Unesco Dünya Mirasları listesindeki İtalyan şehri: Verona…
10/06/2014İtalya’nın romantik gölleri ve çevresindeki kasabalar
02/07/2014La Condamine Bölgesi yat limanı ile sınırlı değil elbette, biraz içeriye girdiğinizde son derece şık caddeler, alışveriş imkanları ve daha pekçok restoran ve kafe var. Şehirdeki ana cadde olan Rue Princesse Caroline hakikaten en şık cadde. Ama ara sokaklar da nefis mimarisiyle insanı kendine hayran bırakan binalar ile dolu. Mesela Rue de Mill.
Bu arada yollarda gezinirken çok şaşırtıcı birşey gördük. Sokakta yürüyen merdivenler. Yani AVM içinde vs alışkınız ama sokağın ortasında olanını ilk kez burada gördüm. Şehir limandan içeriye girdikçe yokuş yukarı doğru yükselmekte olduğu için kolay gezilsin diye böyle bir çözüm bulmuşlar herhalde. Şehrin pekçok yerinde ara ara bu yürüyen merdivenlere rastlanıyor…
Rue Grimaldi ana alışveriş caddesi. Burası Monako Sarayından inince hemen karşınıza çıkan cadde. Biz biraz geç saatte gidebildik oraya ama dikkanlar kapanmadan şöyle bir gezme imkanı bulduk. Çok hoş ama oldukça pahalı şeyler vardı.
Bu bölgede bir de resim galerisi var. İlk olarak Frank Lloyd ve Harry Fisher tarafından Londra’da kurulan Marlborough Güzel Sanatlar Galerisi, Roma, New York ve Monako şehirlerinde de açılmış. Pablo Picasso, Joan Miro, Davit Hockney ve Henri Matiste gibi sanatçıların eserlerinin sergilendiği galeriye giriş ücretsiz. Port Hercule’e çok yakın olan bu galerinin adresi şöyle: 4 Quai Antoine 1er, MC 98000.
2 Comments
Dilekçiğim metro istasyonu ışıklandırması ile çok hoşuma
gitti. Metro şantiyesinde çalışmanın getirdiği algıda seçicilik olayı olabilir
bilemiyorum. Açık sinema koltuklarına bayıldım. Tam tasarım işi. Arkadaki ızgara desenli
pencerenin ne olduğunu çözmedim bir türlü. Fotoğrafların içinde en mükemmeli bence birbirine
sarılmış Avustralyalı çift. Daha ilk bakışta dikkatimi çekti. Son derece
başarılı bir çekim. Elinize sağlık. Yarış pistine dönüşen sokak konusu dar
alanlardaki esnek tasarımın harika bir örneği bence. Yürüyen merdiven İzmir’de benim
oturduğum Mithatpaşa yolundaki merdivenin yanında da var. Zira epey yokuşlu bir
alan bizim orası da :) Kentin ve kumarhanelerin o kadar ihtişamlı ve aşırı gösterişli
olup, Prenslik Sarayının bu kadar sade olması inan beni de çok şaşırttı. Fotoğraf
çekemediğin noktaları da referansla harika bir şekilde halletmişsin. Eline
emeğine sağlık. Keyifle okudum…
Canım benim, ne kadar dikkatle okumuşsun, evet o açık sinema tasarımına biz de bayıldık, o koltuklardan hiç kalkasım gelmedi vallahi. Tren istasyonlarını hakikaten görmen lazım, çok enteresan. Adamlar dağı dele dele neler yapmışlar hayret ediyor insan. Ve evet, dediğin gibi tezatlar ülkesi birçok açıdan. Belki de o yüzden çok sevdim ben, adım başı şaşırttı beni, severim şaşırmayı :)
İzmir’de de merdiven düşünülüp yapılmış ha, ah gözünü sevdiğim İzmir, ne güzel :)
Avusturalyalıların fotoğrafını beğendiğine sevindim – e artık fotoğraf sanatçısı gözüyle bakıyorsun, o yüzden sen beğenince daha bir seviniyorum :) Çok teşekkürler canım tüm yorumların için…