Unesco Dünya Mirasları listesindeki İtalyan şehri: Verona…
10/06/2014İtalya’nın romantik gölleri ve çevresindeki kasabalar
02/07/2014Monte Carlo’da Alışveriş
Monte Carlo’da elbette ki çok şık alışveriş imkanları var, ama bir o kadar da pahalı hemen hemen herşey…
Kumarhaneler Meydanından çıkar çıkmaz Galerie du Sporting diye ufak bir yer var…
Ama esas şatafatlı AVM, biraz daha ilerideki Métropole Shopping Center. Burası oldukça lüks ve şık bir yer…
Biz etrafı gezmekten buraya vakit ayıramadık, fazla zamanınız olursa mutlaka gidin derim ben…
Bölgede başka ne var diyecek olursanız, kongre ve kültür merkezi Grimaldi Forum’da düzenlenen sergileri gezebilirsiniz. Burası seminer, fuar, sergi, ürün lansmanları, gala yemekleri ve önemli gösteriler için kullanılmaktaymış.
Aslında sevimli mini trene binerek de etrafı keşfedebilirsiniz…
Monte Carlo-Monako’da deniz keyfi mümkün mü?
Çok fazla seçenek olmasa da elbette mümkün. Monaco şehrinin bir tane halk plajı var, adı Larvatto Beach. Biraz taşlık olsa da temiz ve güzel bir deniz olduğu söyleniyor. Biz girmedik, kesin birşey söyleyemiyorum o yüzden ama etrafta restoranlar, kafeler, tuvalet vs gibi ihtiyaçlarınızı karşılayacak herşey var.
Monte Carlo Yokuşu
Monte Carlo’dan sonra Monaco-ville’e gitme planımız vardı ve bu sefer asansörle aşağı inmek yerine Monako Grand Prix zamanı yarış pistine dönüşen Avenue de Monte-Carlo ve Avenue d’Ostende caddeleri üzerinden yürüyerek, şehri tepeden seyrede seyrede limana doğru yola koyulduk.
Yarış zamanı piste dönüşen yerler şöyle…
İşte yarış yapılan yerlerden şöyle manzaralar eşliğinde indik…
Yokuştan aşağıya inerken Metropol ve Hermitage otellerini görebilirsiniz.
Yokuşta, denize bakar konumda Princess Grace Theatre var.
Bu güzel manzaraya bakan çok hoş bir restoran bulduk ve ben bu manzara hafızama kazınsın istedim – o yüzden burada oturup bir yemek yedik ve Monako Yat Limanı hafızama bu fotoğraflardaki haliyle kazındı… ve de yüreğime …
2 Comments
Dilekçiğim metro istasyonu ışıklandırması ile çok hoşuma
gitti. Metro şantiyesinde çalışmanın getirdiği algıda seçicilik olayı olabilir
bilemiyorum. Açık sinema koltuklarına bayıldım. Tam tasarım işi. Arkadaki ızgara desenli
pencerenin ne olduğunu çözmedim bir türlü. Fotoğrafların içinde en mükemmeli bence birbirine
sarılmış Avustralyalı çift. Daha ilk bakışta dikkatimi çekti. Son derece
başarılı bir çekim. Elinize sağlık. Yarış pistine dönüşen sokak konusu dar
alanlardaki esnek tasarımın harika bir örneği bence. Yürüyen merdiven İzmir’de benim
oturduğum Mithatpaşa yolundaki merdivenin yanında da var. Zira epey yokuşlu bir
alan bizim orası da :) Kentin ve kumarhanelerin o kadar ihtişamlı ve aşırı gösterişli
olup, Prenslik Sarayının bu kadar sade olması inan beni de çok şaşırttı. Fotoğraf
çekemediğin noktaları da referansla harika bir şekilde halletmişsin. Eline
emeğine sağlık. Keyifle okudum…
Canım benim, ne kadar dikkatle okumuşsun, evet o açık sinema tasarımına biz de bayıldık, o koltuklardan hiç kalkasım gelmedi vallahi. Tren istasyonlarını hakikaten görmen lazım, çok enteresan. Adamlar dağı dele dele neler yapmışlar hayret ediyor insan. Ve evet, dediğin gibi tezatlar ülkesi birçok açıdan. Belki de o yüzden çok sevdim ben, adım başı şaşırttı beni, severim şaşırmayı :)
İzmir’de de merdiven düşünülüp yapılmış ha, ah gözünü sevdiğim İzmir, ne güzel :)
Avusturalyalıların fotoğrafını beğendiğine sevindim – e artık fotoğraf sanatçısı gözüyle bakıyorsun, o yüzden sen beğenince daha bir seviniyorum :) Çok teşekkürler canım tüm yorumların için…