Baharda Halkidiki Gezisi

Ege’ye uzanan üç parmak

Selanik’in hemen altında diyorum ben bu bölgeye. Çünkü Selanik’ten yaklaşık bir saatlik yolculuk sonrası ulaşılabiliyor Halkidiki’ye. Deniz, kum, güneş tatili yapmak isteyenler için fazlasıyla muhteşem.

Üç tane yarımadadan oluşan Halkidiki üç parmak şeklinde bir coğrafya. Adeta Yunanistan, Ege Denizi’ne üç parmağını batırmış gibi. Burası Orta Makedonya Bölgesi. Herkese yetecek kadar koy, plaj, otel, pansiyon var. Öyle ki zaten hem Türkiye’den hem de diğer ülkelerden gelen tatilciler için fazlasıyla tercih ediliyor. Ne diyelim, ülkemize yakınlığı sebebiyle biz de şanslı sayılıyoruz bence😊O yüzden Halkidiki gezisini herkese tavsiye ediyorum.

Gezdiğim yerler arasında kıyaslama yapmayı sevmiyorum. Ülkem ile ilgili ise hiç kıyaslama yapmak istemiyorum. Ancak Halkidiki gibi böyle güzel bir turizm bölgesinin nasıl bu kadar sakin, temiz, butik, düzenli, huzurlu ve kargaşadan uzak kalabildiğine ister istemez imrenerek bakıyorum. Sani Bölgesi ve Kalithea Bölgesi hariç çok fazla büyük otel ya da plajları kaplayan tesisler görmedim. Tesisler var tabi ama girişler ücretsiz. Şezlong ve şemsiye, işletmeden vereceğiniz sipariş ile ücretsiz. Ayrıca plaj tesislerinden yararlanmak istemeyenler için tüm sahillerde kendi şezlong, şemsiye ve yiyecek götürebileceğiniz halk plajları da var.

Biz Halkidiki’ye ilk kez gittiğimiz için dört günlük bir tatil planı yaptık. Hem 19 Mayıs tatili ile birleşen hafta sonunu değerlendirmek hem de bir çok şehrini ve adasını gördüğümüz Yunanistan’ın bu şirin tatil beldesini keşfetmek için. Aslında çok daha önce gitmeliydik ama… ah pandemi ne uzun bir süre çaldın ömrümüzden. Yine de Halkidiki planımızı gerçekleştirdiğimiz için gezip görülecekler listeme bir tik atıyorum.

İpsala sınır kapısından çıkıp Sithonia ayağında konaklayacağımız Neos Marmaras kasabasına kadar olan yol sekiz saat sürdü. Bölgenin yeşilliği karşısında mest olduk. Halkidiki tamamı yeşil ve mavinin binbir tonundan oluşuyor. Tıpkı yakın zamanda gördüğümüz Samos Adası gibi.

Halkidiki Gezisinde ilk durak: Sithonia Bölgesi

Stavros, Lerissos üzerinden Neos Marmaras’a gelmemiz iki saati buldu. Açıkçası bir ara acaba doğru yolda mıyız diye şüphe ettik çünkü yol bitmiyordu 😊

Neos Marmaras’da denize bakan bir balkonu olan küçük bir otelde kaldık. Halkidiki bölgesinde denizin dibinde konaklama seçeneği çok fazla. Çünkü her yerden bir deniz manzarası fışkırıyor 😊 Otelin hemen önünden merdivenler ile denize inilen küçük bir plaj var. Neos Marmaras’ı tercih etmemizin sebebi daha merkezi olabileceğini düşünmemden kaynaklanıyordu ama aslında çok da fazla üstüne düşünmeden seçtim diyebilirim. Hakikaten de burası gezdiğimiz diğer beldelere göre hem biraz daha büyük, hem de daha hareketliydi. Şirin bir Ege kasabası misali.

Biz Sithonia ayağında ve Kassandra ayağında ikişer gece kaldık. Açıkçası gitmeden önce yaptığım araştırmada acaba dört günde her yeri gezebilir miyiz telaşı vardı. Bütün günü plajda değil de etrafı keşfetmek için ayırınca dört gün yetiyor. Ancak acele etmeden sadece dinlenme tatili yapayım derseniz on gün bile yetmez çünkü çok güzel 😊 Biz hemen hemen her yeri gezdiğimiz gibi, bir de neredeyse bir günü denize girerek geçirebilecek kadar zaman arttırdık kendimize.

Neos Marmaras’a geldiğimiz akşam hemen bir keşfe çıktık. Neos Marmaras adını Marmara Adası’ndan göç eden Rumların burayı kurması sonucu almış. Burası yazlık bir belde tadında ve alışveriş, yeme içme gibi konularda biraz daha aktif.

Yorgun olduğumuz için ertesi gün de Neos Marmaras’da vakit geçirebileceğimizi düşünerek ertesi günün planını yaparak ilk günümüzü tamamladık.

Ertesi sabah kahvaltıdan sonra arabamıza atlayıp Sithonia ayağını baştan başa gezmek için yola çıktık. Güne erken başladığımız için zaman gayet yeterli ve verimli oldu. Hep maviye bakarak yolculuk yapmak çok güzel. Haydi burada duralım, şu plaja bakalım, şurada bir kahve içelim, şurada fotoğraf çekelim diye diye sırası ile Toroni, Porto Koufo, Kalamitsi, Lineraki, Skia, Valti, Gravias, Sarti, Portakali, Armenitsi, Vourvourou, Karidi, Agios Nikolaos ve Nikitis‘i gezdik.

Bunlar arasında Sarti de konaklamak için bir seçenek olabilir. Çarşısı, şirin kafeleri, tavernaları, konaklama imkanları, uzun sahili ve yakınlardaki Sithonia’nın belki de en popüler plajı olan Portakali Beach ile tam bir turist cazibe merkezi. Portakali Beach’ın yakınında da çok büyük bir kamp alanı olan Armenitis Plajı var. Sithonia’da Kassandra’ya göre daha bakir plajlar var diye okumuştum, katılıyorum.

Sarti dışında bir kahve içip yemek yenilebilecek yerler geleneksel taş evleri ile güzel bir mimariye sahip olan Nikitis ve Agios Nikolaos.

Halkidiki’nin sağdaki üçüncü ayağı Athos Yarımadası 2000 üzerindeki keşişiyle bir manastır devletini meydana getirmektedir. Bu ayağa ulaşım, giriş serbest olmayıp Diamonitirio denilen özel bir izni gerektirmektedir. Pek çok kişi gibi biz de bu ayağı es geçmek zorunda kaldık tabi. Bu arada vakti olanlar ya da arzu edenler için Ormos Panagias’tan kalkan tur gemileri ile Atos Dağı’ndaki manastırları denizden göstermek üzere turlar düzenleniyor.