Washington D.C: Başkentte bir gün…
21/09/2015Chicago: Rüzgarlı şehir
11/10/2015Amerika’nın Doğu Yakası yazı dizimizin 2. durağı olan Niagara Falls’a geldi sıra. İlk durak Washington idi. Pek çok filmde görüp hayran olduğumuz Niagara Şelalerini bizzat görmek, orada bir gün geçirmek gerçekten de rüya gibi bir deneyim olsa gerek. Gelin hep beraber bakalım nasıl oluyormuş :)
Amerika Gezim – Bölüm 2: Niagara Falls – Dilek Hamutçu Baykal yazdı…
Washington’dan gece 22:10 da bindiğim trenden New York’da aktarma yaparak, Niagara Falls’da 04:30 gibi indim. Bu tren yolculuğu 135 dolar tuttu. Tren bu istasyondan sonra Kanada’ya devam ediyor. Eğer böyle bir niyetiniz varsa önceden vize almanız gerekli, unutmayın. Niagara Falls’un Kanada tarafından daha güzel olduğu söyleniyor – gerçi daha da güzel nasıl olur hayal edemiyorum :)
Yolculuğum gerçekten de çok uzundu ancak Boston’dan direkt tren yok. Gerçi otobüs tercih edebilirdim ama terminale gittiğimde internetten aldığımı sandığım bileti aslında almadığımı anladım. Planımı ertelememek için aslında gezi rotamın sonlarında olan Washington’u ilk sıraya aldım.
Bir de Niagara Falls’un çok yakınında Buffalo şehri var. Seçenek olarak buraya otobüsle ya da uçakla gelip, sonra aktarma yapabilirsiniz.
Niagara Falls yaklaşık 50.000 nüfusuyla turistik küçük bir kasaba, bol bol otel ve hediyelik eşya dükkanı var. Şelaleler ve aktiviteler yürüyüş mesafesindeki bir milli parkın içinde: State Park.
Niagara Falls, ABD ve Kanada arasında bulunan üç ayrı şelaleden oluşuyor. Bunların en büyüğü Horseshoe Falls (Atnalı). Bu şelalenin büyük bir kısmı Kanada tarafında. Diğeri ise American Falls. Bu şelale Amerika tarafında ve Goat Island ile Horseshe Falls’dan ayrılıyor. En küçüğü ise Bridal Veil Falls ve o da sadece Amerika tarafında. Bu şelale ise Luna Island ile diğer şelalelerden ayrılıyor.
Erie ve Ontorio nehirlerinden beslenen Niagara Falls’dan yarım dakikada 168.000 metreküp su akıyormuş ve aslında 10.000 yıl önce Kuzey Kutbundan gelen buz kütlelerinin yol açtığı çöküntülermiş.
İşte benim Niagara Falls’da geçirdiğim günün hikayesi…
Amtrak tren istasyonu kasaba merkezine yürüyüş mesafesinde olmadığı için 20 dolar ödeyerek taksiyle otelime geldim.
Niagara Falls küçük, çok özelliği olmayan bir kasaba, hatta gündüz vakti tek tük birine rastlıyorsunuz.
Kasabadaki çok sayıdaki hediyelik eşya dükkanlarından biri…
Akşam 20:00′ den sonra kasaba canlanmaya, restoranlar dolmaya başladı.
Bu da kasabanın içindeki Kanada sınır kapısı.
Niagara Nehri’nin karşısında Kanada’yı görebilirsiniz; hatta daha önce de belirttiğim gibi şelalerin Kanada tarafında daha da güzel olduğu söyleniyor.
ABD ve Kanada’yı birbirine Rainbow Bridge bağlıyor.
Niagara Fall’ın olduğu Goat Island’a köprüyle geçebilirsiniz. Birisi yayalar, diğeri arabalar için.
Niagara Falls’ın içinde olduğu State Park Amerika’nın en eski parkı. 1885 yılında kurulmuş.
Parkın içinde muhteşem Niagara River manzaraları eşliğinde yürüyüşler yapabilirsiniz.
Burası parkın içindeki seyir teraslarından biri.
Bu da bölgeye ilk yerleşen Amerika yerlilerinin anısına dikilen bir anıt, bölgedeki müzelerde ve hediyelik eşyalarda da bunun etkisi büyük.
Prospect Point & American Falls
İşte Prospect Point ve American Falls’un yukardan görünüşü…
Prospect Point’den Ameican Falls’ın yanına kadar gidebilir ve eşsiz manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
Arkamda Observation Tower’ı görüyorsunuz. Kulenin girişinde 17 dolar verip bilet alıyorsunuz. Bilete hem kuleye giriş, hem de tekne gezintisi dahil. Kulenin içinden asansörle aşağıya inip tekneye biniyorsunuz.
Maid of Mist tekne gezisinde American Falls ve Horseshoe Falls’un çok yakınına kadar gidebiliyorsunuz. Bu turlar 1846 yılında Amerika ve Kanada arasında arabalı vapur hizmeti olarak başlamış.
İşte tekneden görüntüler…
Şelalenin akış sesini, suyun gücünü hayal edin…
Tekneler 15 dakikalık aralıklarla kalkıyor ve rüya yolculuk yaklaşık yarım saat sürüyor. Aşağıdaki bizden önceki teknenin görüntüsü.
Tekneye binerken mavi yağmur pançosu veriyorlar. Kanada tarafından kalkan teknelerde ise kırmızı pançolar var.
Enteresan bir bilgi: Şelale 1932 yılında tamamen donarak buz olmuş!
Maid of the Mist adını bir Amerikan yerli efsanesinden almış. İlk turistik gezi 6 Temmuz 1861 saat 15:00’de başlamış.
Park 12 ay 24 saat açık ancak Maid of the Mist ve Cave of the Winds aktiviteleri Nisan sonu açılıyor, Ekim sonu kapanıyor.
American Falls’un yüksekliği 21 -34 metre arasında, genişliği ise 290 metre.
Tekneyle şelalenin 15 metre kadar yanına yaklaşıyorsunuz.
Bu da Kanada görüntüsü…