Marmaris ve Mavi Yolculuk
08/09/2020Kuzey Kıbrıs Kültür Gezisi
17/11/2021Simi Adası
Simi Adası’na Bodrum’dan iki saat süren bir feribot yolculuğu ile geçtik. Datça’nın ve Bozburun’un tam karşısında olması sebebiyle aslında en yakın oradan geçilmekle beraber, Datça ve Marmaris’ten nedense feribot seferleri uzun zamandır yapılmıyordu. Şansa bakın ki o yaz biz Simi’ye Bodrum’dan geçtikten sonra Datça ve Marmaris’ten de seferler başladı.
On iki Adalardan biri olan Simi, popüler ve turistik Yunan adalarının aksine turizmle ön plana çıkan bir ada değil. Adanın doğal yapısı nedeniyle geniş plajları, ince taneli kumlu sahilleri yok. Büyük tatil köyleri ve çok yıldızlı konaklama tesisleri de yok. Genellikle dik kayalıklarla çevrili bir ada.
Simi rengarenk evleri ile mavi beyaz Yunan Adaları’ndan çok farklı, tıpkı Meis ve Korfu gibi.
Simi’ye yanaşırken gördüğümüz manzara yine bir yağlıboya tablo gibiydi. Adaya ayak basar basmaz 1884 yapımı saat kulesi gözümüze çarptı. Saat kulesine yakın, diğer adalara göre kısmen daha akıcı bir pasaport kontrolünden sonra rengarenk evlere bakına bakına yürümeye başladık. Deniz Müzesi, II. Dünya Savaşını kaybedenler adına yapılan Meçhul Asker Anıtı ve Küçük Balıkçı Heykeli görülmesi gereken yerlerden.
Hediyelik eşya dükkanları, butikler, birbirinden renkli kafeler ve restoranlar da bu bölgede yer alıyor. Adada geçim eskiden süngercilik ile sağlanıyormuş. Günümüzde sünger avcılığı da tersanecilik de çok azalmış ama hala Simi sokaklarında bu geleneği yaşatan birbirinden farklı sünger satan dükkanlar var.
Biz günübirlik geldiğimiz ve adayı dönüş saatine kadar içimize sindirebilmek istediğimiz için deniz keyfi yapmadık ve sadece Liman Bölgesi olan Gialos’ta vakit geçirdik. Bizimle beraber adaya gelen ve Ada Karta sahip olan yolcular vardı. Onlar adaya iner inmez adanın diğer tarafında bulunan plajlara gittiler.
Adadaki plajlar şöyle:
Ada merkezinde 400’e yakın merdiven çıkarak yukarı kasaba Chorio‘ya ulaşabilirsiniz. Dar sokaklar, begonviller ve klasik Yunan evleri sizi bekliyor. Agios Georgis Kilisesi, Bizans harabeleri ve Orta Çağ’dan kalma surlar gezilecek yerler arasında.
Good Steps ya da Güzel Yol olarak geçen bu yol aslında Liman bölgesi ve Chorio (tepe yerleşim noktası) bölgelerini birbirine bağlayan eskiden ticaret yolu olarak kullanılan 375 basamaklı bir merdiven.
Tepedeki eski şehir Chorio’da görülmesi gereken yerlerin başında St. John Şövalyelerince 15. Yüzyılda inşa edilen Michael Roukounioti Manastırı, Megali Panagia Kilisesi, Yel değirmenleri ve St. John Şövalyeleri Kalesi geliyor.
Kos Adası’nın aksine Simi de, Meis gibi sakin, sessiz, her sokağını, her evini, her kapıyı fotoğraflamak isteyebileceğiniz bir ada. En azından benim için öyle oldu.
Yeni gezi yazılarında görüşmek üzere hoşça kalın…
Suha Zuhal Kılıç
Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü mezunu. Halen İngilizce öğretmeni olarak görev yapmakta. Çocukluğunda başlayıp bugüne kadar sürdürdüğü dünyanın dört bir yanından edindiği mektup arkadaşlıkları, seyahat belgesellerine ve tarihe olan ilgisi, farklı kültürleri öğrenme isteği yıllar geçtikçe artmış, bu hem İngilizce öğrenmesine hem de seyahat etmesine katkı sunmuştur. Öğretmenlik mesleğinin tatil imkanları ve aynı ilgi alanlarını paylaştığı tarih öğretmeni olan eşi sayesinde tam zamanlı öğretmen, yarı zamanlı gezgindir. Hobileri arasında doğa fotoğrafçılığı, kamp kurmak, trekking yapmak, çiçek yetiştirmek, kitap okumak ve gezi yazısı yazmak gelmektedir.