Atatürk Arboretumu’nda yeşile doyduğumuz bir gün…
27/05/2018Çocuklarla Avusturya: Yaz ortasında kayak tatili ve çevre gezisi
28/07/2018Varşova Tarihi Bölge
Eski Şehir bölgesinde ilk karşımıza çıkan meydan Plac Zamkowy (Castle Square), yani Kraliyet Şatosu Meydanı oluyor.
Bir zamanlar Polonya Kraliyet mensuplarının yaşadığı bu şato günümüzde müze ve sergi alanı olarak kullanılmakta.
Meydanın girişinde şehrin simgelerinden biri olan Sigismund’s Column isimli sütun kaideli bir heykel yer almakta. Bu anıt Polonya’nın başkenti ünvanını 1596 yılında Krakow’dan alıp Varşova’ya veren kral Sigismund III Vasa anısına buraya konulmuş. 1644 yılında yapımı bitirilen heykel 22m yüksekliğinde.
Meydanın girişinde Vistül Nehri’nin diğer yakasına doğru bakıldığında Naradowy Stadyumu görülebiliyor.
Şato Meydanı’ndan birkaç kare daha…
Şato Meydanı’ndan Rynek Starego yani şehrin Pazar Meydanı’na (Market Place) doğru yürürken bir çok sevimli ara sokak ve bu sokaklarda kilise ve müze tarzı yapılar, hediyelik eşya dükkanları, restoran ve kafeler mevcut. Birinden çıkıp diğerine dalarak rastgele dolaştık bir süre.
İşte kameramıza yansıyanlar.
Ara sokaklar bir şekilde bizi Rynek Starego Miasta’ya yani Eski Şehrin Pazar Meydanı’na götürdü.
İşte Pazar Meydanı…
II. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından yoğun bir şekilde bombalanan bu meydan, savaş sonrasında eski görünümüne kavuşacak şekilde restore edilmiş. Meydanın ortasında Varşova şehrinin sembolü ve koruyucusu Denizkızı heykeli Syrenka var.
Denizkızı Syrenka ile ilgili pek çok değişik hikaye var. Bunlardan en popüler olanlarından biri ise şöyle:
Syrenka aslında Kopenhag denizkızının kız kardeşidir. Kardeşlerden biri Danimarka kıyılarına doğru yüzer ve orada kalır. Diğeri ise Polonya’ya doğru yüzüp Vistül nehrine girer ve eski şehrin bulunduğu kıyıya ulaşır. Burayı çok sevdiği için orada kalır ve insanlar onun şarkılarını dinlemeye bayılır. Bir gün kötü niyetli bir adam onu yakalayıp satarak kar elde etmeyi amaçlar. Hapsedilen denizkızını yöre halkı kurtarır. Denizkızı da şehir bir gün olur da tehlikeye maruz kalırsa şehri koruyacağına dair söz verir.
Meydandaki restoranların hepsi birbirinden göz alıcı idi… Biz de bu meydanda keyifli bir öğle yemeği molası verdik :)
Yemek sonrası yürüyüşümüzde fark ettik ki eski şehir bölgesi surlarla çevrili.
ve 16. yüzyıllar arasında inşa edilen bu surların Podwale Caddesi’ne bakan kısmında Mały Powstaniec – Küçük Devrimci heykeli bulunmakta. Heykel 1944 Varşova Ayaklanmasına savaşıp ölen çocuk askerler anısına 1983 yılında buraya yerleştirilmiş.
Surların en eski parçası olan The Barbican (Gözetleme Kulesi) ise günümüzde yaz aylarında sanatçıların eserlerini sergilediği bir galeri olarak kullanılmakta.
Hemen surların yakınında bir noktada ünlü Polonyalı yazar Maria Konopnicka’nın anısına dikilen bir taş anıt da mevcut.
Surların yakınındaki bir başka anıt ise Jan Kiliński heykeli. Jan vaktiyle bir ayakkabı tamircisiyken 1794 yılındaki ayaklanmada gösterdiği kahramanlıklar dolayısıyla 1936 yılında heykeli yapılmış. Heykel önce Krasińskich caddesine dikilmiş olsa da 1959 yılında şu anki yeri olan Podwale caddesine taşınmış.
Polonya doğumlu besteci Chopin (Şopen) ile yine Polonya doğumlu bilgin Copernicus( Kopernik) ile ilgil pek çok anıt ve heykel var bu şehirde. Dönüş tren saatimiz yaklaştığından ve Kopernika Meydanı ile Lazienki Parkı içerisindeki Chopin Heykelini görmek istediğimizden eski şehir bölgesinden ayrılarak, alışveriş caddelerinin ve daha modern yapıların olduğu bölgeye doğru yol aldık.