İstanbul’un gözde ilçesi Bakırköy
09/01/2020Eşsiz bir Coğrafya: Pamukkale
26/02/2020Geçici Haller’e Önsöz
Günümüzde dijital fotoğraf teknolojisinin, yüksek çözünürlüklü fotoğraf çekebilen cep telefonlarının, internet ve sosyal medyada bulunan fotoğraf paylaşım ve satış platformlarının baş döndürücü hızına ayak uydurmaya çalışırken, bir yandan da fotoğraf sanatının anlamını yitirmeye başladığına tanık oluyoruz. Fotoğraf yarışmalarında, sergilerde, dergi ve kitaplarda, gösterilerde karşılaştığımız fotoğraflar güzel ve hoş olsa da büyük oranda tekrardan ibaret; ilham verici olmaktan uzak. Kendini bu alanda kanıtlamış ustalar bile ister istemez ya kendilerini ya da bilineni tekrarlıyorlar. Kısacası fotoğraf sanatı anlamsal bir erozyona uğramış durumda.
Kuşkusuz günümüz fotoğraf sanatında farklı teknikler ve yaklaşımlar da deneniyor; bu çabalardan yeni yollara çıkılabileceğini düşünüyorum. Öte yandan analog fotoğraf günlerine dönüş yapan, hatta iğne deliği fotoğrafçılığı, cyanotype, platin/paladyum, kolodyum gibi yöntemleri yeniden kullanan ve yorumlayan sanatçılar da var. Bu da günümüzde olan bitene farklı bir tepki olabilir.
Geçici Haller sergisine gelecek olursak, burada özellikle yanıtlamaya çalıştığım soru şu: “Fotoğrafa nasıl yeni bir boyut katılabilir?”
Bunun yanıtını fotoğraf görselinin farklı nesnelere transferi veya fotoğraf-nesne ilişkisi üzerinden araştırdım. Nesnelerin yüzey dokuları, kontrast, malzeme özellikleri, renk ve saydamlık gibi etkenlerin bu teknikteki rolünü deneysel olarak anlamaya çalıştım. İki boyuttan üçüncü boyuta geçişin yollarını inceledim.
Serginin teması, adından da anlaşılabileceği gibi geçicilik. Günümüzdeki yaygın yöntem olan fotoğraf kâğıdına dijital baskı yöntemi ile üretilmiş fotoğrafların yanısıra nesnelerle bütünleşmiş fotoğraflarda geçicilik, yıpranma, yaşlanma, yaşam döngüsü gibi konuları işlerken bir yandan da nesne ve görseller arasında doğrudan ya da dolaylı anlamsal ilişkiler kurguladım. İzleyicinin de düşünerek, inceleyerek, hayal ederek bu ilişkileri ve herşeyin geçici olduğu düşüncesini sorgulamasını, tartışmasını, üzerinde konuşup yazmasını sağlayabilirsem sergim amacına ulaşmış olacaktır.
Murat Bengisu
Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesinden Yüksek Lisans diploması almış, özel sektörde çalışan, seyahate ve fotoğrafçılığa tutkun bir mimarım. İzmir Ekonomi Üniversitesinde profesör olan eşimin de benzer zevkleri paylaşması nedeniyle, dünya kazan biz kepçe geziyorduk ki; bu keyifli günler 2020 yılı başında Covid-19 fırtınasının tüm dünyayı sarması ile sekteye uğradı. Tüm dünya gibi biz de etkilendik. Şu anda havaalanlarının çalışmaya başlamasını ve virüsün kaybolmasını dört gözle bekliyoruz. Yıllar sonra bu cümleye baktığımızda eminim hem ben hem de siz dünyayı bu derece ters yüz eden olaya çok şaşıracağız.
2014 yılında bir anda yolumuz dünya tatlısı bir çift olan Dilek ve Hür Tavaşoğlu ile kesişti. Onların teşviki ile Bencetatil.com sitesinde gezi yazıları yazmaya başladım. İnanılmaz da keyif aldım. Tipik bir Başak burcu olduğum için oldukça detaycıyım. Gezdiğim yerler ile ilgili daha sonra yabancı kaynaklardan güvenilir bilgiler bulup, bunu yazılarıma aktarıyorum. İnceleme ve araştırma ruhum sınır tanımıyor anlayacağınız.
Fiziksel ve maddi olarak imkanlarımız el verdiği ölçüde bencetatil.com ile serüvenlerimize devam edeceğiz. Umarım yazılarımdan siz de benim kadar keyif alıyorsunuzdur.