Geceler beyaz, Moskova rengarenk… (Bölüm 1 – Genel Bilgiler)
22/08/2014Kontrastlar şehri Frankfurt
08/09/20141. KIZIL MEYDAN
Benim için Moskova demek Kızıl Meydan demekti, o yüzden en çok burayı merak ediyordum ve sonuçta en çok da burayı sevdim :)
Koskoca devasa bir meydan bu. Moskova’nın en büyük ana meydani yani. Paris için Concorde Meydanı, Venedik için San Marco Meydanı veya Londra için Trafalgar Meydanı neyse, Moskova için de Kızıl Meydan o, yani şehri temsil eden ve önemli merasimlerin yapıldığı ana meydan.
Önemli olayların merkezi, ulusal veya dini bayramların kutlandığı, büyük askeri geçitlere sahne olmuş bu meydanın adı “Krasni” kelimesinden geliyor ve Slav dilinde güzel anlamına gelmekte. Gerçekten de “güzel” bir meydan. Daha sonra Kızıl Meydan diye anılmaya başlanmış. Tarih boyunca idamlara, gösterilere, geçit törenlerine, olimpiyat meşalesinin getirilişine ve mitinglere sahne olmuş bu meydanda bugün Rusya’nın 1 Mayıs – İşçi Bayramı ve 7 Kasım – Ekim Devrimi gibi en önemli iki kutlaması yapılıyormuş. Son zamanlarda Kızıl Meydanda dünyaca ünlü sanatçılar konser vermeye başlamışlar.
Kızıl Meydan’a gitmek için Ploshchad Revolyutsii (Revolution Square) metro durağında veya Okhotny Ryad metro durağında inebilirsiniz. Teatralnaya durağında inerseniz Bolşoy ve Maly tiyatrolarına yakın bir yerde inmiş olursunuz ve buradan da Kızıl Meydana 5-6 dakikada yürüyebilirsiniz. Kızıl Meydana girmeden önce Devrim Meydanı (Ploshchad Revolyutsii) ile Manege Meydanı‘nı(Manezhnaya Ploshchad) göreceksiniz. İkisi birbiri ile birleşiyor zaten.
Manege Meydanı’ndan hem Kızıl Meydan’a hem de Kremlin’e gidebilirsiniz….
Kızıl Meydan’a sahilden veya Moskova Devlet Tarih Müzesinin yan tarafındaki açıklıktan da girilebilir ama esas giriş Diriliş Kapısı (Воскресенские Eорота) denilen yeşil ikiz kuleli kızıl binanın altından. Diriliş Kapısının bir tarafında Moskova Devlet Tarih Müzesi olan kocaman kızıl bir bina var, öteki tarafında ise kahverengi-turuncu arası rengiyle Eski Belediye Binası. Moskova Devlet Tarih Müzesinin önünde Kızıl Ordunun kumandanlarından Mareşal Jukov’un heykeli var.
Bu kapının girişinde küçük bir şapel var: Iberian Chapel. Önünde de altın sarısı dekoratif şekillerin olduğu ve insanların şans getirdiğine inanarak üzerinde durup dilek dileyerek para fırlattığı “Sıfır Kilometre“yi temsil eden bronz plaka, yani Moskova merkezden herhangi bir yerin uzaklığı ölçüleceği zaman baz alınan “sıfır noktası”…
Haydi artık girelim Kızıl Meydana – yani Moskova’ya gelmek istememin en büyük sebebine… Kızıl Meydan’da Moskova Devlet Müzesi, Kazan Katedrali, St. Vasili Katedrali, Kremlin Duvarları önünde yer alan Lenin’in Mozolesi ve karşısında GUM alışveriş merkezi var…
Moskova Devlet Tarih Müzesi sağ kolunuzda kalıyor Diriliş Kapısından girdiğinizde. Kızıl taş binanın alt katında hediyelik eşya satan bir dükkan var, içinde bir süre kendimi kaybettim :)
Diriliş Kapısından girer girmez solunuzda da Kazan Katedrali var. Bir Rus Ortodoks kilisesi bu. 1936 yılında Joseph Stalin Kızıl Meydandaki kiliselerin kaldırılması emrini verince tahrip edilmiş olan orijinal katedralin tekrar aslına sadık kalınarak yapılmış hali bu…
İçinde fotoğraf çekmek yasak – biz de girdik, baktık, beğen yaptık, çıktık :)
Meydanda ilerlemeye başladığınızda sol tarafınızda rustik taş işçiliği ile dikkat çeken heybetli bir bina var, burası GUM Alışveriş Merkezi…
Meydanda biraz ilerlediğimizde Moskova Devlet Tarih Müzesi arkamızda kalıyor. Geri dönüp o kızıl güzelim binaya bakıyorum… O beyaz beyaz kuleleri ile her mevsim sanki tepesine kar yağmış gibi. Vladimir Sherwood’un dizaynı olan bu yapının mimarisi neo-gotik hareketin doğu yorumu imiş…
Veeee, en çok görmek istediğim görüntü işte tam karşımdaydı… St. Basil’s Cathedral, yani St. Vasili Katedrali… Külah külah dondurma gibi kuleleri ile şekerden yapılmış gibi geldi bana :) Aslında belki Kremlin Moskova’nın simgesi ama bu katedral sanki daha çok simgeliyor gibi Moskova’yı, daha bir özdeşleşmiş Rusya ve Moskova algısıyla sanki…
1555 – 1561 yılları arasında Rus Devleti’nin Kazan ve Astrahan hanlıklarına karşı kazandığı zaferleri kutlamak için Korkunç İvan (Czar Ivan the Terrible – IV. Ivan) tarafından yaptırılmış bu şeker gibi rengarenk katedralin değişik şekilde tasarlanmış olan sekiz kubbesi, sekiz ayrı zaferi simgelemekteymiş. Katedralin kubbelerinin her biri ayrı renkte, farklı boylarda ama hepsi de yuvarlak sarmal şeklinde tasarlanmış. En yüksek olan kubbe ise altın yaldızla kaplı.
Bu güzel katedralin başına gelmedik kalmamış. 1737’de çıkan yangında zarar görmüş, Napolyon St. Basil Katedralin’i o kadar beğenmiş ki, savaş sonrası onu yerinden alıp, Paris’e götürmek istemiş ama bunu yapamayınca tahrip etmek istemiş. En son 20. yüzyılda Bolşeviklerin saldırısına uğramış. En son olarak, Stalin’in adamları Kızıl Meydan’ı açıp ferahlatmak amacıyla katedrali ortadan kaldırmayı bile teklif etmiş. Yani neredeyse şimdi Moskova’nın simgesi olan bu rengarenk katedral, Stalin ona kıysaymış tarihin tozlu sayfaları arasına gidecekmiş. İyi ki kıyamamış…
Kış aylarında 11:00 ‒ 17:00, yazın ise 10:00 ‒ 19:00 arası ziyarete açık ve giriş 250 Ruble.
Kızıl Meydan’da sağ tarafta ise Kremlin Duvarları ve tam ortada önde Lenin’in Mozolesi var. SSCB’nin kurucusu Vladimir Lenin hakikaten de mozolenin içindeki cam fanusda yatıyor.
Lenin’in Mozole’sini ziyaret etmek hiç de kolay değil maalesef. Kremlin’e Kutafya Kulesinin oradan girdiğinizde çantanızı ve fotoğraf makinanızı emanete bırakıyorsunuz çünkü içeride fotoğraf çekmek yasak. İçeride birkaç dakikadan fazla kalınamıyor, sürekli giren ve çıkanların hareket halinde olmasını istiyorlar. Lenin’in mozalesi küçük gibi görünse de altta 2 kat daha varmış. Ama orası ziyarete açık değil. Vaktiyle mumyalama işinin yapıldığı labaratuar aşağıdaymış. Granitten yapılmış basamaklı mozale 3 renk: Kızıl, gri ve siyah.
Komünist Devrimin liderini ziyaret etmek isteseniz pazartesi, cuma ve tatiller hariç diğer günler 10:00-13:00 arası ziyarete açık.
Mozolenin üzerinde Kiril alfabesi ile yazılmış olan isim LENIN anlamına geliyor.
Spasskaya Kulesi’nin üzerindeki yıldız, rüzgara göre yön değiştiriyormuş.
St Vasili Katedralinden Moskova Devlet Müzesi, Diriliş Kapısı ve GUM…
Moskova Devlet Tarih Müzesinin içi de dışı kadar etkileyici. Çeşitli dönemleri konu alan kısımlar, dönemlerine uygun bir şekilde dekore edilmiş. Paleolitik dönemlerden bugüne, Çarlık Dönemi Rusya’sından tutun da Sovyet Dönemi Rusya’sına kadar pek çok eseri barındıran bu müze tarihi gözlerinizin önüne seriyor. Resimlerden kostümlere, taçlardan maskelere kadar sergilenen objelerin sayısı milyonlara ulaşıyor.
Binada ayrıca bir de restoran var. Salı hariç diğer günler 11:00-19:00 arası açık. Bu meydanda doğal olarak epey bir fotoğraf çekme çılgınlığı yaşadık… misal aşağıdaki resimler :)
İşte külah külah dondurmaya benzeyen St. Vasili Katedrali’nin içi… Herhalde içeride fotoğraf çekimine flaşsız da olsa izin verilen tek katedral buydu bu arada. Diğerlerinde hep yasaktı. O minik minik kubbeler içeride merdivenler ve pasajlar aşılarak geziliyor, sanki bir labirentte geziyoruz gibi geldi bir süre sonra. Aynı yerde dönüp dolandık filan :)
Veee dışarı çıkıyoruz…
Bu meydan gerçekten güzel ama bir sorun var, bakıyorsunuz, geziyorsunuz, sonra oturup etrafı seyredecek bir bank bile yok. Hani yani gördünüz işte, haydi gidin der gibi… Eşim de öyle yaptı zaten haydi gördük gidelim dedi. Ama ben gider miyim, kaç senedir Kızıl Meydan demiş durmuşum, daha oturup seyredeceğim. Veee çöktüm yere. Haydi dedim, oturup yerde bu güzel meydanı seyredelim… Ve baktı başka çare yok, bizimki de oturdu benimle. Seyre daldık geleni, gideni, o devasa meydanı, heybetli yapıları. Sonra bari fotoğrafı olsun bu halimizin dedim ve işte o halimiz :)
Haydi şimdi de GUM’a girelim. GUM ismi Glavnyi Universalnyi Magazin’in kısaltması, yani “Main Universal Store” demekmiş. 1893 yılında yapılan Neo-Rus tarzda inşa edilmiş, taş, cam ve çelik konstrüksiyon karışımı bu nefis bina Alexander Pomerantsev ve Vladimir Shukhov’un eseri.
Burası dehşet bir yer. Çok şık, çok lüks, çok görkemli… GUM Rusların ilk alışveriş binasıymış. Sovyetler döneminde kapanmış ve bir süre depo olarak kullanılmış.
Bu arada unutmadan söyleyeyim, “ГУМ” diye yazılıyor, ‘Gum’ diye okunuyor)
GUM Alışveriş Merkezinin iç dekoru harikaydı. Dev bir kafes içinde bir havuz vardı. Üzeri de kocaman güllerle süslenmişti. Cam tavandan gün ışığı doluyordu içeri…
3 katlı binada koridorlar arasından geçerken köprülerden yürünüyor…
Mağazaların oldukça pahalı olduğunu söylememe gerek yok sanırım :) Bilinen önemli markaların mağazaları var çoğunlukla burada.
GUM sabah 10.00 – akşam 10.00 saatleri arasında açık…
Burada bir restoranda oturup yemek ve tatlı keyfi yaptık. Herşey çok güzeldi. Ana yemek, şarap, tatlı toplam 2200 Ruble ödedik. Harika bir keyif oldu ama :)
GUM mağazasından bir tane daha var arka sokakta … O da çocuklar için…
Kızıl Meydan’a gece sahil tarafından da geldik, gece ışıklarında ayrı bir güzeldi meydan…
Haydi şimdi Kremlin’i gezelim…
8 Comments
Dilek Hanım merhabalar, Moskova gezimin temel hedeflerini sizin yazınız üzerine belirlemiştim. Listenin çoğunu da yapabildik. Ek olarak City Sightseeing hizmeti aldık, üç rotası var. Uzun rota VDNH fuar merkezinden kalkıyor (veya bitiyor diyelim). Geziyede üç tur sonrası oradan devam etmiş olduk. Ben tum grup adına teşekkürlerimi ileteyim. çok detaylı, özenli bir yazı hazırlamışsınız.
Moskova harika bir şehir. Gerçi Rus masalları uzun sürer ama sonra Vodkanın etkisiyle kısalır. Hele kışın gidiyorsanız çok üşür ve hemen gelirsiniz. Yaz ayları önerilir.
Dilek Hanım gezdik geldik Moskovayı. Bir kere daha teşekkür etmek istedim size. Kremlin i daha görmeden hangi katedral nerde her yeri avucumun içi gibi öğrenmişim sayenizde. Herşeyi elimle koymuş gibi buldum. İzmaylova ve vernisaj da aynı şekilde. Vernisaj girişinin fotosunu da koymussunuz yazıya metrodan inince heme oradan girdik pazara karıştırmak mümkün değil. Çok düşünceli titiz bir gezi yazısı hazırlamışşınız. Bunun gibi daha neler neler… Tekrar ellerinize sağlık:))
Hilal Hanım, bunları duyduğuma çok mutlu oldum inanın, tatil dönüşü böyle düşüncelerini paylaşanlar bizi çok sevindiriyor. Biz de diğer gezginlerin ve seyahatseverlerin tecrübelerini okuyarak ve araştırma yaparak elimizde fotokopiler kendi kendimize gezdiğimiz için, aynı tarzda tatil yapanlara bir nebze katkımız olunca çok mutlu oluyoruz…
Nice güzel paylaşımlarda buluşmak üzere, sevgiler…
Dilek Hanım ellerinize emeginize sağlık. Çok faydalı bir moskova rehberi hazırlamıssınız. 25 temmuzda Moskovaya gideceğiz insallah. Bir sürü yazı okudum moralim bozuldu çok yüzeyseldi verilen bilgiler. Ama siz üşenmemiş tek tek yazmışşınız özellikle Kızıl meydan ve Kremlin 10 numara 5 yıldız:)) Yazılarınızın cıktısını alıp onunla gezecegim. Bundan sonra da takipçinizim:))
Çok sevindim Hilal Hanım, aynı sıkıntıyı vaktiyle ben de çekmiştim, biraz da onun için Moskova yazısını çok detaylı yazmaya çalıştım. İşinize yaraması beni çok mutlu etti. Çıktı almakta sorun yaşarsanız, mail yoluyla iletişim kurun, yardımcı olurum.
Umarım siz de bizim kadar etkilenirsiniz Moskova’dan, farklı bir deneyim oldu bizim için… Şimdiden iyi tatiller dilerim…
Sevgiler…
Merhaba,
Izmailovo ile kızıl meydan arasındaki mesafe ne kadar acaba?
Metro ile yaklaşık 40
dakika idi Tuğba hanım… Sanırım Ploshchad Revolyutsii durağından direkt hat gidiyordu, kontrol edersiniz metro haritasından…