Atlanta: Martin Luther King, CNN ve Coca-Cola
12/11/2015Philadelphia: Bağımsızlık, aşk, sanat ve tarihin şehri
24/01/2016Bunlar da Mississippi Nehri kıyısından görüntüler…
Burası St. Louis Katedrali’nin içi, dışını yukardaki resimde görmüştük. Burası ülkenin en eski katedrallerinden biri. İlk olarak 1718’de şehrin kurucusu Bienville tarafından yapılmış. 1722’de bir kasırgada, 1788’de ise büyük bir yangında zarar görmüş. 1794’de onarılarak büyütülmüş ve katedral olmuş.
Laura Plantation Turu
New Orleans’da aldığım turlardan biri Laura Plantation Turuydu. Lonely Planet Travel’a göre ABD’deki en iyi tarihi turmuş. Şehir dışında olduğu için Gray Line turuyla 5 saat sürdü ve 62 dolar ödedim. Ancak ulaşımı kendiniz sağlarsınız giriş 20 dolar.
Yolda hala Katrina Kasırgasının etkilerinin olduğu bölgeleri gördük. Katrina ABD kayıtlarına göre en büyük ve üçüncü en güçlü kasırgasıymış. Aslında, Katrina kasırgasından etkilenen bölgelere yine Grey Line’nın düzenlediği turlar olduğunu gördüm.
Laura Plantation’ı profesyonel rehber eşliğinde 70 dakikalık bir turla geziyorsunuz.
Bu büyük çiftlikte 12 bina var çevresi şeker kamışı tarlaları, sebze ve meyve bahçeleriyle çevrili.
200 yıl öncesinin günlük yaşantısını görebileceğiniz Laura Plantation’ın orjinal adı Duparc Plantation. En son 2011’de restorasyon görmüş. Lousiana eyaletinde toplam 15 tane Plantation kompleksi varmış
Burası Duparc ailesinin yaşadığı malikane. 1804 yılında yaptırılmış. Plantation şu andaki adını buranın 4. Hanımı olan Laura Locoul Gore’dan almış. Burada doğan Laura, miras kalan bu yerde 1891’e kadar şeker işini yürütmüş ve Waguespack ailesine satmış. Bu aile de 1984 yılına kadar burada yaşamış ve bu çiftliği işletmiş.
Laura, Duparc ailesinin torunlarından, ailenin bütün erkek torunları öldüğünde çiftliğin yönetimini ele almış. Burası malikânenin yemek odası.
Laura Plantation, creaole kültürünün bir örneği yani batı Avrupa, batı Afrika’nın etkilerinin yerli Amerika kültürüyle karışmasıyla ortaya çıkmış. Burası da bahçeden bir görüntü.
Bu da Laura Plantatation’da yaşayan ve çalışan esirlerin özellikleriyle ve fiyatlarıyla listesi…
Çiftlikte 65 tane esir kulübesi varmış, şu anda 4 tane var.
Esirlerden geriye kalan fotoğraflar…
1724 yılında 54 maddelik Louisiana Code Noir diye adlandırılan efendileri ve köleleri arasındaki ilişkileri düzenleyen bir genelge yayınlanmış.
Her kulübenin bir kuyusu ve önünde meyve – sebze yetiştirmek için küçük bir bahçesi ve kümesi varmış. Küçücük kulübede iki aile kalıyormuş.
Otobüsümüz Laura Plantation turundan sonra Oak Alley Plantation’a uğrayarak ziyaretçileri aldı. Plantation adını fotoğrafta gördüğünüz meşe ağaçlı bu yoldan almış. Oak Alley Plantation bir sürü film ve video kliplere ev sahipliği yapmış (Beyonce-Deja vu/Interview with a Vampire) ünlü bir çiftlik.
Laura Plantation, Oak Alley Plantation gibi on tane plantation var bu bölgede, benim tercihim Laura Plantation’dı. Fotoğraftaki de şeker kamışı tarlaları.
Şehirde katıldığım ikinci tur da yine Gray Line’dan Buharlı Tekneyle Nehir Turu oldu.
Buharlı nehir gemisiyle 2 saat süren bir yolculuk yaptım. Ben öğlen yemekli olan turu seçtim. Yolculuk başlamadan içerde yemeği bölgeye özgü mutfaktan açık büfe şeklinde servis ediyorlar. Canlı caz müziği eşliğinde yemek fena değildi. 41 dolar ödedim.
Katrina Kasırgasından zarar gören yerleri görebilirsiniz gezi boyunca.
Bir ara yağmur yağdı, gezinin pek bir numarası yok aslında. Nehir suyu bulanık, seyredilecek bir manzara da yok.
Mississippi manzarası…
Ben ille de büyük modern şehir severim derseniz, Canal Street’in diğer tarafı sizi bekliyor. Lüks oteller, mağazalar…
Nehir gemisi dışında New Orleans’da bataklık turlarına da katılabilir, timsahların yuvaladığı yerleri görebilir ve bebek timsahları elinize alabilirmişsiniz, ilginizi çekerse…
Jackson Brewery, 1891 yılında yapılmış içinde dükkanlar ve restoranlar olan bir alışveriş merkezi.
Mezarlıklar da korumaya alınmış ve rehbersiz gezilemiyormuş bilgisinden sonra 20 dolar vererek bu tura katıldım. St. Louis Cemetery No.1 1789’da açılmış en eski ve en ünlü olanıymış. Bir sürü ünlü ve zengin kişinin mezarları burada. Bunun No.2 ve No. 3 leri de var.
Bu mezarı 2010’da aktör Nicholas Cage kendisi için almış.
Rehberimiz anlatıyor:
New Orleans deniz seviyesinin altında olduğu için ölüleri toprağa gömmüyorlarmış, yani mezarlar yerin üzerinde. Tüm aile fotoğrafta olduğu gibi kat kat mezarlarda üst üste gömülüyormuş.
Mezarlıkların korumaya alınmasının nedeni vandalların çok zarar vermesiymiş.
Tur yaklaşık 2 saat sürüyor, rehber açıklamaları eşliğinde French Quarter içinden yürüyorsunuz ve mezarlıkta bitiyor. French Quarter’ın hemen dışında burası, isterseniz turun başladığı noktaya rehberle de dönebilirsiniz.
New Orleans, büyücüleri ile de ünlü, burası da Voodoo Queen diye bilinen Marie Laveau’un mezarı ve ziyaretçilerin bıraktıkları…
Yine French Quarter sokaklarındayım…
Burası French Quarter’ın hemen yanındaki Armstrong Parkı. Şehrin havaalanı da ünlü müzisyen Louis Armstrong’un adını taşıyor.
4 günün sonunda New Orleans serüvenim bitti ve bayıldığım, tekrar gidebilsem dediğim şehirlerden biri listeme girdi.
Bir sonraki durağım Philadelphia. 200 dolar verip, Greyhound otobüsü ile gitseydim, 1 gün 9 saat yolculuk yapıp, 2 otobüs değiştirip 9 farklı yere uğrayacaktı. Çok daha ucuza uçak bileti buldum, otelden 20 dolar ödeyerek havaalanı shuttle’ına bindim. Gece bindiğim uçaktan Chicago aktarmalı 6 saat sonra sabahın erken saatlerinde Philadelphia’daydım.
Philadelphia gezi yazımızda buluşmak üzere şimdilik hoşçakalın…
Dilek Hamutçu Baykal
Amerika’nın Doğu Yakası’nda yaptığım tatilin planına ve diğer şehirlere ait gezi yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.
NEW ORLEANS ŞEHRİNDE NEREDE KALINIR?
New Orleans şehrinde konaklamayı düşünecek olursanız, otel seçenekleri için bencetatil.com olarak bizim en çok tercih ettiğimiz online rezervasyon sitesi Booking.com‘u inceleyebilirsiniz…
İzmir doğumluyum. Üniversiteyi bitirdikten sonra yolum İstanbul'a düştü ve hala bu şehirde İngilizce öğretmeni olarak çalışıyorum.15 yaşında ailemle arabayla çıktığımız Avrupa gezisi sonrası her türlü yolla, bazen aile bireyleri ile bazen de yalnız geziyorum. Biraz Kova burcu biraz da İzmirli olmam nedeniyle hafif farklı ve maceraperest bir kişiyim. Evliyim ve 28 yaşında bir oğlum var. 56 ülke ve sanırım 150'den fazla şehir gezdim. Buraları gezeceğine önce ülkeni gördün mü diyenler olursa diye söyleyeyim, evet, her şehre gittim, Hakkari dahil. Belki biraz fotoğraf çekme özürlüyüm çünkü o anın tadını çıkarmayı seviyorum. Genellikle sadece sırt çantamla geziyorum ve çan biriktiriyorum.
1 Comment
herşeyiyle kendine aşık edebilecek bir şehirdir kendisi. insanları, barları ,cafeleri, herşeyiyle on numara bir şehirdir.