Tuna’nın iki yakası: Sırbistan ve Romanya (Bölüm 2: Romanya)
06/12/2019Arabayla Baltıklar Turu: Bölüm 1 – Rota ve ilk durak: Szeged
16/07/2020Pernik – Surva Maske Festivali
Sofya’nın 30 km güneybatısında, Struma Nehri kıyısında Bizans ordularının saldırılarına karşı koymak için yapılmış birkaç Bulgar kalesinden biri olan Pernik, 1396-1878 arasında Osmanlı yönetiminde kalmış. Başlangıçta küçük bir köy iken, 1891’den sonra, bölgede kömür bulunmasının ardından bir sanayi merkezi durumuna gelmiş.
Günümüzde toplam sanayi üretimi ve sanayide istihdam edilen nüfus bakımından Bulgaristan’daki başlıca sanayi kentlerinden biri olmuş. Surva Maske Festivali olmasa, gezilip görülecek ilgi çeken bir yer yok bizim fikrimizce.
Pernik yolculuğumuz
Ocak ayında Bulgaristan’ın çok soğuk ve karlı olacağını düşünerek yola araba ile çıkmak istemedik ve Sofya’ya giden otobüslerden uygun tarihli olan birine atladık. Sabaha karşı Sofya Terminalinde indiğimizde her yer bembeyazdı. Kara hasret olan biz, festival esnasında her yerin bembeyaz olacağını düşünerek daha bir mutlu olduk. Ama ne yazık ki kar keyfi çok uzun sürmedi. Donduran bir ayaz oldu sonraki günlerde.
Otobüsten inince hemen tren istasyonundan Pernik’e giden ilk trenin hangisi olduğunu sorduk ve yanlış hatırlamıyorsam sabah en erken tren olan 6 treni ile bir saat uzaklıktaki Pernik’e doğru yola koyulduk. Surva Festivalinin Kukerlandia’dan daha büyük olduğunu Yanbolu’da öğrendiğimden bu yana heyecanla, bir yıl sonrasını, festival zamanının gelmesini bekliyordum. O yüzden buraya kadar da gelmişken festivale günübirlik değil de iki gün katılıp, kapanış törenini de izlemek şeklinde plan yapmıştık.
Küçük ve albenisi olmayan bir şehir Pernik. Konaklama seçenekleri de oldukça kısıtlı. Biz festival alanını tepeden gören Struma Hotel’de kaldık. Bu otel sayesinde soğukta çok üşürsek ya da yorulursak arada odamıza çıkıp festivali pencereden de izleyebiliyorduk. Ayrıca bölgedeki en büyük belki de tek otel olduğu için festival gösteri ekiplerinden çoğu da bu otelde kalıyordu, biz de böylece koridorda ya da asansörde bir canavar ile karşılaşabiliyorduk :)
Bu arada festival daha çok turistik amaçlı, asıl geleneksel ritüeller Bulgaristan’ın değişik bölgelerindeki küçük köylerde daha geleneklere uygun olarak yapılıyormuş. Kutlamalar, 13 Ocak akşamı büyük bir ateşin yakılmasıyla başlıyormuş. Kukerilerin yaktığı ateşin ruhu temizlediğine, yenilediğine ve yeni bir hayata dair umutları canlandırdığına inanılıyormuş..
Asırlardan bu yana Kukeri geleneği, babadan oğula geçiyormuş. Festivalde minik çanlar taşıyan minik çocuk kukerler de bol miktardaydı :)
Pernik hediyelikleri
Yanbolu’da olduğu gibi Pernik’te de hediyelik eşya ve yiyecek içecek standları var. Standlar dolup taşıyor.
Biz bunları aldık oradan…
Bunu da daha sonra eve gidince ben yaptım :)
Yukarıdaki fotoğrafta görülen çadırlar hem Surva hem de Kukerlandia’da sergileniyor. Her birinin adı ve hikayesi var. Biz ilk kez Sofya’da metro istasyonunda sergilenirken görmüştük.
Son iki gününü dolu dolu yaşadığımız Surva Maske Festivali gece ışıl ışıl havai fişek gösterileri ile sona erdi. Törenden sonra sanki birden bire binlerce kuker ortadan kayboldu. Birkaç folklor gösterisi sergilendi. Hava ayaz mı ayazdı. Festival boyunca sadece Bulgarca tanıtım ve anons yapıldığı için biz festivalde kimin kostümü birinci seçildi anlayamadık :)
Ertesi sabah kalktığımızda, Pernik’te sanki hiç festival yapılmamış, o gürültü hiç olmamış gibi festival alanında hiç iz kalmamış, gece her şey toparlanmış ve insanlar günlük hayatın akışına çoktan kapılmıştı.
Unutmadan, Surva Maske Festivali ile ilgili tarih, program v.b. tüm bilgileri bu adresten inceleyebilirsiniz.
Not : 2020 yılında festivaller ertelendi o yüzden mi kötü ruhlar kovulamadı da başımıza bu Korona belası geldi acaba? :)
Süha Zuhal Kılıç
Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü mezunu. Halen İngilizce öğretmeni olarak görev yapmakta. Çocukluğunda başlayıp bugüne kadar sürdürdüğü dünyanın dört bir yanından edindiği mektup arkadaşlıkları, seyahat belgesellerine ve tarihe olan ilgisi, farklı kültürleri öğrenme isteği yıllar geçtikçe artmış, bu hem İngilizce öğrenmesine hem de seyahat etmesine katkı sunmuştur. Öğretmenlik mesleğinin tatil imkanları ve aynı ilgi alanlarını paylaştığı tarih öğretmeni olan eşi sayesinde tam zamanlı öğretmen, yarı zamanlı gezgindir. Hobileri arasında doğa fotoğrafçılığı, kamp kurmak, trekking yapmak, çiçek yetiştirmek, kitap okumak ve gezi yazısı yazmak gelmektedir.