Brigitte Bardot’un meşhur ettiği balıkçı kasabası: St. Tropez
20/07/2014Farklı bir Yunan Adası gezisi: Volkan Adası Nisyros’da bir gün…
07/08/2014Bir sonraki günümüzde, bir kitapta okuduğum Plaka bölgesine gidelim dedik… Ne varmış burada? Kitap, “tavus kuşları var” diyor, ehhh bu bölgede birkaç tane görürüz belki diyerek, ana yoldan ayrılarak bozuk bir yoldan bir çam korusunun içine daldık. Bizden önce gelen birkaç arabanın yanına park ederek arabadan indik ki ne görelim,Hollandalı turistler yanlarında getirdikleri kutu mamalarla ormandaki kedileri beslerken etrafımızda salına salına belki 50 tane tavus kuşu dolaşıyor
Ne sürpriz… Son derece hür bir ortamda akan dereden su içiyor, avlanıyor, böcek ve çam fıstığı topluyor, uçmaya çalışıyor, kötü sesleri ile çığlıklar atıyorlar. Hiç bir çocuk bu güzel hayvanları kovalamıyor, evdeki vazoya koyarız diye hiç kimse kuyruktan tüy koparmaya kalkmıyor…
Yolumuza devam ederek sonraki durağımız, adanın en uzak noktasında bir tepede yer alan Kefalos’a geldik..
Adından da çok belli olduğu üzere bir kafa biçiminde coğrafyaya sahip köyün bir kalesi var. Sokaklarda ve minik meydanda dolaşarak virajlı bir yolla sahildeki Kamari plaj bölgesine indik. Kıyıdan uzakta ve üzerinde minik bir şapel olan Kastri Adası’na bayıldık.
Ve bu kez yeniden geriye, diğer sahile dönerek, Limionas’daki tavernaya demir attık… Burada köy tipi bir yerleşim yok. Bir taverna, yanında 3 adet pansiyon odası, aşağıda bir balıkçı barınağı ve plaj, arkada nefis bir koy, işte tüm Limionas…
Yanni’nin Taverna’sına kurulduk… “Bizi nerden buldunuz?” sohbetinden Türkiye’den geldiğimiz anlaşılınca, sohbet ve ikram çok derinleşti, yarım litre bizden, diğer yarım litre Yanni’den bir litre şarap, şarapta zeytinle pişirilmiş ahtapot, jumbo karides saganaki, beyaz peynirle doldurulmuş piperi kokkina=kırmızı biber, cevizli baklava (ikram), 2 kahve, mastika likörü (ikram) içeren yemeğe 30€ ödedik. Bol sohbet yaptık,Yunan ekonomisini kurtardık, hepinize tavsiye ediyorum. Dağ yollarından, ara plajlara inerek, her koyda bir selam vererek Kos’a dönmemiz akşamı buldu.
Akşam yemeğini bu gece meze olmadan ana yemek olarak yemeğe karar verdiğimizden, altımızda araba da olduğu için Kos’un 5-6 km dışındaki Türk köyü Platani’ye yollandık. Orta Meydandaki büyük çınar kurumuş, kesmişler, meydan kele dönmüş, etrafındaki Türk lokantaları gayet bakımlı, güzel kebap resimleri asmışlar. Şerif Taverna’ya oturduk, güzel şişler yedik. Şerif Bey’in oğlu Ahmet servis yaptı. Geç saatte işi biten Şerif Bey de rakı kadehini alarak masamıza geldi, sohbet derinleşti. Bu kez de Türkiye’yi kurtardık…
Adanın Türkiye sahillerinde, Akyarlar’a bakan bölümü Tigaki plajları olarak anılıyor. Burada büyük otellerden küçük pansiyon ve apartlara kadar her türlü konaklama mevcut. Bir mini tren Tigaki merkezden otelleri dolaşıyor, turistleri taşıyor. Yüksek bina yok, bakımlı bahçelere 3 katlı oteller yapılmış, sahil ortak kullanımda, oteller geride.