Estoi Sarayı: Düğün Organizasyonlarının Romantik Adresi

3 Günde Stockholm: Üçüncü gün – Djurgården
02/06/2020
Arabayla Baltıklar Turu: Bölüm 1 – Rota ve ilk durak: Szeged
16/07/2020
3 Günde Stockholm: Üçüncü gün – Djurgården
02/06/2020
Arabayla Baltıklar Turu: Bölüm 1 – Rota ve ilk durak: Szeged
16/07/2020
Teras Bahçesi

Patamar da Casa do Presépio Terası’nın taş merdivenlerinden çıkar çıkmaz mavi-beyaz seramiklerle kaplı parapetlerin üzerine simetrik olarak yerleştirilmiş meşale tutan insan boyutunda iki kadın heykeli ile karşılaşırsınız. Bu heykellerin arasında, duvarları mavi-beyaz azulejos kaplı, Caminho Entre Hortas Caddesinin üstünden geçen, kısa bir köprü vardır.

Sarayın bahçesine ulaşan yolu işaret eden İnsan boyutundaki heykeller
İnsan boyutundaki heykeller size sarayın bahçesine ulaşan yolu işaret eder. Hemen arkada fresk evi görünmektedir…

İki yanında elinde meşale tutan kadın heykelleri ile dekore edilmiş, mavi-beyaz seramik kaplı köprüyü geçip, ferforje metal kapıdan içeri girdiğiniz anda, büyüleyici pembe köşke ve ilginç güzelliklerle dolu “Teras Bahçesi”ne ulaşmış olursunuz.

Altından Caminho Entre Hortas Caddesinin geçtiği küçük köprü
Köşkün önündeki Teras Bahçesine giden ve altından Caminho Entre Hortas Caddesinin geçtiği küçük köprü, insan ölçeğindeki kadın heykelleri ve mavi-beyaz seramik kaplı korkuluklarla dekore edilmiştir…
Fotoğraf © Murat Bengisu
Teras Bahçesine açılan çelik kapının arkasında zarif heykellerle dekore edilmiş alan
Teras Bahçesine açılan çelik kapının arkasında zarif heykellerle dekore edilmiş bir alan yer alır…
Fotoğraf © Murat Bengisu

Üstleri süslenmiş iki adet kolonla desteklenen metal kapının, her iki yanında Teras Bahçesi’nin köşelerine yerleştirilmiş alınlıklı ve vitray pencereli, içi mavi-beyaz azulejo seramik kaplı, tavanı pastoral sahneler ve mitolojik manzaralarla boyanmış fresklerle kaplı iki küçük çay evi görürsünüz. Zamanında biri erkekler, diğeri kadınlar için yapılmış olan bu ufak yapıların, birinin tavanı Francisco Luís Alves’in resimleri, diğerinin tavanı ise; İsviçre manzaralı resimler ile dekore edilmiştir. Erkekler için yapılan çay evinin mavi-beyaz seramik duvarları kadın-erkek figürleri ile donatılmışken, kadınlar için olan çay evleri bitki temasına odaklanmıştır. Pencereleri renkli vitraylarla süslenen bu fresk evlerinin birinin yanında otelin havuzu yer alırken, diğerinin yanında ise; aşağıda detaylı olarak anlatacağım sütunlarla çevrili bir yol vardır. Bu ihtişamlı nokta, üç kademede, Casa do Presépio ve Casa da Cascata terasları ile en alt seviyedeki portakal bahçelerine ulaşmanızı sağlarken, size doyumsuz manzaralar ve keşfedecek gizli köşeler sunar. (1)

Pousada Palácio de Estoi adlı saray-otelin “Teras Bahçesi” olarak adlandırılan geometrik Barok bahçesinden bir görünüş
Pousada Palácio de Estoi adlı saray-otelin “Teras Bahçesi” olarak adlandırılan geometrik Barok bahçesinden bir görünüş… En üst kotta yer alan bu köşk bahçesinde süs havuzunun arkasında freskli ve vitraylı Çay Evlerinden biri görünmektedir. Çay evinin yanında ise, otelin havuzu yer alır. Fotoğrafın en solundaki sütunlu zarif metal kapı sizi Patamar da Casa do Presépio Terasına indirir…
Tavanı fresklerle kaplı çay evlerinin vitraylı pencerelerinden sarayın görünüşü
Tavanı fresklerle kaplı çay evlerinin vitraylı pencerelerinden sarayın görünüşü…
Ufak çay evinin içinden bir detay
Pencereleri vitraylı, tavanındaki freskler İsviçre manzarası temalı, duvarları mavi-beyaz bitki desenli azulejos kaplı, zamanında kadınlar için yapılan ufak çay evinin içinden bir detay…
Fotoğraf © Murat Bengisu

Botanik değeri olan florasıyla dikkat çeken geometrik Teras Bahçesi’nin merkezine minik bir süs havuzu yerleştirilmiştir. Yanlarından fıskiye şeklinde suların aktığı havuzun tam ortasına, yunus balığının üzerine oturmuş melek çocuk heykeli yerleştirilmiş ve etrafına da şık metal oturma bankları koyulmuştur.

Teras Bahçesinin merkezindeki yunusun üzerine yerleşmiş melek çocuk tasvirli fıskiyeli süs havuzu
Teras Bahçesinin merkezindeki yunusun üzerine yerleşmiş melek çocuk tasvirli fıskiyeli süs havuzunun etrafına şık metal oturma bankları yerleştirilmiştir. Terastan Serra do Caldeirão Dağlarını ve Faro Şehrinin büyüleyici manzaralarını izleyebilirsiniz…

Süs havuzunun hemen ardında yer alan, cephesi demir oksit pembesi tonunda ve toprak boyası rengindeki (koyu sarı) Tyrolean sıvası denilen tekstürlü bir sıva ile kaplanan Rokoko köşkün uzunlamasına yerleştirilmiş planı, konsol çıkan merkezi bir kare hacim ile yanlarına saplanmış iki adet dikdörtgen kütleden oluşmaktadır. Uzun kütlenin her iki tarafına simetrik bir şekilde yerleştirilmiş olan bu daha alçak kottaki hacimler, üçgen alınlıklarla taçlandırılmış pencereler ile dışarıya açılmaktadır. Yapıda birbirine eklemlenmiş simetrik hacimler söz konusudur. Ferforje merdivenlerle ulaşılan girişler binanın yanlarında yer almaktadır. Her üç kütle de, alınlıklar üzerinde yer alan ve üstleri heykelcikler, ayaklı büyük vazolarla süslenmiş, çatıyı saklayan boşluklu taş korkuluklar ile bitirilmiştir. Kot olarak ele alındığında sadece tek katlı olan binada, ortadaki konsol çıkan hacmin cephesi İyon Sütunları ile üç gruba bölünmüş olup, her biri kavisli alınlıklarla taçlandırılan yuvarlak pencerelerle kaplanmıştır. Her üç bölme de yarım daire şeklinde balkon açıklığına ve özenle işlenmiş ferforje balkon korkuluklarına sahiptir. Balkonlardan Serra do Caldeirão dağlarının ve Faro Şehrinin muhteşem manzaralarını seyredebilirsiniz.

En üst kottaki Teras Bahçesi
Demir oksit pembesi sarayın Rokoko tarzı cephesi simetriyi baş tacı etmiştir. Bu gördüğünüz en üst kottaki Teras Bahçesidir. Geometrik bahçenin tam merkezine küçük bir süs havuzu yerleştirilmiştir.

Pembe köşkün konsol çıkan ferforje korkuluklu balkonunun hemen altında doğadan figürler içeren mavi-beyaz seramiklerle süslü beş adet kemerli niş yer almaktadır. Seramik kaplı nişler heykellerle süslenmiş olup, bunlardan bir tanesi olan, Belçikalı heykeltıraş Louis Samain tarafından1866 yılında Roma’da beyaz mermerden yapılan “Piedmont’tan Bir Çoban” heykeli sanatsal çalışmalardaki kaliteyi anlatmak için iyi bir örnektir. (1)

Balkonların altında kalan kemerli nişler
Üstteki fotoğrafta pembe yapının balkonlarının altında kalan bu kemerli nişler heykellerle dekore edilmiştir…
Belçikalı heykeltıraş Louis Samain tarafından, 1866 yılında beyaz mermerden yontularak Roma'da yapılan “Piedmont'tan Bir Çoban” heykeli
Belçikalı heykeltıraş Louis Samain tarafından, 1866 yılında beyaz mermerden yontularak Roma’da yapılan “Piedmont’tan Bir Çoban” heykeli sanatsal çalışmalardaki kaliteyi anlatmak için iyi bir örnektir…

Bahçedeki bazı duvarlar eski Rato fabrikasındaki üretimlerin taklidi olan seramiklerle kaplanmıştır. Sarayın resmi hizmete mahsus kısımlarında bahçe mobilyası olarak demir ve mermer banklar, kaideler, çiçek saksıları, seramik panel kaplı nişler kullanılmıştır.

Botanik figürlerle kaplı nişlerin içine yerleştirilmiş bir heykel
Köşkün balkonunun altındaki botanik figürlerle kaplı nişlerin içine yerleştirilmiş bir diğer heykel…

Bahçenin sürprizleri bu kadar değildir. Antik çağdan kalma izlenimi veren, havadan bakıldığında “+” şeklindeki uzun sütunlu yollar dizisi, pembe köşkün yanından başlar. Kolonlu patika, arkasındaki kafe ve önündeki uzun çeşmeli havuz boyunca ilerledikten sonra, “artı” şeklinde bir yayılım yapar. Kesişimler çift kolonlu taş banklar ile süslenmiştir. Artı işaretinin bir kolu merdiven basamakları şeklinde ilerler ve kenarlarından kolonlarla desteklenmiş kemerli ve balkonlu bir portal (taç kapı) ile biter. Bu taç kapının balkon kısmı Caminho Entre Hortas caddesine bakar. Sütunlu koridorun bir diğer kolu ise, en uçtaki beyaz seramik kaplı duvarın kare nişi içinde yer alan ve elinde testi tutan kıvırcık saçlı erkek heykeli ile sonlanır. Düğün organizasyonlarında bu “+” şeklindeki sütunlu yollar aşağıdaki fotoğrafta göreceğiniz gibi uzun masalarla donatılır…

Estoi Sarayı sütunlu koridorun artı şeklindeki formu
Sophie ve Charlie’nin düğün törenine ait video linkinden (10) seçilen bu ekran alıntısı sütunlu koridorun artı şeklindeki formunu göstermektedir…
Estoi Sarayı sütunlu yol
Köşkün tam yanındaki merdivenlerin bitmesi ile başlayan ve çeşmeli havuz boyunca ilerleyen, daha sonra artı işareti şeklinde dağılan sütunlu yolun, fotoğrafta şemsiyeler olan kısmı otelin açık hava kafesi olarak hizmet vermektedir. Düğün organizasyonlarında bu alana uzun yemek masaları dizilir…
Artı “+” şeklinde birbirine bağlanan sütunlu yol
Artı “+” şeklinde birbirine bağlanan sütunlu yol köşkün yanından başlar ve çeşmeli havuz boyunca ilerler…
Ferforje balkonu olan kemerli portal
Sütunlu yolun bir kolu, arkasında Caminho Entre Hortas caddesine bakan bir ferforje balkon olan bu kemerli portal ile sonlanır…
Sütunlu yolların kesişim noktalarındaki çift kolonlu taş banklar
Sütunlu yolların kesişim noktalarında çift kolonlu taş banklar yer alır. Bu noktadan itibaren “+” şeklinde dört yöne dağılım vardır. Fotoğrafta gördüğünüz yol dizisi en uçtaki kare niş içinde yer alan ve elinde testi tutan çıplak erkek heykeli ile sonlanır…

Günümüze genele kadar restorasyon geçirmiş olan sarayın orijinal bahçe tasarımına sadece dekorasyonu ve sahne tasarımını zenginleştirmek için limitli müdahalelerde bulunulmuştur. Böylelikle, eski Yunan kahramanlarının, pagan erdemlerini ve alegorilerini yansıtan figürlerin, Kaiser Guilherme II (son Alman İmparatoru ve Prusya Kralı), Büyük Friedrich (1740 ile 1786 yılları arasındaki Prusya hükümdarı), Şansölye Otto von Bismarck (19. yüzyılda gevşek bir konfederasyon olan Almanya’nın güçlü bir imparatorluğa dönüşmesinde çok önemli rolü oynayan ilk şansölye), Goethe (Alman edebiyatçı, siyasetçi, ressam ve doğabilimci), Friedrich Schiller (1802 yılında soyluluk unvanı almış bir şair, filozof, tarihçi ve en önemli Alman dram yazarı) gibi Alman Kültürünün ve politik figürlerinin üyelerinin, Portekiz şairlerinin (Luís de Camões, neoklasik şair Bocage) ve Portekiz tarihinin ünlü politikacılarının (Marquis of Pombal, D. Carlos I) ikonografik temsillerini yansıtan çok sayıda heykel birçok farklı malzeme kullanılarak ortaya çıkartılmıştır. Bahçeye bu temsili figürlerin yanında, kaide üzerine yerleştirilmiş vazolar, volütler (Türkiye’deki antik eserlerde sıklıkla karşımıza çıkan ve Eski Yunanistan’da sütunların süslenmesinde kullanılan sarmal biçiminde kıvrımlar), özellikle Gotik tarzı yapılarda karşınıza çıkan sivri tepeli çatı kulecikleri şeklindeki süsler, baykuşlar yerleştirilmiştir. (1)

Kolçakları ejderha oymalı, sırt kısmı bitki motifli mermer oturma bankı
Köşkün önüne yerleştirilmiş, kolçakları ejderha oymalı, sırt kısmı bitki motifli mermer oturma bankından bir detay…
Carrascal Bahçesi (Jardim do Carrascal)

Bina ve bahçelerin yerleşimindeki merkezi aks sistemi, Rua São José caddesi üzerinde bulunan üçgen bir alınlıkla süslenmiş gösterişli bir taç kapı ile girilen, kapalı bir avlu içindeki Carrascal Bahçesi (Jardim do Carrascal) ile başlar (1997 tarihli ilk hava fotoğrafında saat kulesi ile şapelin çevrelediği avlu ve yazının “Estoi Sarayının Girişi” kısmında göreceğiniz fotoğraf). Şu anda şapel bahçesi olarak kullanılan ortası süs havuzlu bu bahçenin yanında şapele bitişik çan kulesi yer alır. Çan kulesi ile aynı hizada yer alan, yanlarında sivri minik kuleler olan yarım yay şeklindeki kemerli anıtsal girişten geçmek suretiyle cam cepheli resepsiyona ulaşılır. Burada otelin otoparkı da yer almaktadır.

Şapel

Rua São José Caddesi üzerindeki pembe renkli gösterişli cephedeki kapıdan ve aynı zamanda Carrascal Bahçesi içinden de bir kapı ile ulaşılan Şapel, bir tabloda temsil edilen Sagrada Família’ya ithaf edilmiştir. Köşkün içinden de özel bir girişi olan şapelin sokağa bakan cephesi bahçeye açılan portal ile bitişiktir. Tek nefli uzunlamasına bir plana sahip olan şapelin çatısı mihrap üzerinde yer alan beyaz-sarı geometrik desenli bir kubbe ve çan kulesi ile delinir. Kubbenin ortasında “oculus” denilen dairesel bir boşluk yer alır. Oculus antik çağdan kalma Bizans ve Neoklasik mimarinin bir özelliği olan, kubbe üstündeki boşluğa verilen addır.

Sarı-beyaz renkli saat kulesi
Sol arka planda gördüğünüz sarı-beyaz yapı saat kulesi olup, hemen yanında da şapelin mihrap üzerinde yükselen aynı renkteki geometrik desenli kubbesi yer alır.

Şapelin XV. Louis estetiğine yaklaşan ana sunağının mihrabı, Roma Güzel Sanatlar Akademisi öğrencisi SS Ferreira tarafından Madrid’te 1775 yılında yaratılmıştır. Tavanda Francisco Luís Alves’in Yükselişi temsil eden bir tuvali vardır. Bunun yanında, şapel 19. Yüzyıldan kalma iki tuval içerir. Nossa Senhora do Carmo ve Nascimento de Jesus (ikincisi Bento Coelho da Silveira tarafından imzalanmıştır). Avrupa’nın kutsal mekânlarında görmeye alıştığımız fildişi ve farklı diğer malzemelerden yapılmış haçlar, ahşap mobilyalar, avizeler, lambalar, buhurdanlıklar, tören cüppeleri bu mekânın aksesuarlarıdır.

Paylaşmak ister misiniz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir