Selanik: Bir ulusun geleceğinin doğduğu yer…
03/05/2014Avrupa’nın en batı ucuna yolculuk…
18/05/2014Lizbon şehir merkezi iki tepenin tam ortasında yer alıyor, aynı bizim İstanbul’umuz gibi 7 tepe üzerine kurulu bu şehirde yaşlıların işi zor, iniş-çıkış bitmiyor. Yüzümüzü Tejo’ya döndüğümüzde solda Alfama ve tepesinde Sao Jorge Kalesi, sağımızda ise Bairro Alto=Yukarı Mahalle yer alıyor. Nasıl çıkacağız biz bu yukarı mahalleye derken, Elevador de Santa Justa=Santa Justa Asansörü imdada yetişiyor.
Yine kuyruk var, Paskalya’da gökten turist yağıyor. Günlük biletimize asansörler de dahil. 1902 yapımı çelik asansör, İzmir’deki gibi atıyor bizi yukarı mahalleye. Önce bir kahve molası, sonra yukarı mahallenin kibar caddesi Rua Garret bizi bekliyor. Rua Garret’te yüz yıllık bir kafe var:Brasileira… Şık atmosferde soluklanıp, uzak diyarlardan gelen kahve eşliğinde Pastell de Nata yemenin tam zamanı.
Bugünün planında bir yokuş daha var. Lizbon’da ömür biter, yokuş bitmez. Elevador de Bica’ya geldiğimizde, yokuşun dikliğini gördüğümüzde gözlerimiz büyüyor. Funikülerin frenleri tutmasa , istikamet doğru Tejo’nun serin suları.
Bu “elevadores” ile bu kez inişteyiz. İne-çıka akşamı buluyoruz. Bir an önce otele dönmeli, üstümüzü değişmeli, Fado gecesine hazırlanmalıyız. Metro durağı aramaya, kırmızı-yeşil hat değiştirmeye vakit yok. Taksiler ucuz, şehrin öteki tarafına gidiş 10 Euro.
Bireysel olarak bir Fado kulübüne gidişi hesap ediyorum. Sadece müzik dinlemek için giriş ücreti 25 Euro, buna yemek ve içki eklersek 50 Euroyu bulacak. Bu hesabı yaptıktan sonra grupla gitmenin uygun olacağı çıkıyor meydana. Otobüs bizi Bairro Alto’ya getiriyor. Gündüz göremediğimiz bir başka “miradores”den, yukarıdan, karşıdaki Sao Jorge Kalesi’ni seyrediyoruz, Elevadores Gloria’yı görüyoruz.
Bu füniküler de Bairro Alto’yu aşağıdaki Rossio Meydanı’na bağlıyor. Yukarı Mahallenin daracık sokaklarındaki Cafe EL LUSO’ya giriyoruz. Lezzetli balık menüsü ardından program başlıyor. Önce folklorik danslar, balıkçılar, gemiciler, işlemeli kıyafetleri ile güzel kızlar, sonra fadistalar… İki kadın, iki erkek fadistadan herbiri 3 fado söylüyor, adet öyle imiş…
Uzaktaki sevgiliye sesleniyor içli sesler, gırtlak nağmeleri, denize açılan sevgili dönsün diye yalvarıyor. Bazı melodileri biz de birlikte söylüyoruz, gençler değil ama benim yaşımdakiler biliyor bu ezgileri. Çok geç olmayan bir saatte programın bitişi ile kapıda hazır taksilerimize biniyoruz.
Şöförümüz Lorenzo Portekizceden başka dil bilmiyor ama İtalyanca herşeyi hallediyor. 72 yaşındaki Lorenzo 50 yıldır araba kullanıyor, hız sınırını zorlayan, şarkılar ve tezahüratlar arasında geçen taksi yolculuğumuzun sonunda yatak bana çok güzel görünüyor… Yarın Lizbon dışında, Sintra’daki saraylara gideceğiz… Program hazır, tur şirketine 70 Euro veremem, benim tur 15 Euro’ya mal olacak…
Sintra, Cabo da Roca ve Cascais gezimizi okumak için buraya buyurun :)
Gülnar Erkman
Lizbon’daki konaklama seçenekleri için bencetatil.com olarak bizim en çok tercih ettiğimiz online rezervasyon sitesi Booking.com‘u inceleyebilirsiniz. Hem çok sayıda fotoğraf ve doğru bilgiler, hem de gerçek konukların ayrıntılı ve güvenilir yorumları mevcut.
Erenköy Kız Lisesi'nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünde devam etti. Hayatta en büyük tutkularından biri seyahat etmek. Bu seyahatlerinin hikayelerini de farklı internet sitelerinde paylaşıyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin de aktif bir üyesi kendisi.