Prenses Grace Kelly’nin güzel ülkesi: Monako

Unesco Dünya Mirasları listesindeki İtalyan şehri: Verona…
10/06/2014
İtalya’nın romantik gölleri ve çevresindeki kasabalar
02/07/2014
Unesco Dünya Mirasları listesindeki İtalyan şehri: Verona…
10/06/2014
İtalya’nın romantik gölleri ve çevresindeki kasabalar
02/07/2014

Monako’ya Ulaşım

Biz Cote d’Azur ve Korsika Adası tatil planımızda ayrıntılı anlattığım gibi, Marsilya şehrine bulduğumuz çok ucuz bir promosyon bilet ile Fransa’nın güney sahillerine ulaştık. Oradan kiraladığımız araba ile de bölgenin önemli birkaç şehrini ve Monako’yu gezdik.

Aslında, THY’nin Nice’e her gün gerçekleştirdiği direkt uçuşlarla Cote d’Azur bölgesine daha kolay bir şekilde de ulaşabilirsiniz. Hem de Nice, Monako’ya çok ama çok yakın. Bu küçük ülkeye ister araba ile, isterseniz Nice şehrinden kalkan tren ile 20-25 dakikada varabilirsiniz. Otobüs tercih ederseniz, bu kez Nice şehrinde “Gare Routier” den kalkan otobüslere binebilirsiniz.

Biz araba ile gidip çok acayip bir yere park ettik. Şehir hem çok dar bir alana hem de dağlık bir bölgeye kurulmuş olduğundan dolayı alışılmadık ölçüde asansör ve merdiven kullanımı var. Otoparkımız Monako’ya tepeden bakan bir terasa çıkıyordu. Daha sonra orada bulunan asansöre bindik ve aşağıya tren istasyonuna indik. Nasıl demeyin, asansör oraya indi işte :) Uzun aramalardan sonra bir kapı bulup çıktık ve kendimizi Monako sokaklarına attık…

Otoparkın terası
Otoparkın terası
Otoparkın terasından Fonteville manzarası
Otoparkın terasından Fontvieille manzarası
Asansörün bizi indirdiği tren istasyonu...
Asansörün bizi indirdiği tren istasyonu…
Aşağıdan arabamızı koyduğumuz tepedeki otoparka bakış...
Aşağıdan arabamızı koyduğumuz tepedeki otoparka bakış… Arabamız oralarda bir yerde, dağın içinde bizi bekliyor :)

Bu da binbir kapıyı denedikten sonra nihayet doğru yolu bulup dışarı çıktığımızda önümüze çıkan ilk güzellik.

Church Sainte Devote
Church Sainte Devote
Paylaşmak ister misiniz?

2 Comments

  1. Füsun Erdoğanlar bengisu dedi ki:

    Dilekçiğim metro istasyonu ışıklandırması ile çok hoşuma
    gitti. Metro şantiyesinde çalışmanın getirdiği algıda seçicilik olayı olabilir
    bilemiyorum. Açık sinema koltuklarına bayıldım. Tam tasarım işi. Arkadaki ızgara desenli
    pencerenin ne olduğunu çözmedim bir türlü. Fotoğrafların içinde en mükemmeli bence birbirine
    sarılmış Avustralyalı çift. Daha ilk bakışta dikkatimi çekti. Son derece
    başarılı bir çekim. Elinize sağlık. Yarış pistine dönüşen sokak konusu dar
    alanlardaki esnek tasarımın harika bir örneği bence. Yürüyen merdiven İzmir’de benim
    oturduğum Mithatpaşa yolundaki merdivenin yanında da var. Zira epey yokuşlu bir
    alan bizim orası da :) Kentin ve kumarhanelerin o kadar ihtişamlı ve aşırı gösterişli
    olup, Prenslik Sarayının bu kadar sade olması inan beni de çok şaşırttı. Fotoğraf
    çekemediğin noktaları da referansla harika bir şekilde halletmişsin. Eline
    emeğine sağlık. Keyifle okudum…

    • Canım benim, ne kadar dikkatle okumuşsun, evet o açık sinema tasarımına biz de bayıldık, o koltuklardan hiç kalkasım gelmedi vallahi. Tren istasyonlarını hakikaten görmen lazım, çok enteresan. Adamlar dağı dele dele neler yapmışlar hayret ediyor insan. Ve evet, dediğin gibi tezatlar ülkesi birçok açıdan. Belki de o yüzden çok sevdim ben, adım başı şaşırttı beni, severim şaşırmayı :)
      İzmir’de de merdiven düşünülüp yapılmış ha, ah gözünü sevdiğim İzmir, ne güzel :)
      Avusturalyalıların fotoğrafını beğendiğine sevindim – e artık fotoğraf sanatçısı gözüyle bakıyorsun, o yüzden sen beğenince daha bir seviniyorum :) Çok teşekkürler canım tüm yorumların için…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir