Napolyon’un doğum yeri: Emperyal Şehir Ajaccio
28/01/2014İsrail: Orta Doğu’da bir yaz…
15/02/2014Biraz alışveriş, sonra gezmeye devam…
Sabahki zengin kahvaltı sonrası bize verilen sipariş listesini tamamlayalım dedik. Ancak İsveç malı ayakkabı ile kulaklığı İsveç dükkanlarında bulamayınca çok şaşırdık. İmdadımıza Ahlens denilen bir büyük mağaza zinciri yetişti ve bizden istenilenlerin hepsini orada bulduk. Siparişleri tamamladık :)
Artık Stockholm’u gezmeye devam edebiliriz. Önce restore edilip, gurme mekanı hale getirilen her çeşit özel yiyeceğin ve kafe tarzı restoranın yer aldığı Saluhall binasını gezdik. İsveçlilerin favori noktası…
Saluhall’den sonra Stadshuset denilen belediye binasını gezdik. Burada İsveç’in sembolü renkli tahta at var… 1939 New York Fuarı için yapılan bu ahşap at heykeli ülkenin adeta sembolü olmuş. Tüm hediyelik eşya dükkanlarında bu atı görmek mümkün…
Drottningholm
Stadshuset meydanından kralın yazlık sarayının olduğu Drottningholm’e gitmek için gidiş-dönüş tekne bileti aldık. Yeşil ve mavinin yüzlerce tonu arasından süzülerek gideceğimiz tekne yolculuğuna başladık…
Son derece güzel yemyeşil adaların arasından süzülerek, bol bol fotoğraf çekerek, ne şanslı olduğumuzu birbirimize fısıldayarak ilerledik. Teknede kahve ve kurabiye keyfi yaptık. Drottningholm tüm heybetiyle karşımıza çıktı.
İsveç’in Avrupa’nın büyük gücü olduğu 17. yüzyıl sonundan kalma Drottningholm Saray Kompleksi, Stockholm yakınındaki Lovön Adasında. Bu kompleks Drottningholm Sarayı, Çin Pavyonu, bahçeler, parklar ve bölgeye özgü binaları ile 1991 yılında Unesco Dünya Mirası listesine eklenmiş.
Bu sarayı gezmek için bir saatimiz kalmıştı. Biletleri alıp sarayda hızlı bir tur attık. Sarayın odaları tavan ve duvar süslemeleri ile çok etkileyici, kütüphanesi ise devasa boyuttaki yüzlerce antika kitabı ile çok çarpıcıydı. Duvarlarda 18. ve 19. yüzyıllardan kalma tablolar, odalarda orijinal antika mobilyalar vardı.
Koltukların sadece bir tanesi açıktaydı. Diğerlerinin üstü örtülmüştü. Ben merakla diğerlerinin eteklerini kaldırıp bakınca, görevliden açıkta olan koltuk ile aynı olduğu uyarısını alıp, merakımı giderdim.
Bir iki odada Osmanlılarla ilgili tablolar da vardı. Birinde o dönemin kral ve yöneticileri ile birlikte Abdülmecit’in de portesi vardı. Bu arada içeride fotoğraf çekmek yasaktı. O nedenle iç mekanla ilgili fotoğraf yok maalesef ki…
Bahçeyi gezerken bir vapur düdüğü sesi duydum. Eşime “Gemi gitti” dedim. O “Hayır daha var” dedi ama ben haklıydım, gemiyi kaçırmıştık. Biz de “B planı” yapıp büyük ve bakımlı bahçeyi tadını çıkara çıkara gezdik. Fotoğraflar çekip, çektirdik.
Bir ara yağmur yağdı ama oldukça kısa sürdü. Zaten İsveç gezimiz boyunca uzun ve sağanak yağışlar olmadı.
Evet merak ettiniz değil mi dönüşü nasıl yaptık diye. Gemi kaçtı ve biz de elimizdeki metro biletlerimizi kullanmaya karar verdik. “T” harfi ile gösterilen metro durağına otobüsle gidip, metroya binmeden tesadüfen son derece şık bir Mc Donalds görüp karnımızı doyurduk. Çalışanlar bile manken gibi bu İsveç’te :) İsveç’te genel kanım herşeyin sade ama zarif bir şıklık içinde olduğudur. Hem eşyalar hem insanlar. Tasarım her yerde. Mc Donalds’taki koltukta, parkta, bahçede, ummadığın bir köşede.
Gamla Stan eski kente dönüp, harika bir dondurmacı bulduk. Tavsiye olunur. Ben Rhum-Russian, eşim blueberry dondurması yedi. İkisi de çok lezzetliydi. Eşime göre Rhumlu olan daha iyiymiş.
Bu arada yıllar geçse de unutamayacağım bir şanssızlık yaşadım. Ben caz müziği çok severim. Eşim de bana sürpriz yapıp dünyanın en iyi caz klüplerinden Fasching’e bilet almış. Ben konserin başlangıç saatini bilmiyordum. Elimizdeki paketleri bırakıp, otele gidip duş alıp hazırlanayım derken eşim de saati yanlış not ettiğinden mekana ulaştığımızda son şarkının ortasıydı. Görevli kız “İçeri girecek misiniz? Konserin son parçası.” dedi. Eşim de “Parasını önceden ödedik, tabii ki gireceğiz artık” dedi.
Mutfak kapanmıştı. Birkaç kelime Türkçe bilen garson kız (bir ara bir Türk ile çalıştığından) halimize acıyıp bize kahve ve meyve getirdi. Tam bir fiyasko olan caz konseri içtiğim kahve nedeni ile tüm gece koyun saymama neden olarak bende ayrı bir olumsuz anı bıraktı. Caz kulübü çok şık değildi oldukça vasat hatta kimi yerleri eski idi. Ancak en iyi caz sanatçılarını ağırlayan çok kaliteli bir mekan olduğunu biliyorum. Siz de Stockholm’e giderseniz mutlaka uğrayın ama konser başlangıç saatine dikkat edin. Bu bölgede konserleri Türkiye’deki gibi geç başlayıp geç bitirmiyorlar. Çok dakik olmalısınız.
Bundan sonraki günler araba kiralayıp, İsveç’in küçük kasabalarını gezdik. O bir başka yazıya kaldı artık :)
Füsun Erdoğanlar Bengisu
Stockholm’daki konaklama seçenekleri için bencetatil.com olarak bizim en çok tercih ettiğimiz online rezervasyon sitesi Booking.com‘u inceleyebilirsiniz. Hem çok sayıda fotoğraf ve doğru bilgiler, hem de gerçek konukların ayrıntılı ve güvenilir yorumları mevcut.
Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesinden Yüksek Lisans diploması almış, özel sektörde çalışan, seyahate ve fotoğrafçılığa tutkun bir mimarım. İzmir Ekonomi Üniversitesinde profesör olan eşimin de benzer zevkleri paylaşması nedeniyle, dünya kazan biz kepçe geziyorduk ki; bu keyifli günler 2020 yılı başında Covid-19 fırtınasının tüm dünyayı sarması ile sekteye uğradı. Tüm dünya gibi biz de etkilendik. Şu anda havaalanlarının çalışmaya başlamasını ve virüsün kaybolmasını dört gözle bekliyoruz. Yıllar sonra bu cümleye baktığımızda eminim hem ben hem de siz dünyayı bu derece ters yüz eden olaya çok şaşıracağız.
2014 yılında bir anda yolumuz dünya tatlısı bir çift olan Dilek ve Hür Tavaşoğlu ile kesişti. Onların teşviki ile Bencetatil.com sitesinde gezi yazıları yazmaya başladım. İnanılmaz da keyif aldım. Tipik bir Başak burcu olduğum için oldukça detaycıyım. Gezdiğim yerler ile ilgili daha sonra yabancı kaynaklardan güvenilir bilgiler bulup, bunu yazılarıma aktarıyorum. İnceleme ve araştırma ruhum sınır tanımıyor anlayacağınız.
Fiziksel ve maddi olarak imkanlarımız el verdiği ölçüde bencetatil.com ile serüvenlerimize devam edeceğiz. Umarım yazılarımdan siz de benim kadar keyif alıyorsunuzdur.
4 Comments
Merhaba Mücahid Bey. Bence eylül ayı gayet iyidir. Ancak biraz soğuk ve yağmurlu olabilir. Accuweather sitesinden hava durumunu takip etmenizi salık veririm. Biz 29 ağustos – 3 eylül tarihleri arasında gittik. Hava sonbahar havasıydı ve yağmur olmadı şansımıza. Bence eylül mükemmel bir tarih. Size iyi eğlenceler. Keyif alacağınız bir gezi olacağını düşünüyorum.
Füsun Hanım bilgiler için çok teşekkür ederim. Son bir sorum daha olacak, ben de eylül ayında gitmeyi düşünüyorum, Eylül ayı iyi bir tercih midir? Teşekkürler
Merhaba Mücahid Bey, biz 3 günü Stockholm’e ayırdık. Bence ancak yeterli olur. Gezilecek çok yer var. 3 yada 4 günde çevre kentleri gezerseniz 1 hafta yeter. Ancak Malmö ve Göteburg gibi kentlere de gitmek isterseniz buralar araba ile yaklaşık 5-6 saat sürüyor. O zaman süreyi daha uzun tutup, ara duraklarda konaklamak yada uçak ile geçmek lazım. İyi tatiller…
Merhaba, Stockholm ve çevre kasabaları gezmek için sizce kaç gün yeterli olacaktır?