Prenses Grace Kelly’nin güzel ülkesi: Monako
25/06/2014Fransız Rivierası’nda kanallar üzerinde bir masal kasabası…
15/07/2014MAGGIORE GÖLÜ
Maggiore Gölü İtalya’nın kuzeyi ile İsviçre’nin güneyinde yer alan bir buzul gölü. 70 km uzunluğu ile İtalya’nın en uzun, yüzölçümü olarak ise Garda Gölünden sonra ikinci büyük gölü.
Göl, etrafındaki dağlar sayesinde ılıman bir iklime sahip olduğu için egzotik bitkiler yetişen harikulade bahçeleri ile ünlü. Detaylı gezmek için, Stresa’dan teknelerle gidilen adalar içinden, Borromean Adaları’ndan biri olan, Babil’in Asma Bahçeleri tarzındaki 10 katlı bahçesi ile ünlü Isola Bella’yı seçtik.
Göle Varmadan Önce – Milano’da Leonardo Usta
Milano’dan Maggiore Gölüne doğru yola çıkmadan önce, daha İzmir’deyken www.tickitaly.com adlı internet sitesinden biletini satın aldığım Leonardo da Vinci’nin “Last Supper” adlı eserini görmek üzere yola koyulduk. Milano’daki Santa Maria delle Grazie Kilisesinin manastır yemekhanesinin ucundaki duvarda yer alan bu eserin öyküsü de ilginç. Fotoğraflardan gördüğümüz kadarı ile 1943 yılındaki bombalamadan sadece bu eserin yapıldığı duvar kurtulmuş. 1494-1498 yılları arasında Leonardo Usta tarafından yapılan 460×880 cm boyutlarında suluboya fresk yapım metodundan ve çevresel faktörlerden dolayı o kadar çok restore edilmiş ki; çok az parçası orijinal kalmış.
Internet çıktısında Piazza Cadorna meydanında “tickitaly” görevlileri ile 08.45’te buluşup eseri görmeye gideceğimiz yazılıydı. Meydana geldik ancak görevliye benzer kimse yok. Etraftaki büfeye sorduk. Bilmiyorlar. Başkalarına sorduk firmadan haberleri bile yok. Telefon ettik açan olmadı. Kazıklandığımızı düşünüp moralimiz bozuldu.
Birinin önerisi üzerine “Last Supper” adlı eserin bulunduğu Cenacolo’ya yürüdük. Orada başka şirketlerin tur görevlilerini bulduk. “Böyle bir şirket var mı gerçekten?” diye sorduk. “Tabi ki var ve çok ciddi bir şirkettir” dediler. Biraz ortalığı karıştırdık galiba çünkü herkes bize yardımcı olmaya çalıştı. Malum ülkenin onuru söz konusu. Biz insanları dolandırıcılıkla suçlar gibi olduk. Şans eseri firma görevlisi bizi buldu. Biraz paniklemiş gibiydi ancak meydana geldiğini bizim geç kaldığımızı söyledi. Yine de bir acele bize giriş ayarlandı.
Girişte sadece belli sayıda ziyaretçi içeri alınıyor. Her grubun giriş ve çıkış saatleri belli. İçeride en fazla 15 dakika kalınabiliyor. Banka kasası gibi yüksek güvenlikli, şifreli birçok kapıdan geçip esere ulaşabiliyorsunuz. Fotoğraf çekmek yasak. Eser çok etkileyiciydi. Yanımızdaki rehberin İngilizce açıklamalarını dinledik. Eseri anlamak açısından epey yararlı oldu. Masadakilerden birinin mavi giysisinin şarap bardağına yansımasını rehber sayesinde gördüm mesela.
Bilet fiyatına bazı turlar da dâhilmiş ama bir bisiklet etkinliği nedeni ile Milano’da yollar trafiğe kapatılacağından bizim acilen kentten çıkıp Maggiore Gölü’ne ulaşmamız gerekiyordu. O nedenle o tura katılmadık. Bizim gibi düşünüp bir acele kenti terk etmeye çalışan sürücüler eşliğinde hedefimize yollandık…
Arona
Önce Arona kasabasına gittik. Ancak bir de baktık ki; tekne turları oldukça uzun sürüyor ve bizim o kadar vaktimiz yok. Biz de haritayı inceleyip, uzun kısmı pas geçerek Stresa’ya gidip, oradan tekne turu almaya karar verdik.
Bu arada kasabadaki 30 metrelik devasa heykel Colosso di San Carlo Borromeo’dan bahsetmemek olmaz. Karşı reformist San Carlo Borromeo anısına yapılan eseri biz göremedik ama 1698 yılında bakır ve granitten yapılan heykelin sayısız merdivenlerini tamamlayıp, başına ulaşmayı başarırsanız, gözlerine ilerleyip bu heykelin gözünden manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Çılgın bir iş.
Gölde bir tür derebeylik süren Borromeo Ailesinin bıraktığı bu gibi çok sayıda eser var. Arona göl kıyısından yürürken mutlaka göreceğiniz kale de ailenin. Adı ise “La Rocca Borromeo di Angera”…
Borromean Körfezi Adaları ve Baveno
Uzun lafın kısası, Arona’yı üstünkörü gezip, Stresa’daki tekne turuna katılarak Borromean Körfezi Adalarını keşfettik. Bu körfezde üç küçük ada ile iki adacık var. Isola Bella, Isola Madre, Isola dei Pescatori veya Isola Superiore…
Stresa’dan kalkan tekne turu sırasında beğendiğiniz adada inip, o adayı gezerek tekrar tekneye binebiliyorsunuz ve başka bir adayı geziyorsunuz. Aynı biletle duraktaki bütün adaları gezme şansınız var.
Tekne turunun ilk adası Isola Bella idi ancak biz bu adayı dönüşte gezmeyi tercih ettik. Amacımız tüm adalara tekneden bir göz atıp, en hoşumuza gideni gezmekti. Dışarıdan Borromean Adalarının en güzeli Isola Bella gibi göründü bize. Tadını çıkara çıkara son tekne saatine dek gezdik bu adı gibi güzel adayı…
Isola Superiore veya Isola dei Pescatori
Turun ikinci adası Isola Superiore veya Isola dei Pescatori, tekne turundaki tüm yıl iskâna açılmış tek ada. Diğer bütün adalar son tekne saati ile birlikte hayalet adaya dönüşüyor. Dükkânlar kapanıyor ve hiç kimse kalmıyor adanın içinde.
375m x 100m ölçülerindeki bu adada ise geleneksel meslek olan balıkçılık hala devam ediyor ve yerel restoranlar önemli bir alıcı onlar için. Ancak turistlere çekici manzaralar sunan adada turizm ekonominin itici gücü olmuş durumda. Günü birlik gelenler olduğu gibi konaklayanlar da var.
Adadaki San Vittore Kilisesinin tarihi şapel kalıntıları 9. yüzyılın ortalarından kalma imiş.
Şaşırtıcı biçimde gür bitki örtüsü ile kaplı Malghera kayalıkları ise 200 m2 yüzölçümü ile Isola Bella ile Isola dei Pescatori arasında. İçinde bir de küçük plajı var.
Baveno
Üçüncü durak Baveno’ya giderken yol üzerinde çok güzel villalar gördük. Villa Barberis ile Villa Henfrey-Branca çok etkileyiciydi…
Villa Barberis, uzun yıllar doğuda yaşamış Vercelli’den kozmopolit bir gezgin olan Alberto Barberis’in arzusu ile 20. yüzyılın başlarında inşa edilmiş. Tropikal bitkilerden örnekler içeren bir bahçesi olan egzotik görünüşlü bir yapı. Villada dünyanın çeşitli yerlerindeki kiliselerden rölyefler var. Aynı zamanda üstteki altı kemerli revaklı galerinin duvarları kendi boyadığı manzara ve natürmortlarla kaplı imiş…
Villa Henfrey-Branca,İngiliz kale mimarisinden esinlenerek Charles Henfrey tarafından 1870-1872 yılları arasında yapılan sivri kırmızı kuleli bir yapı. Masalsı bir görünüm sunan bu villanın İngiliz stilinde güzel bir bahçesi de varmış…
Bir sonraki durak olan Baveno, gölün batı kıyısında yer alan, kuzey batısı kırmızı granit taş ocakları ile ünlü bir kasaba. Milano Katedralinin, Milano’daki en ünlü alışveriş merkezi Galleria Vittorio Emanuele binasının ve Roma’daki San Paolo Fuori le Mura Kilisesi gibi önemli yapıların kolonları buradan çıkan malzeme ile kaplanmış.
Bölge 19. yüzyıldan kalma villa ve kaleleri ile ünlü. Baveno, sınırları içinde Roma öncesi demir çağında dahi yerleşim olan tarihi bir kasaba.
3 Comments
Merhabalar,
Toplamda kaç günde gezdiniz Göller Bölgesi’ni?
Merhaba her göle bir gün ayırdık ama gezeceğimiz küçük kasabaları seçtik. Como, Maggiore ve Garda’da daha görülecek pek çok şirin kasaba var. Son Milano gezimizde Orta Gölüne gittik. Onu da eklemeyi istiyorum. Tam ortasında tekne ile geçilen minicik bir ada var. İçinde de süper bir restoran. İtalyan dostlarımızla gezdik. Ona tek gün yeter mesela. Diğer adaları tamamen gezmek için 2-3 gün lazım bence. İyi yolculuklar :)
Teşekkürler, yanıtınız için. :)