Baştan başa Arnavutluk Gezisi

Arabayla İstanbul’dan Polonya’ya – Bölüm 5: Zakopane
11/08/2018
Arabayla İstanbul’dan Polonya’ya – Bölüm 6: Budapeşte
18/02/2019
Arabayla İstanbul’dan Polonya’ya – Bölüm 5: Zakopane
11/08/2018
Arabayla İstanbul’dan Polonya’ya – Bölüm 6: Budapeşte
18/02/2019

TİRAN

İşkodra’da planladığımız gibi iki gün geçirdikten sonra gezide en az beklenti ile ziyaret edip bir gece kalacağımız başkent Tiran’a doğru yola koyulmak üzere, hareket etmek için şehirlerarası otobüsün dolmasını beklemek yerine beş kişilik furgon taksiye atladık. İşkodra Tiran arası 2 saat. Arnavutlukta yollar çoğu yerde tek şerit ve bozuk. Çok hız yapılamıyor. Otobüsler de oldukça vasat.

Tiran’a varınca otele taksi ile gittik. Çok şirin, tam şehrin göbeğinde bir aile işletmesi olan otelde kaldık. Otelimiz Tiran’ın merkezi sayılan İskender Bey Meydanı’na yürüyerek çok yakındı. Dediğim gibi Tiran’dan çok bir beklentimiz yoktu. Biraz Bükreş havasında, sanki şehirde kalmasak da olur diye düşünüp ama aslında gezdikçe ne kadar temiz, düzenli, nezih ve kendini sevdiren bir şehir olduğunu gördük ve iyi ki de bir gün kalmışız dedik. Zaten kalmamız gerekiyordu çünkü Tiran’a gelme sebeplerimizden biri yarım saat uzaklıkta olan Durres şehrini gezmekti. Şehir isimlerinin Türkçe karşılıkları var Durres’inki Dıraç.

Tiran’a gelip otele yerleştikten sonra, otel resepsiyonundaki genç çocuktan ulaşım ile ilgili (yeterli olmayan) bilgileri aldık ve ilk önce Tiran’dan daha çok görmek istediğim Durres’e gitmeye ve Tiran’ı akşama doğru gezmeye karar verdik. Otogar olmadığı için furgonların kalktığı yeri tarif etmeye çalışan genç eksik bilgi verince biz de bilet bayilerindeki görevlilerden yardım almaya çalışırken, herkes iki elini birleştirip kartal kanadına benzeyen bir işaret yaparak bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ve Shqipetar diyip duruyorlardıJ Shqipetar’ın Arnavutluk ülkesinin resmi adını biliyordum ama kartal anlamına geldiğini bu yol tarifi sırasında öğrendim. Bir de bilindiği gibi Arnavutluk bayrağının üzerinde çift başlı kartal var ve bu kartal sembolünü şehrin her yerinde, hediyelik eşyalarda, tişörtlerde, aklınıza gelebilecek her yerde görebiliyorsunuz. Meğer bu kartalın hikayesi de şöyleymiş :

Bir genç dağlarda avlanmaktadır. O sırada üzerinde uçmakta olan bir kartal yalçın bir kayalık tepesine konar. Kartalın geniş kanatları vardır ve gagasında bir yılan tutmaktadır. Bir süre sonra, kartal yuvasının bulunduğu kayalıktan uçup gider. Genç de ardından onu gördüğü o yalçın kayalığın tepesine doğru tırmanır. Yuvada, bir kartal yavrusu ölü yılanla oynamaktadır. Fakat yılan henüz ölmemiştir! Aniden canlanıp dişlerini gösterir ve ölümcül zehiriyle kartal yavrusunu ısırmaya hazırlanır. Genç çabuk davranıp yayını alır ve okuyla yılanı öldürür. Sonra kartal yavrusunu alır ve evine doğru yola koyulur. Aniden tepesinde kartalın büyük kanatlarının çırpış seslerini duyar.

“Niye yavrumu kaçırıyorsun?” diye bağırır kartal.

“Yavrun artık bana ait çünkü senin öldüremediğin yılandan onu ben kurtardım,” diye cevap verir genç.

“Bana yavrumu geri ver! Ben de sana ödül olarak gözlerimin keskinliğini ve kanatlarımın gücünü vereyim. Yenilmez olacaksın ve benim adımla çağırılacaksın.”

Böylelikle genç, kartal yavrusunu geri verir. Kartal yavrusu büyüdükten sonra, artık bir yetişkin olan ve yayı ve oklarıyla ormandaki birçok vahşi hayvanı, kılıcıyla ülkesinin birçok düşmanını öldüren gencin daima başı üzerinde uçar. Bütün bu kahramanlıkları boyunca gence sadakatle gözcülük ve kılavuzluk eder.

Bu kartal hakkında şaşırtıcı olan iki başlı olmasıdır. Bu cesur avcının yaptıklarından etkilenen ülke halkı onu kral seçer ve ona Arnavutçada Kartalın Oğlu anlamına gelen Shqipëtar adını verir. Onun krallığı da Shqipëria yani Kartalların Ülkesi olarak bilinir olur.

Tiran, Arnavutluk
Tiran, Arnavutluk

Kartallar ülkesi denmesinin bir diğer sebebi de Arnavutluk’taki dağların bir çok kartal türünün habitatı olmasıymış.

Biz, Durres’e giden araçların nereden kalktığını öğrenmeye çalışırken, şansımıza dükkanlardan İngilizce’yi çok iyi bilen biri çıkageldi ben de hazır iyi İngilizce bilen birini bulmuşken aklıma takılan her soruyu sordum. Adam çok yardımcı oldu, kartal dedikleri şehrin tam ortasındaki bu heykel Balkan ülkelerinin de merkezi sayılıyormuş, otobüsler bu heykelin çok yakınından hareket ediyormuş bu yüzden de bize yardımcı olmak isteyen ama İngilizce bilmeyenler elleriyle kartal işareti yapıyorlarmış J

Söylenen yere belediye otobüsü ile iki aktarma ile vardık ve indiğimiz gibi hemen Durres’e kalkmak üzere olan dolmuşlara bindik ve yarım saat sonra Durres’e vardık.

DURRES

Durres, Adriyatik kıyısında tarihi M.Ö.627 yılına dayanan bir liman şehri ve aynı zamanda Arnavutluk’un ikinci büyük şehri. Tam karşıda İtalya’nın, yani çizmenin topuğuna Bari’ye giden arabalı feribotlar kalkıyor. Zaten Arnavutluk’ta İtalyan turistler oldukça fazla. Durres antik eserleri, uzun sahili ile yazın oldukça kalabalık olan, İtalya ve Osmanlı izleri taşıyan, otelleri ve binaları oldukça eski ve gösterişsiz bir sahil şehri. Denize girilmeyecekse birkaç saatte tüm tarihi ve turistik yerleri gezilebilir. Biz tüm tarihi eserleri gezip yemek yedikten sonra biraz da sahilde vakit geçirip, rıhtımda soğuk bir limonata içtikten sonra Tiran’a geri döndük.

Şehirdeki en etkileyici tarihi eser amfitiyatro. M.S 2. yy da yapımı tamamlanmış ve 15.000den fazla insan kapasitesi ile şehrin ortasında oldukça geniş bir alan kaplıyor. Biz oradayken arkeologlar ve kazı ekibi hala çalışma yapıyordu. Bilet alarak içini gezebiliyorsunuz ancak biz zaten çitin dışından da tüm yapı görüldüğü için içeri girmeyi tercih etmedik.

Amfitiyatro, Durres, Arnavutluk
Amfitiyatro, Durres, Arnavutluk
Amfitiyatro, Durres, Arnavutluk
Amfitiyatro, Durres, Arnavutluk

Bir diğer Bizans yapısı ise şehrin yine büyük bir kısmını kaplayan Bizans surları ve surların devamında olan Venedik Kulesi.

Venedik Kulesi, Durres, Arnavutluk
Venedik Kulesi, Durres, Arnavutluk

Şehirde ayrıca Bizans Forumu var. Burası da açık hava müzesi biletsiz geziliyor, biz forumu gezerken yanımıza gelen görevli forumun tarihçesini bize İtalyanca anlattı! Daha sonra bir binanın altında kalmış olan ve kazılarla ortaya çıkartılmış. Bizans hamamının da bulunduğu arkeolojik yerleşim yerini gezdirdi. İtalyanca konuşan görevlinin anlattıklarını, kelimeleri İngilizceye benzeterek ve duvarlardaki temsili resimlere de bakarak az çok anlamaya çalıştık teşekkür ederek yanından ayrıldık. Onunla karşılaşmasaydık bu arkeolojik alanı belki de görmeyecektik.

Şehirde bir de Osmanlı egemenliğinden kalma yerinde eskiden bir saat kulesinin de bulunduğu söylenen küçük bir duvar kalıntısı var.

Osmanlılardan kalan tek eser, Durres, Arnavutluk
Osmanlılardan kalan tek eser, Durres, Arnavutluk

Durres, İtalyan mimarisini andıran binaları ve çamaşır ipleri ile dolu olan dar sokakları ile dediğim gibi çarpık kentleşmiş bir şehir ve bence uzun Adriyatik sahiline daha yaraşır bir sahil şehri olabilirmiş.

Durres, Arnavutluk
Durres, Arnavutluk
Durres, Arnavutluk
Durres, Arnavutluk
Durres, Arnavutluk
Durres, Arnavutluk
Durres, Arnavutluk
Durres, Arnavutluk

Sahilde eski bir rıhtım var, sahil boyunca yürüyerek rıhtımı da gezip, fotoğraf çektikten sonra kafelerden birinde dinlenip, deniz havası alarak Tiran’ın yolunu tuttuk.

Durres, Arnavutluk
Durres, Arnavutluk
Durres, Arnavutluk
Durres, Arnavutluk
Durres, Arnavutluk
Durres, Arnavutluk

Tiran’da dolmuş bizi bu sefer kartal heykelinde değil de tam da İskender Bey Meydanı’nda indirdi. Meydanda restorasyon çalışması vardı. Arnavutlar’ın milli kahramanı İskender Bey’in Heykeli, hemen arkasında yine restore edildiği için minaresi koruma altında olan Ethem Bey Camii, Ulusal Tarih Müzesi ve Opera Binası bu meydanda bulunuyor. Bir de şirin bir atlıkarınca var.

İskender Bey Meydanı, Tiran, Arnavutluk
İskender Bey Meydanı, Tiran, Arnavutluk

Dediğim gibi Tiran’dan çok bir beklentimiz olmadığı için vaktimizin el verdiği sürece sokaklarda gezip etrafı görmeye çalıştık. Daha önceden şehrin en gözde mekanlarının ve mağazalarının olduğu bölgenin Blok Bölgesi olduğunu okumuştuk. Hakikaten de okuduğumuz kadar vardı. Yürüyerek ilerlediğimizde içinde yapay bir göletin de olduğu oldukça büyük bir park var. İşte Tiran’dan bazı fotoğraflar :

Tiran, Arnavutluk
Tiran, Arnavutluk
Tiran, Arnavutluk
Tiran, Arnavutluk
Tiran, Arnavutluk
Tiran, Arnavutluk
Tiran, Arnavutluk
Tiran, Arnavutluk
Tiran, Arnavutluk
Tiran, Arnavutluk
Paylaşmak ister misiniz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir