayabilirsiniz. Ödeyeceğiniz cezayı düşünmeyin bile. Tecrübeyle sabit :((( Ceza ücreti olarak $30 yetmezmiş gibi, çekici de $90 idi.
• Otellerin bile otoparkları yok, olanlar da genellikle ücretli.
• Restoranlarda ve taksilerde bahşiş neredeyse zorunlu. Hesap geldiğinde dahil olmadığını sözle  belirtiyorlar, altını çiziyorlar hatta! Memnuniyetinize göre oranlar %10-15-20 arasında değişiyor.
• Mağazalarda ve dükkanlarda fiyat etiketlerine vergi dahil değil, vergisi kasada ekleniyor, şaşırmayın.
• Otobüs biletlerini internetten ya da istasyonlardaki otomatlardan daha ucuza alabilirsiniz.
• Otobüsler ve trenler, hatta bekleme salonları inanılmaz soğuk oluyor. Soğuk az kalır, dondurucu oluyor diyebilirim. Aklınıza gelebilecek her türlü iç mekan çok serin oluyor. Yanınızda her zaman ince bir hırka bulundurun derim ben.
• “Tax refund” sistemi yok, yani çıkışta vergi iadesi alamıyorsunuz.
• Outletlerde markalar ucuz ve hatta 4 Temmuz haftası extra indirimler ekleniyor, aklınızda olsun.
• Kredi Kartı kullanırken çok dikkatli olmanız gerekiyor, şifre yazmak yerine, eski usül slip imzalıyorsunuz ve çoğu zaman da kimlik bile sormuyorlar. Kopyalama çok oluyormuş, bu benim de başıma geldi :(((

Dilek Hamutçu Baykal

Amerika’nın Doğu Yakasında yaptığım bu tatile ait gezi yazılarına ulaşmak için fotoğrafları tıklayabilirsiniz.