Atatürk Arboretumu’nda yeşile doyduğumuz bir gün…
27/05/2018Çocuklarla Avusturya: Yaz ortasında kayak tatili ve çevre gezisi
28/07/2018Arabayla İstanbul’dan Polonya’ya – Bölüm 4: Varşova
Kendi arabamızla gerçekleştirdiğimiz Sırbistan-Macaristan-Polonya seyahatimizin ilk bölümü olan “Yola çıkış ve Belgrad” yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Belgrad-Krakow arası yolculuğumuz ile Krakow‘u tanıtan gezi rehberimiz ise bu yazıda…
Burada da Auschwitz ile ilgili yazımız bulunuyor.
***
Varşova Gezimiz
Bu seyahatimizin 6.günü için planımız Polonya’nın başkenti Varşova’yı ziyaret etmekti. Krakow’da konakladığımız Puro Hotel Krakow, Glowny Tren İstasyonu’nun tam karşısındaydı. O nedenle acaba arabayla değil de etrafı seyrede seyrede günübirlik bir tren yolculuğu ile mi Varşova’ya gitsek diye düşündük. Navigasyondan bakınca otobandaki yol çalışmaları nedeniyle trenin daha çabuk Varşova’ya varacağını görünce aldık biletleri, atladık trenimize.
Aslında daha önce konuştuğumuz arkadaşların yorumları ile okuduğumuz bazı blog yazıları bizde maalesef yanlış bir izlenim oluşturmuştu ve Varşova’nın pek de güzel olmadığı fikrine sahiptik. O yüzden günübirlik hızlıca bir keşif gezisinin yeterli olacağına inanıyorduk. Ama Varşova’yı gördükten sonra bu fikrimiz tamamen değişti ve keşke planımızı burada da 2 gece kalacak şekilde yapsaydık diye düşündük. Siz benzer bir seyahat yapacak olursanız Varşova’yı aman yabana atmayın. Krakow gerçekten de daha güzel belki ama Varşova’nın da kendine has mutlaka keşfedilmesi gereken bir havası var.
Krakow – Varşova arası tren yolculuğu yaklaşık 3 saat sürüyor. Rahat bir yolculuktan sonra sabah 11:00 civarında Varşova merkez istasyonunda (Warszawa Centralna) trenden indik.
İstasyondan çıkınca etrafta ilk dikkatimizi çeken yapılar hemen istasyona komşu bir AVM (Złote Tarasy), çok sayıda gökdelen ve meşhur PKiN Kültür ve Bilim Sarayı oldu.
PKiN, 1950’li yıllarda Sovyet lideri Stalin’in tarzı ile inşa edilmiş ve çok büyük bir kongre salonu, tiyatro ve sinema salonu ile farklı müze alanlarından oluşan ikonik bir yapı. “Kilometer Zero” anıtı ise Aleje Jerozolimskie ve Marszałkowska Caddelerinin buluştuğu kavşakta yer almakta ve Varşova’dan pek çok şehre olan uzaklıklar yazılmış üzerine.
Zamanımız kısıtlı olduğu için şehrin “Old Town” kısmında vakit geçirmeyi tercih ettiğimizden, o yöne doğru yürümeye başladık. Metro sistemi de mevcut şehir içerisinde ama biz olabildiğince yaya olarak gezmeyi tercih ediyoruz her gittiğimiz şehirde.
Yol üzerindeki Ogrod Saski Parkı içerisinden geçerken I. Dünya Savaşı’na ait önemli bir anıt olan “Meçhul Asker” anıtı görülüyor.
Nazilerin bombaladığı Saxon Sarayı’ndan ayakta kalabilmiş tek parça bu yapı imiş. Daha sonra II. Dünya Savaşı sırasında ölen ve adı bilinmeyen askerlerin külleri de buradakilerin yanına eklenmiş.
Eski Şehir bölgesine giderken yürüdüğümüz Krakowskie Przedmieście Caddesi’nde pek çok güzel yapı karşımıza çıktı. Bunlardan biri Pałac Prezydencki Başkanlık Sarayı ya da diğer adıyla Radziwiłłów oldu. Tarihi 1643 yılına kadar uzanan bu yapı yıllar içerisinde bir çok kez tekrardan farklı şekillerde inşa edilmiş veya çeşitli değişikliklere uğramış. II. Dünya Savaşı sırasında Alman işgal kuvvetleri tarafından Deutsches Haus olarak kullanıldığından savaşı zarar görmeden atlatabilmiş. Bugün burası Polonya Parlemento Binası olarak hizmet vermekte.
Hemen bu binanın karşısında farklı bir bank dikkatimizi çekti. Yakından inceleyince gördük ki Polonya’nın ünlü müzik insanı Chopin’in anısına yapılmış bu bank ve üzerinde Chopin ile ilgili çeşitli bilgiler yazıyor. Ayrıca bir butona basıldığında Chopin’den besteler çalıyor. Bankın Radziwiłłów binasının karşısında bulunma nedeni, Chopin’in 8 yaşındayken ilk konserini burada vermiş olmasıymış. Daha sonra pek çok farklı noktada da bu banklardan gördük.
Krakowskie Przedmieście caddesinde yürümeye devam ettiğimizde karşımıza çıkan bir başka güzel yapı da Church of Carmelites oldu.
Yine bu caddede Roman Katolik kilisesi olan ve Barok tarzı ile dikkat çeken The Church of the Holy Cross var.
Caddenin sonunda Eski Şehir bölgesine giriş yapılıyor. Tam bu noktada Varşova’nın en eski yapılarından biri olan ve neoklasik mimarisi ile dikkati çeken St. Anne’s Church (Kościół Akademicki św. Anny) yer alıyor. Söylenene göre Varşova’nın akademik erkanının bağlı olduğu kiliseymiş burası.
Pazar ve tatil günleri hariç öğle saatlerinde konser oluyormuş burada…
Artık şehrin tarihi ve eski bölgesine girmek üzereyiz…