Parga, Preveze & Yanya: Kısaca İyonya

İyonya Seyahati Notları

Her köşesini gezmekten büyük keyif aldığımız Yunanistan’ın bu sefer İyonya kıyılarına doğru uzandık.

 Zengin bir tarihi mirası ve hikayesi olan şehirleri gezip görmeyi seviyoruz. Her döneme ait tarihi eserleri ziyaret ederken, aynı şehirde farklı dönemde yaşamış medeniyetleri, yönetimleri gözümüzde canlandırmaya çalışıyor ve o dönemler hakkında okuyor ve araştırıyoruz. Her ne kadar Yunanistan‘ın bazı şehirlerinde yoğun olan Osmanlı izlerini bilerek silmiş olsalar da, korunmuş olan tarihi eserleri gezmek bizim için her zaman keyif kaynağı. Mesela bu anlamda Yanya’yı çok beğendik.

Onların baktığı yönden bakarsak Osmanlı izlerini görmek istememeleri gayet normal aslında, sonuçta yüzyıllar boyu Osmanlı egemenliğinde kalmışlar 😊Venedik yönetimine dair tarihi eserler restore edilmiş ve hala ziyarete açıkken, Parga’da Pargalı İbrahim Paşa’ya dair, Preveze’de de Preveze Deniz Savaşına dair hiçbir iz, eser, bilgi, belge sergilenmiyor 😊

Olsun, biz yine de bir döneme damgasını vurmuş kişiliklerin yaşadığı, ya da muazzam olayların yaşandığı mekanlarda bulunmaktan çok mutlu oluyoruz. Bir de tarih doğa ile birleşirse o şehrin tadı bambaşka oluyor. İşte İyonya böyle bir bölge. Hem deniz, hem doğa, hem tarih, hem ada ??? Hem yemek, hem içmek, hem yüzmek, hem gezmek 😊Hepsi bir arada 😊

Bu gezimizde Türkçe adıyla Yanya yani İyonya‘yı merkez alarak çevre gezileri yaptık. Yanya’da kalmayı düşünen olursa, şehirdeki en iyi otel olduğu söylenen, odaları ve kahvaltısı oldukça güzel ve temiz olan Byzantio Hotel’i önerebilirim, biz memnun kaldık.

Parga & Paxos ve Anti-Paxos Adaları

Biz Yanya‘dan Parga’ya gittiğimizde önce, 7-8 saat vaktimizi alacak olan Paxos-Antipaxos Adası’na yapılan günübirlik tekne turuna katıldık. Tekne turu yaklaşık 1. 5 saat sürüyor. Biz de bir çok kişi gibi bu adanın ismini ilk defa “Ada ve Meastro” adlı dizide duyduk, her ne kadar diziyi hiç sevmesem de sırf manzaraları yüzünden izlemiştik 😊 Yunanistan’da bir sürü benzer ada var ancak Paxos da, Antipaxos adası da turkuaz rengi olan İyon denizindeki bir Yunan Adası olmanın hakkını gerçekten de vermiş.

Biz daha önce İyon Denizinde sadece Korfu Adası’na gitmiştik. Arnavutluk’un sahil kasabası olan Sarande‘den yaklaşık 20 dakika süren bir tekne yolculuğu ile geçmiştik. Korfu için Yunanistan tarafından geçilirse önce liman kenti İgoumenistsa‘ya gitmek ve oradan arabalı feribota binmek gerekiyor ve oldukça uzun sürüyor. O yüzden biz bu sefer zaten daha önce de gördüğümüz için bir daha Korfu’ya gitmeyi düşünmedik. Bu bölgede daha fazla vakit geçirmeyi tercih ettik.

Paxos tekne turları Parga limandan kolayca ayarlanabiliyor. Yalnız çok popüler bir destinasyon olduğu için biletler çabuk tükenebiliyor. Bizim teknede her milletten insan vardı. Özel tekne kiralama imkanı var mı bilemiyorum ancak bu şekilde gidildiğinde hem ekonomik oldu bizim için, hem de Paxos Adasında kaptanın verdiği serbest zaman süresi adayı gezmek ve keyif almak için gayet yeterli oldu bence.

Paxos’a varmadan önce bir yüzme molası veriliyor Antipaxos Adası açıklarında. Antipaxos adından da anlaşılacağı gibi Paxos’un karşısındaki ada. Burada çok yerleşim yok, sadece varlıklı kişilerin malikaneleri bulunuyormuş.

Tekne Antipaxos açıklarında duruyor ve mavinin her tonunu oluşturan Voutoumi Plajı yakınlarında yüzüyorsunuz. Oldukça kalabalık bir tekne trafiği var, hatta biraz tehlikeli bile olabilir, yüzerken biz temkinli yüzdük açıkçası. Her yerden tekne çıkabiliyor. Sualtı muhteşem, benim gibi snorkel yapmayı sevenler için güzel bir deneyim.

Paxos Adasını biz çok beğendik, tekne adanın merkezi Gaios‘ta duruyor. Sadece merkezi geziyorsunuz. Eski binalar, şirin kafeler, hediyelik eşya dükkanları, tavernalar ve plajları ile gerçekten de bir film seti gibi. Zaten hangi Yunan Adası şirin değil ki?

Bayılıyorum bu, boyaları dökülmüş ama asla yıkılmasına izin verilmeyen neo klasik binalara, Rum evlerinin eski kapılarına, bir kafaye oturduğunuzda ikram olarak gelen suya (bir misafire verilecek en güzel ikram hele bir de hava sıcaksa),  ister lüks ister orta halli bir kafede ya da tavernada bir şeyler yiyip içtiğinizde fiyatların aşağı yukarı her yerde aynı olmasına, oturduğunuz kafede deniz ile aranıza bir şeyin girmemesine, denizin dibinde olabilmenize, sokaklar dar olsa da, sokakları genişletme mantığının olmamasına, kısacası Yunan’ın köhne güzelliğine, yıllar sonra bile gelindiğinde her şeyi aynı bulmaya bayılıyorum.

Tekne turundan dönünce ayrıntılı bir biçimde gezdiğimiz Parga şirin, küçük, tipik bir Yunan sahil kenti. Sıra sıra dizilmiş kafeleri ve tavernaları kordon boyunda yer alıyor. Bir pararel sokakta alışveriş için dükkanlar ve meydanlar var. Alışveriş sokağından basamaklar ile yukarı çıktığınızda Parga’nın muhteşem manzarasını yukarıdan görebildiğiniz kaleye çıkıyorsunuz. Kaleye çıkan basamakların solunda tatlı hediyelik eşya dükkanları, solda deniz manzaralı kafeler yer alıyor.

Parga Tarihçe

Parga Kalesi, Epirus’taki Parga’nın tepesinde bulunan bir Orta Çağ kalesi. (Epir Bölgesi günümüzde Balkanlar’da bulunan tarihsel bir bölge ve Arnavutluk ile Yunanistan arasında yer alıyor. Pindus Dağları, İyon Denizi arası ile kuzeyde Avlonya Körfesi ve Keravnia dağlarından güneyde Arta Körfezine kadar uzanıyor. O dönemdeki başkenti Yanya.)

Şehre bakan bir tepenin üzerinde yer alan kale, 15. yüzyıldan beri önemli bir simge yapı. Zamanında şehri karadan ve denizden gelen saldırılardan korumak için kullanılan güçlü surlar hala sapasağlam duruyor. Kısa süreli Osmanlı işgalleri dışında şehir, 1797’de Venedik Cumhuriyeti’nin yıkılışına kadar Venediklilerin elinde kalmış. Kale, kaleyi kuşatan Yanyalı Ali Paşa’nın saldırılarına rağmen 1819 yılına kadar fethedilememiş.

Parga ve Epir’in geri kalanı üzerindeki Osmanlı hakimiyeti, Yunanistan’ın Balkan Savaşlarındaki zaferinin ardından 1913’te sona erip, Yunan devletinin kontrolüne geçmiş.

Parga’nın halk plajı biraz kalabalık olmakla beraber hemen kafelerin önünde bulunuyor ve pırıl pırıl turkuaz rengi olan bir plaj. Gündüz çok sıcak olduğu için sakin olan kasaba, akşam insan seline bürünüyor. Biz Zorba adlı restoranı tercih ettik ancak her kafe ve restoran oldukça kalabalık ve iyi görünüyordu.