10 günde İtalya ve Sardinya Adası tatili…
05/02/2013
10 günde İspanya ve Mayorka Gezisi
07/02/2013
Madrid… Şık, zarif ve güzel şehir…
Bir yaz tatili için İstanbul’dan Barselona’ya gidiş, Madrid’den dönüş şeklinde bilet aldık. Niyetimiz giderken Barselona’yı görmek, sonra Mayorka Adası’na geçip deniz tatilimizi yapmak, dönerken de Madrid’e gidip, orayı da gezip görmekti.
Süper bir fikirmiş, inanılmaz bir tatil oldu. Gerçi şaşkın İspanyollar bizim oradan oraya gitme trafiğimize ayak uyduramayıp adadan Madrid’e giderken bavullarımızı kaybettiler. O yüzden Madrid tatili deyince aklıma ilk gelen Madrid havaalanından otelimize üzgün süzgün, bavulsuz, eşyasız gidişimiz olacak herhalde. Unutulur bir anı değildi çünkü. Lenslerimi çıkaracağım ve yıkayacağım ilacım bile yoktu yanımda. Otel odasında diş fırçası ve macun bulunca deliler gibi sevinmiştik :)
Enteresan şu İspanyollar. Geniş millet yani :) Havaalanında bizim bavullar gelmeyince Spanair’in bürosuna gittik. 20 kişi kadardık. Yarım saat birileriyle İspanyolca konuştular telefonda, sonra 20 kişilik kalabalığa İngilizce açıklama yaptılar – tabii biz de doğru dürüst bilgilendirileceğiz diye sevindik bir an ama tüm söyledikleri şu oldu: “Eğer bavullarınız şu saate kadar gelmediyse kaybolmuş demektir.” Büyük keşif yani…
“Ha, hımmm. Peki neredeler o zaman?” diyoruz kalabalıktan birkaç kişi.
15 dakika daha telefon trafiği yaptıktan sonra açıklıyorlar:
“Bavullarınız nerede bilmiyoruz, hiçkimse bavullarınız dünyanın neresine gitti henüz bilmiyor. Ama gelin form doldurun, eğer bulunursa sizi ararız” diyorlar…
Üzgüzünüz, özür dileriz, filan da yok yani…
Ya işte böyle… Neyse bir gün sonra anladık ki bizim ve yaklaşık 20 kişinin daha bavulları Madrid’e gelirken Barselona’da aktarma sırasında uçağa yüklenmemiş ve orada kalmış. Unutmuşlar orada yani. Neyse Amerika’ya gitmesinden iyidir dedik, ertesi gün kavuştuk bavullarımıza. Kayıp bavulların sahipleri olarak herkes nasıl ah etmişse artık, kısa bir süre sonra iflasını açıkladı Spanair …
Madrid ile ilgili ikinci şanssızlığımız da şu oldu. Tatil planı yaparken hiç bakmamışız o tarihlerde Madrid’de ekstra bir durum var mı diye. Bu da bize ders oldu, artık heryere giderken bakıyoruz – çünkü meğer bizim gittiğimiz günün ertesi günü Papa gelecekmiş Madrid’e, “Dünya Gençlik Günleri” etkinliği varmış! Dünyanın herbir yanından gruplar halinde gelen yüzbinlerce genç ellerinde pankartlar, sokaklarda “Haleluya” diye dini şarkılar söyleyerek dolaşıyorlar filan, gerisini siz düşünün artık… Dükkanları da talan etti bu kalabalık, saray ve müzelerin önündeki kuyruklar da 10 katına çıktı tabii. Biz de en merkezi meydanda otel tutmuştuk. Havaalanından bindiğimiz otobüsün geleceği Cibeles meydanına 3 dakika yakınlıkta çok güzel bir otel (Hotel Ada Palace). Ama maalesef Papa o bölgeye gelecekmiş ve tabii polis o meydana çıkan bütün yolları metroları vs kapadı. Abartısız 37 derece sıcakta, elde bavullar, 100 metre yerine neredeyse 3-4 kilometre yürümek zorunda kaldık otele kadar… Ama bavullarımız bulunmuştu ya, olsun dedik :)
Veeee, bu kadar aksilik bile Madrid’i çok sevmemize engel olamadı. Çok çok güzel bir yer Madrid. Şık ve ihtişamlı bir şehir. Muhteşem binaları var. Kafa yukarıda aval aval binaları ve tepelerindeki heykelleri inceleyerek yürürken kaç kere takılıp düşüyordum :)
Haydi beraber bir göz atalım Madrid’in güzelliklerine… Sizin için Top 10 listesi yaptım :)
Bakmak isterseniz bu şehir haritamız…
