Balkanlarda kış bir harika!
11/03/2017Girit Adası’nın en güzel plajları
01/05/2017Gezip görülmesini tavsiye ettiğimiz en önemli şehirler
Biz yaptığımız ön araştırma sonucunda başkent Kandiye (Heraklion), Hanya (Chania), Rethymno ve Ag. Nikolaos şehirlerini gezmeye karar verdik.
Girit maceramız doğal olarak feribot’un bizi indirdiği şehir olan Hanya’da başladı. Bu şehirde konakladığımız sırada Rethymno şehrine günü birlik gidip geldik. Sonrasında Hanya’ya en uzak şehirlerinden biri olan Ag. Nikolaos’a gittik. Orada da birkaç gün kaldıktan sonra dönüş feribotumuza bineceğimiz şehir olan Kandiye’ye yani Heraklion’a döndük. Bu şehirde de 2 gün konakladıktan sonra feribotumuza binerek tekrar Pire Limanına doğru yol aldık…
Feribottan adaya iniş ve ilk gün
Pire Limanı’ndan gece kalkan feribotumuz saat sabahın 6’sı gibi epey erken bir saatte bizi Hanya’ya ulaştırdı. Otele girişimizin en erken saat 14:00 de gerçekleşeceğini bildiğimiz için Hanya şehir merkezindeki otelimize gitmeden önce yol yorgunluğunu atabileceğimiz güzel bir plan yaptık ve adada en çok görmek istediğim yerlerden biri olan ZORBA BEACH plajına gidip, güneş çıkıp bizi ısıtana kadar sahilde birkaç saat uyumayı, sonra da deniz keyfi yapmayı düşündük.
Çooook da iyi oldu, o ilk günkü adayla tanışma mutluluğumu asla unutamam.
Navigasyonumuza esas adı olan Stavros Beach yazarak yola koyulduk. Yol üzerinde bunun gibi küçük ve sevimli plajlar da gördük ama biz biraz ilerideki asıl hedefimize doğru yola devam ettik…
Hanya’da ilk plaj keyfi: Zorba Beach
1964 yapımı olan ZORBA the Greek filmini bilirsiniz, hani şu meşhur Antony Quinn’in oynadığı 3 Oscar ödüllü film…
Müzikleriyle de hikayesiyle de epey ses getiren bu filmde Antony Quinn’in meşhur Zorba dansını yaptığı sahnenin çekildiği yer günümüzde Zorba Beach, yani Zorba Plajı diye anılmakta. Asıl adı Stavros Plajı..
Yenilgilerden yılmayan, yenilgilerin yaşanması ile hayatın zaferlerinin tadının daha güzel çıkacağı felsefesini savunan, herşeyi boş vermiş kaba saba biri gibi görünse de hayata tutkuyla bağlı yüreği güzel bir adamın öyküsü ZORBA filmi…
İşte adada görmeyi çok istediğim bu plaja, Souda Limanından arabamızla yarım saatte vardık. “İn cin top oynuyordu” lafı karşılaştığımız manzara için çok uygun olsa gerek, çünkü bizden başka kimse yoktu sabahın kör saatinde plajda… Biz de birkaç fotoğraf çekip ilk hevesimizi alalım dedik :)
İşte sabah 6:30 civarında plajımızdan görüntüler…
Burada restoran, tuvalet, giyinme kabini gibi her türlü ihtiyacınızı karşılayacak bir tesis vardı, ki bu da keyfimize değmeyin moduna iyice girmemizi sağladı :)
Restoranın duvarlarında filmden sahneleri gösteren fotoğraflar var…
Fotoğraf faslı bitince en öndeki şezlongları kapıp, güneş bizi ısıtana dek, havlularımıza sarınarak sahilde bir güzel uyuduk… Hem güneşin yakışı, hem plaja gelen insanların sesleri ile saat 10 gibi uyandık…
Güneşin ışıkları ile pırıldayan denizin suyunun ne kadar berrak olduğunu gördük. Evet karşı dağ biraz çoraktı, yemyeşil bir manzamız yoktu ama deniz o kadar güzeldi ki…
Girit’in denizi oldukça ılık… Saatlerce kalındığında üşütmeyecek bir suya sahip… Ben soğuk deniz sevmem, o yüzden buraya bayıldım :)
Aklımda filmden bu kareler ile şezlongda oturup etrafı seyretmenin keyfini asla unutamam…
Plajda şezlong kiralamak zorunda değilsiniz. İleride havlularını yayıp, kendi şemsiyelerini açan pek çok kişi geldi plaja… Ama tabii yemek ve tuvalet kullanımı için tesis bize daha cazip göründü…
Önce güzel bir kahvaltı ardından deniz sefası, sonra az biraz daha uyku ve tekrar o nefis sulara kendimizi bırakmaca derken öğleden sonra saat 4 gibi kendimizi sürükleye sürükleye bu güzel plajdan ayrılıp otelimize yerleşmeye gittik. Tuzlu tuzlu denizden çıkmış halimizle ilk intiba olarak nasıl bir etki bırakacağız diye biraz hayıflandık ama yine de o keyifli günün gülümsemesini bu endişe silemedi yüzümüzden…
İşte bu da Zorba Beach’in sabah karanlığındaki in cin top oynuyor görüntüsüne nispet öğleden sonraki günlük güneşlik iç açıcı hali ve bizim için de maalesef plaja elveda vakti :(
Hanya’daki otelimiz
4 gece konakladığımız Samaria Hotel şehir merkezinde temiz ve yeteri kadar konforu olan bir oteldi. Booking.com‘daki puanı da 9,5 idi.
Aslında ilk baktığımız oteller hep Hanya sahili manzaralıydı ama onlarda otopark sorunu vardı, o yüzden turistik merkez olan Hanya sahilindeki oteller yerine biraz içeride ama otoparkı olan bir oteli tercih ettik. Zaten yürüyerek sahile inmemiz 15-20 dakika bile sürmüyordu, o kadar yakındık yine de… Sahile iniş yolu da çarşı pazar dükkanlar ile dolu olduğu için keyifli bir yürüyüş oluyordu.
İşte otelimiz… Basit, temiz, rahat…
Kaldığımız süre boyunca havuza hiç girmedik ama havuzbaşındaki kahvaltılarımız keyifli oldu…
Bu da otelimizin balkonundan şehir manzarası…
Otelimize yerleşip hazırlandıktan sonra artık şehri keşfetme zamanı gelmişti.