İsrail: Orta Doğu’da bir yaz…
15/02/2014Sınır sonrası ilk durak: Dedeağaç
30/03/2014Britanya Adası’nın en kuzeyi: İskoçya
Bildiğimiz gibi, Birleşik Krallık dört devletten oluşmakta İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda. Kuzey İrlanda hariç diğerleri Büyük Britanya adasında olan bu devletlerden İskoçya, özellikle Mel Gibson’ın Braveheart filminden sonra birçoğumuzun tatil hayalleri arasına girmiştir. Gerçi İngilizce ders kitaplarımızdaki fotoğraf ve hikayeleri ile benim çoktan hayallerim arasında yerini almıştı. Özellikle Highlands denilen kuzey kısmı ve buranın merkezi olan Inverness, Loch Ness canavarı hikayesiyle bildiğimiz Loch Ness Gölü ve ayrıca Ortaçağ dönemine ait mimarisini günümüze kadar korumuş olan ve sönmüş yanardağlar ile kayalar üzerine kurulu tarihi başkenti Edinburg her gezginin rüyasıdır. Kültürlerine ve geçmişlerine, özellikle benliklerine son derece bağlı, özgürlüklerine düşkün İskoç halkının hikayeleri de anlatmakla bitmez.
İşte bu şahane bölgeye yaptığı geziyi, bugüne kadar 46 ülke ve yüzlerce şehir gezmiş iflah olmaz gezme ve keşfetme tutkusuyla kendime çok benzer ve yakın bulduğum canım arkadaşım Dilek Hamutçu Baykal bencetatil.com için kaleme aldı ve şahane fotoğraflar ile süsledi. Kendisi benim meslektaşım, o da benim gibi İngilizce hocası ve hatta öğretmenlik mesleğine aynı okulda beraber başladık. Dilek Hamutçu Baykal benim tanıdığım en güzel insanlardan biri. Akıllı, becerikli, esprili, iyi yürekli ve son derece renkli bir insan. Sitemizi açtığımız günden beri onun güzel gezilerine de burada yer vermeyi çok istiyordum ve sonunda yalvarmalarım karşılık buldu ve hepimize yol gösterecek olan bu güzel İskoçya gezi yazısı çıktı ortaya :)
Canım arkadaşıma bencetatil.com’a verdiği bu hediye için bir kez de buradan çoook teşekkür ediyor, sizleri İskoçya’nın büyülü dünyasına davet ediyorum…
Dilek Vidana Tavaşoğlu
İskoçya’nın tarihi başkenti Edinburgh ve Highlands – Dilek Hamutçu Baykal yazdı…
İstanbul’dan Glasgow havaalanına indikten yaklaşık 45 dakikalık bir yolculuktan sonra Edinburgh’ya geldik. İsterseniz İskoçya’nın ve Edinburgh’nın haritadaki yerine bakalım önce…
Edinburgh gezisi
Biz kalmak için şehir merkezinin hemen dışında, önünde şehir merkezine giden otobüslerin geçtiği bir otobüs durağı olan Holiday Inn’i tercih ettik. Çocuklu ailelere özellikle öneriyorum çünkü yanında pandaları, jaguarları bile görebileceğiniz gerçekten çok büyük ve güzel bir hayvanat bahçesi var. Ancak şehir merkezinde de çok zevkli tarihi küçük butik oteller var.
Edinburgh yürüyerek bir gün içinde keşfedebileceğiniz, Arnavut kaldırımlı dar sürprizli sokakları, rengarenk mağazaları, gayda çalan kiltli sokak şarkıcılarıyla, tarih dolu, düzenli ve büyüleyici bir şehir.
Holyroodhouse Sarayı ve Edinburgh Kalesi
Gezimize kraliyet ailesinin İskoçya’daki resmi konutu olarak bilinen Holyroodhouse Sarayı ile başladık. Sarayı dışardan seyredip bahçesini gezdik.
Holyroodhouse’un bahçesini gezmek serbest. İçinde küçük prens George ve kraliyet ile ilgili hatıra eşyaları alabileceğiniz küçük bir dükkan da var.
Eğer kraliyet ailesinden hiç kimse o sırada sarayda kalmıyorsa, bilet alarak içerisini dolaşabilirsiniz.
Holyroodhouse Sarayı’ndan başlayan Edinburgh Kalesi’nde biten Royal Mile, nam-ı diğer Kraliyet Yolu adında bir cadde var. Bu cadde yaklaşık 2 km uzunluğunda. Kendinizi Ortaçağ’da zannedebilirsiniz bir süre sonra. Cadde üzerinde publar, küçük restoranlar, ekoseli (tartan) her türlü hediyelik eşya satan dükkanlar var. İsterseniz ara sokaklarda kaybolmayı da deneyebilirsiniz. Bu arada viski tadımı yapabileceğiniz bir müze de var. İlginizi çekerse viski turu detaylarına buradan bakabilirsiniz.
Bir zamanlar kralların, kraliçelerin, şövalyelerin, cellatların ve tüccarların dolaştığı Royal Mile’da yürümek heyecan vericiydi.
Geleneksel kıyafetli İskoç erkeklerine turistik yerlerde bolca rastlayabilirsiniz. Kilt diye adlandırılan etekler renk ve desenlerine göre farklı klanlara ait olduklarını gösteriyor. Bizim alışık olduğumuz kırmızı ağırlıklı yeşil ve lacivert çizgili tartanın Macleod Klanı’na ait olduğunu öğrendik.
Royal Mile’ın sonundaki bu meydan bizi Edinburgh Kalesi’ne götürüyor.
Yolun sonunda, volkanik bir kayanın üzerine konumlanmış, şehre her noktadan hakim heybetli Edinburgh Kalesi bizi bekliyor. Uzunca bir kuyruğa girip 16 pound tutan biletimizi aldık. Kale içinde gezmek için en az 3 saatinizi ayırmanızı tavsiye ediyorum.
Edinburgh’da yaşıyorsanız saatinizin doğru olup olmadığını “One O’clock Gun” sayesinde kontrol edebilirsiniz. Kaleye girer girmez bizi Pazar günleri dışında hergün saat 13:00’de patlayan top sesi yani “One O’clock Gun” karşıladı. Önce şaşırdık, birazcık da korktuk ama bu töreni izleyen kalabalığı görüp geleneği öğrenince rahatladık :) 1861 Haziran ayından bu yana Dünya Savaşları dışında bu gelenek süregeliyor.
Kaledeki en eski bina St Margareth’s Chapel’i, savaş müzelerini, askeri hapishanelerini ziyaret ettik. Buradaki subayların köpeklerinin gömüldüğü köpek mezarlığını gördük ve havanın müsaade ettiği kadarıyla şehir manzarasını seyrettik. 3000 yıllık şehre hükmeden bu kale savunma amacıyla yapılmış, daha sonra askeri hapishane olarak da kullanılmış.
Burası Edinburgh Kalesi’nin içindeki onlarca müzeden birisi…
Bu da savaş esirlerinin tutulduğu hapishane odası…
Ve işte kaleden muhteşem Edinburgh manzarası…
Biz yemek tercihimizi geleneksel İskoç mutfağından yana kullanmadık. Bir çok yerde Haggis (kuzunun iç organlarının 3 saat kadar kaynatılıp kıyma haline getirilmesi ve bunun çeşitli baharatlarla karıştırılmasıyla yapılan bir yemek) tadabilirsiniz. Biz “fish and chips” ve burada oldukça bol olan somonu tercih ettik. Burada dükkanlar 6 gibi kapanıyor ve akşam yemekleri erken yeniyor. Biz de yorgun ama mutlu bir şekilde otelimize döndük.
10 Comments
Zamanınız kısıtlıysa elbette yeterli olacaktır.İyi tatiller dilerim.
Merhaba Aybige hanım, aslında tatil süreniz ilgi alanlarınıza göre değişir ancak Glasgow için 2 gün yeterli olur Edinburgh için 3 gün derim burdan Highlands turu alabilir yada Glasgow dönüşünü arabayla Highlands üzerinden yapabilirsiniz.Bu yol gerçekten de güzel manzaralarla dolu,küçük köyler de görülmeye değer. Loch Ness kenarında molalar verebilir hatta bir gece de konaklayabilirsiniz.Size şimdiden iyi tatiller diliyorum.
İlginiz ve güzel tavsiyeleriniz için çok teşekkür ederim Dilek Hanım. Highlands turu için 1 günlük turu (Loch Ness, Glen Co, Stirling) düşünüyorum aslında, zamanımız biraz kısıtlı çünkü. 2 günlük turlar da var. 1 gün görmeye değer yerleri görmem için yeterli mi sizce?
merhaba biz de bu yaz eşimle ingiltereye gidiyoruz, oradan iskoçyaya geçicez, edinburgh, glasgow ve highlands turu yapmak istiyoruz. kaç gün bunun için yeterli acaba?
Dilek Hocam, boylelikle mukemmel bir gezi bloggeri olma potansiyelinizi de kesfetmis olduk. Okurken kendimi orada hissettim, mukemmel olmus. devamini bekliyoruz.Bencetatil.com sitesi sahibi meslekdasimizi da yurekten tebrik ederim.
Sevgili Demet Hanım,
Yorumunuz ve güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim, çok mutlu olduk.
Canım arkadaşım Dilek Baykal Hamutçu da bu güzel katkısıyla zaten bizi çok mutlu etti, umarız devamı gelir, devamlı konuk yazarımız olur. Onunla seyahat sohbetlerimizin tadı bir başkadır, bir çok yeni ve güzel yer öğrenirim ben ondan. O yüzden burada hepimizle de paylaşmaya devam ederse şahane olacak :)
Sevgiler…
Canım çok saol güzel düşüncelerin için.İki güzel arkadaşımın yollarının bir şekilde kesişmesi beni ayrıca mutlu etti:)))
Güzel yorumun için çok teşekkür ederim Demetcim.Çok sevgili arkadaşım Dilek ve eşi büyük bir titizlik ve özverili çalışmayla bu işi yapıyorlar senin de beğenmen harika.Bakalım gelecek günler bize neler getirecek…
Dilek’ciğim, çok güzel olmuş. Teşekkürler…
Seyhancım çok teşekkürler.Bu sitenin sahibi adaşım Dilek Vidana Tavaşoğlu benim için çok değerli ve çok sevdiğim bir arkadaşım.O ve eşi çok büyük bir titizlik ve özveriyle hazırlıyorlar.Ben de konuk yazar :)))) olarak katıldım.