Baharda Bern bir başkadır…

Şehre dair küçük küçük notlar…

Medeniyet dersi

Yaşam kalitesi ve medeniyet İsviçre’nin pek çok yerinde olduğu gibi burada da tavan yapıyor. Herkes birbirine çok saygılı. İnsan haklarına son derece önem veren bir yerde olduğunuzu hemen anlıyorsunuz. Bu arada enteresan bir anımızı anlatayım. Biz Bern’e giderken trenimiz bir istasyonda 15-20 dakika kadar durdu. Bir arıza vardı herhalde, bilemiyorum. Neyse fazla sürmedi ve tekrar yola koyulduk. Biraz sonra kompartmana giren memure hanım herkese birşeyler sorup, kara kaplı defterine notlar almaya başladı. Çok merak ettik ama Almanca anlamadığımız için bir süre sadece tahmin yürütmece yaptık. Memur biraz sonra yanımıza geldi ve İngilizce konuşmasını rica edince, nihayet ne olduğunu anladık. Meğer teyzeciğim herkese “Sizi 20 dakika beklettik, bu trenden inip başka bir trenle aktarmalı olarak gideceğiniz bir yer var mıydı?” diye sorarmış. Varsa o treni bekleteceklermiş ki kaçırmayalım… Kal geldi bize tabii bir süre. Sonra güç bela kendimizi toparlayıp, “Yok ama sorduğunuz için çok teşekkürler” gibi birşeyler geveledik… “Vay be, medeniyet budur” dedik, ama bununla da bitmedi olay. Trenden inerken garda yolcuları karşılayan  başka görevliler özür mahiyetinde içecek ikramında bulunup iyice “Pes” dedirtti bize! Hiçbir rötar sonrası bu kadar mutlu hissettiğimizi hatırlamıyorum…

Benzer bir rötar durumu Fransa’da başımıza geldiğinde , hakikaten bu rötar nedeniyle aktarma yapacağımız treni kaçırmıştık. Trenimiz nerede diye görevli memura sorduğumuzda ise aldığımız cevap, “Ooooo, sizin tren çoktan gitti, bir sonrakini bekleyin” şeklinde olmuştu. Bu da Fransızların rahatlığı herhalde.

Neyse biz İsviçre’ye ve Bern’e dönelim. Bu güzel şehir, tarihi binaları, evleri ve kare kare taşlı yollarıyla hem Ortaçağ havasını korumuş, hem de şık butikleri, güzel çeşmeleri ve keyifli restoran ve kafeleriyle modern bir şehir lezzeti sunmakta.