İbiza Adası Gezi Rehberi

İbiza: Yok böyle başka bir ada!

İbiza için genellikle şöyle denir: “Çılgın eğlencelerin adası!”

Evet, eğlencenin tavan yaptığı bir yer, doğru ama İbiza gibi dünya güzeli bir adayı sadece çılgın eğlencelere indirgemek de haksızlık oluyor. Doğası, plajları ve denizi mükemmel, tüm beldeleri, özellikle İbiza ve San Antonio şehirleri birbirinden renkli, güzel ve sevimli.

İbiza dünya jet sosyetesinin en çok tercih ettiği yerlerin başında geliyor. Yani, plajlarda ve koylarda milyon dolarlık yatlar görmeniz kaçınılmaz.

Yeme-içme derseniz Katalan mutfağı ile Endülüs mutfağı karışımını bulacağınız bir yer burası, yani yemekler de, sangria başta olmak üzere içkiler de harika.

Üstelik “Dünyanın en güzel 10 plajı” listelerine tepelerden giren cennet ada Formentera da hemen dibinde İbiza’nın, yani bir cennetten diğerine yarım saatlik bir feribot yolculuğu ile geçebiliyorsunuz. Doğa harikası Formentera, İbiza’nın tersine, huzur adası, hatta balayı adası gibi birşey.

O kadar güzel deniz gördüm ama en güzeli Formentera deniziydi diyebilirim…

İspanya’nın özerk bölgelerinden Balear Takımadaları’ndan biri olan Ibiza, Mayorka kadar büyük değil ama öyle 3-5 günde keşfedilip bitirilecek gibi hiç değil.

Biz yıllardır erteliyorduk İbiza gezisini büyük ihtimal sevmeyiz orayı diye. Kaç kere Mayorka’ya gidip, orayı hep es geçmiştik. Neyse sonunda bir bakalım nasıl bir yer diye merak ağır bastı. Ama çok hata yaptık. Bendeniz Google Earth’den şöyle bir bakıp, “Burayı 3 günde bitiririz, ne olacak ki, zaten büyük ihtimal bangır bangır bir yerdir, kaçasımız gelir” filan diyerek tatilimizin epey sınırlı bir kısmını buraya ayırmamıza sebep oldum.  Halbuki herşey var adada, ister çılgın, gürültülü patırtılı, ister sakin ve huzurlu tatil arıyor olun, isterseniz sakin tatilinize ara ara çılgın kaçamaklarla renk vermek istiyor olun, ada hepsine izin veriyor.

Yani kısaca  çoook hakkını yemişim adanın. Zaten çok geç kalmıştık keşfetmekte, bir de tadı damağımızda, tüm güzellikleri aklımızda kalarak ayrılıverdik bir sonraki kavuşmamıza dek…

Diyeceğim o ki, İbiza’yı es geçmeyin, bence ya halen gençken ya da ruhunuz gençken gidin bir an evvel İbiza’yı yaşayın, pişman olmayacaksınız. Ama, siz siz olun İbiza planınızı bir haftadan kısa tutmayın…

İşte size her türlü seçeneği sunabilen bu büyüleyici ada ile ilgili İBİZA TATİL REHBERİ. Umarım işinize yarar…

Önce nasıl gidelim ile başlayalım…

İbiza’ya Ulaşım

İbiza’ya İspanya’nın Denia, Valencia ve Barselona şehirlerinden feribot ile ulaşmanız mümkün.

Ayrıca THY + Air Europa ile  Madrid, ya da sadece İberia ile Madrid aktarmalı uçuşlar var. Tabii pek çok seçenek daha var, en iyisi fiyat karşılaştırmak. Mesela Alitalia ile Roma, KLM ile Amsterdam, Swissair ile Zürih aktarmalı, Lufthansa ile Frankfurt veya Münih aktarmalı gitmek mümkün İbiza’ya. Ama adaya direkt gitmek maalesef mümkün değil, illa ki bir şekilde aktaracaksınız.

Biz nasıl gittik? 

Biz Lufthansa ile Münih aktarmalı uçtuk, hatta ayrıntı verecek olursam şöyle yaptık:

İstanbul – (Münih aktarmalı) İbiza gidiş

Mayorka – (Münih aktarmalı) İstanbul dönüş

Yani bir gidişte hem İbiza’yı görelim hem de çok sevdiğimiz ve özlediğimiz Mayorka’ya da bir daha uğrayalım dedik. İbiza-Palma de Mallorca arasını da Air Nostrum ile uçtuk.

Lufthansa iyi bir havayolu, hiç sorunsuz ve gecikmesiz gittik, geldik. Saatleri de fiyatı da o sırada çok uygundu. Air Nostrum’un uçakları pek bir küçük. Normal uçaklara sığan el bagajımız ve plaj çantamız bile uçaktaki dolaplara sığmadı, herkes onları da mecburen bagaj olarak verdi. Ama gecikmesiz sorunsuz götürdü iki ada arasında bizi.  Sanırım 20 dakika filan sürdü uçuş, yani kalkması ile inmesi bir oldu diyebilirim :)

Feribot ile vakit kaybetmeyelim diye uçak ile gittik bu sefer, vaktimiz de kısıtlı idi biraz ama feribot da tercih edilebilir tabii.

Mesela Barselona veya Valencia şehirlerine bir gezi yapılıp, ardından deniz tatili için İbiza’ya geçilebilir. Böylece hem şehir gezisi hem de deniz tatili bir arada yapılabilir.

İbiza Konaklama Seçenekleri

Eğer geceleri şehirde sokak sokak dolaşmayı, alışveriş yapmayı, binbir tane restoran, bar ve kafe seçeneğinin tam ortasında olmayı, yani kısaca renkli geceleri hedefliyorsanız bence bir koy veya plaj oteli yerine ya İbiza ya da San Antonio şehrinde bir otelde konaklayın. Yok ama sessiz sakin bir deniz tatili yapalım, günümüzün çoğunu plajda geçirelim derseniz o zaman bir koy oteli de olabilir tabii. Ara ara odanıza çıkar uyur dinlenir, öğle yemeği yer, sonra tekrar plaja dönersiniz, falan filan…

Biz nerede kaldık?

Biz kurtlu olduğumuz için, her günü aynı yerde geçirmek bize göre olmayacağı, hatta günde en az 2 koy gezmemiz şart olduğu için plaj oteli bizim için çok anlamlı değildi, o plajda bir gün duracaktık en fazla. Geceleri de hemen sokaklara düşmek isteği baskın olacağından bizi yine şehir oteli paklar dedik.

İlk tercihimiz İbiza şehrindeki otellere bakmak oldu. Belki biraz geç kaldığımızdandır, belki hep öyledir bilemiyorum ama hem İbiza şehir otelleri bizi açmadı hem de içimizi açmayan bu oteller gereksiz pahalı idi. San Antonio şehrine bakmaya başladık sonra. Zaten araba kiralayıp sürekli oradan oraya gezecektik, şehir çok fark etmez dedik.

İşte bizim San Antonio’da kaldığımız otel: Hotel Gran Sol. Burası hem Cala Moro denilen çok güzel bir plaja 2 dakikalık yürüme mesafesindeydi, hem de sahil boyunca şehre doğru yürürken bütün meşhur bar ve klüplerin önünden geçiyordunuz. Şehir merkezine zaten yürüyerek 15 dakikada gidebiliyorduk. Yani tavsiye ederim burayı, ama siz yine de her yere bakın iyice…

İşte bizim otelimiz… (Booking sitesindeki puanı 8.8)

Yine de San Antonio’da değil, İbiza kentinde kalalım derseniz, İbiza şehir otellerine buradan bir bakın isterseniz, belki erkenden bakınca daha iyi şeyler çıkar.

Sessiz sakin bir deniz tatili istiyorum diyorsanız, o zaman Santa Eulària des Riu bölgesini tavsiye ederim. Cala Llonga, Es Canar gibi nefis koylar da bu bölgede. İsterseniz buraya bakıp, seçenekleri inceleyebilirsiniz…

Haydi şimdi eğlencesi ve plajları ile İbiza’yı biraz daha yakından tanıyalım…