Didim Tatili
26/06/2023Yine Aralık, yine Almanya’da bir Noel tatili
17/12/2023Urla Kaçamağı
Çeşme tatillerimizden birinde Urla’ya uğradık, o yüzden burada ondan da bahsetmek istiyorum – biliyorsunuz İstanbul’dan kaçmak isteyenler arasında da Urla pek bir revaçta. İşin aslı biz Urla’ya pek ısınamadık. Bize sıradan bir Anadolu kasabasını anımsattı. Pek özel gelmedi yani. Birçok blogda okuduğumuz ve Youtube videolarında seyrettiğimiz o meşhur Sanat Sokağını bulana kadar arabamızla girdiğimiz gecekondu semtlerini anımsatan bölgelerdeki o daracık sokaklar ise daha Urla’yı gezmeye başlamadan epey kastı beni. Dar sokaklarda kısa paslaşmalar pek benlik değil açıkcası.
Neyse, gelelim Urla’nın gerçekten de en sevimli ve otantik yeri olan Sanat Sokağına. Gerçekten de burada güzel bir ortam oluşturulmuş ama çok kısa ve küçük bir bölge burası. Güzel restoran ve kafeler ile butik mağazalar var. Çok oyalanmadan yürürseniz 10 dakikada gezer bitirirsiniz yani. Sonrası dediğim gibi maalesef sıradan ilçe hali…
Sanat Sokağından görüntüler paylaşayım önce…
Etrafa bakınırken İstifçi adındaki restoranın atmosferi hoşumuza gitti ama orada yemediğimiz için yemekleri nasıldır bilemeyeceğim.
Bütün bu ortamı dolaşmamız 10-15 dakikamızı aldı.
Burası da Malgaca Pazarı kısmı. Yine biraz sönük geldi bize.
Bu süslü püslü bölgeden çıkınca normal Anadolu ilçesi görünümü başlıyor hemen.
Geniş bir meydanı vardı Urla’nın ama pek renkli değildi bence.
Urla sahiline inince yine sevimli bir ortam başlıyor ama sahil oldukça küçük. Elbette ki balık lokantaları var. Aslında keyifli bir akşam geçer burada ama tüm restoranların manzarası balıkçıların ağları ve eşyalarından ibaret. Ona da ayrıca takıldım ben, hemen toplayıp başka yere götüresim geldi. Takıntılı kadın işte, ille toplayıp düzenleyeceğim :)