İsviçre: Bir Kış Masalı

Arabayla Orta Avrupa gezisi: Çekya, Macaristan ve Eve Dönüş
03/02/2025
Arabayla Orta Avrupa gezisi: Çekya, Macaristan ve Eve Dönüş
03/02/2025

Liechtenstein

Heidiland’e gitmişken 25 km uzaklıktaki Liechtenstein‘ın başkenti Vaduz’a da giderek, yeni bir ülke daha görmüş olduk. 300 yıllık tarihi olan ve dünyanın 6. en küçük ülkesi olan Liechtenstein, monarşi ile yönetilen ve dünyanın en zengin ülkelerinden biri. İsviçre ve Avusturya’nın arasında Alpler bölgesinde ve büyüklüğü sadece 160 km2. Nüfus 40.023 kişi. %40 ı ormanlar ile kaplıyken sadece %11 i şehirler ve yaşam alanlarını oluşturuyor.

Başkent Vaduz, etrafı dağlar ile çevirili bir vadide kurulmuş. Vaduz Şatosu 700 yıllık bir yapı ve 1938‘den beri Prens ve ailesinin ikametgahı olarak kullanılıyor.

Ülkeyi baştan sona 3 saatte gezebiliyorsunuz. Biz sadece başkent Vaduz’da birkaç saat geçirdik ve bir ana cadde boyunca bir aşağı bir yukarı yürüyerek bu ülkeyi anlamaya çalıştık 😊İsviçre’ye kadar gelmişken bu ülkeye de ayak basmış olduğumuz için mutluyuz.

Vaduz Kalesi, Vaduz, Liechtenstein
Vaduz, Liechtenstein
Vaduz, Liechtenstein

Luzern ve Engelberg

İsviçre’nin kalbi olarak adlandırılan Luzern şehri çok güzel. Reuss nehri üzerine inşa edilen Kappelbrücke Köprüsü kentin sembolü haline gelmiş. 14. yüzyıl tarihli köprünün 1993 yılında meydana gelen bir yangında zarar görmesi, kent sakinlerini çok üzmüş fakat yapı kısa süre sonra 1994 yılında yeniden açılmış. İçindeki duvar resimleri o dönemi anlatıyor.

Kappelbrücke, Luzern, İsviçre
Luzern, İsviçre
Luzern, İsviçre
Luzern, İsviçre

Şehrin sol yakasında Barok Jesuitenkirche Kilisesi var. 13. yüzyılda inşa edilen gotik Franziskanerkirche ise nehrin sağ yakasında. Şehrin en etkileyici bölümü ve Ortaçağ’da Luzern’in merkezi olan Weinmarkt Meydanı (Şarap Pazarı Meydanı), etrafındaki tarihi lonca binaları, butikler ve soylulara ait evlerin güzel ön cepheleri ile ilgi çekiyor. Luzern dikkat çekici muhteşem dağ manzaraların nefes kestiği su kenarına kurulmuş bir yerleşim.

 İsviçre’nin güzelliklerini en iyi keşfetmenin yolu göllerde vapurla gezintiye çıkmak. Ayrıca Luzern’den görülen Pilatus Dağı’na ve Alpler’in en yüksek zirvelerinden harika manzara sunan Rigi Dağı’na teleferik ile ya da dişli trenle çıkmak da harika olur. Dört Kanton Gölü adı da verilen Luzern Gölü çevresindeki şirin kasabalardan biri olan Weggis, güzel manzarası ile yol üstü manzara duraklarından biri.

Weggis, Pilatus Dağı, İsviçre
Weggis, İsviçre
Weggis, İsviçre

Titlis Dağı’na çıkmak için ise Engelberg Köyü’ne gidip oradan finiküler ve dönen telefirik ile doruk noktasına ulaşılıyor. Dönen teleferik dünyada ilk olarak İsviçre’de icat edilmiş.

Engelberg, İsviçre

Engelberg’de İsviçre’nin en eski Manastırı var. Benedictine Manastırı 900 yıldan fazla tarihi ile 1120 yılında kurulmuş ve hala faaliyet veriyor. Ülkenin en büyük kilise orgu burada. Bahçesinde keşişler tarafından yetiştirilen güllerin satıldığı çiçek dükkanı ve bölgenin el yapımı ürünlerinin satıldığı bir bölüm var. Engelberg’de Tal Müzesi adında bir de bölgenin kültürünü anlatan etnografya müzesi bulunuyor.

Benedictine Manastırı, Engelberg, İsviçre
Benedictine Manastırı, Engelberg, İsviçre
Engelberg, İsviçre
Engelberg, İsviçre
Titlis Dağı, Engelberg, İsviçre

Biz İsviçre’nin dağlarına bayıldık, izlemeye doyamadık.

Engelberg’de çok şirin oteller, restoranlar, kafeler ve bolca da kayak ekipmanı satan dükkanlar var. Şirin bir caddesi var bir de ve caddeyi boydan boya yürümek için bir saat yeterli.

Engelberg, İsviçre
Engelberg, İsviçre
Engelberg, İsviçre
Titlis Telefrik, Engelberg, İsviçre

İsviçre’deyken ülkenin sembollerinden biri olan inekleri, koyunları ve keçileri göremedim diye üzülmüştüm, yaylalar karla kaplı ve çok soğuk olduğu için bahara kadar ahırlarında kapalı duruyorlar. Ancak birilerinin canı sıkılmış olmalı ki, Engelberg’de uzaklardan MÖÖÖÖÖÖ diye bir ses duyduk ve sesin geldiği tarafa bakınca bir ahır gördük. Halbuki Engelberg’de geleneksel ahşap köy evi ve ahırlardan fazla yoktu. İçerde sıkılmış sevimli inekler, boyunlarında çanları, başlarını uzatıp bizi görmeye çalışıyorlardı. Az daha dayanın, bahar geliyor dedim onlara 😊

İsviçre’nin geleneksel tatlarından Raclette, Rösti ve Fondü arasından meşhur İsviçre fondüsünü deneyelim, yemeden dönmeyelim dedik. En ünlüsünü yapan yer tarihi Adler Oteli dediler, biz de gittik tattık 😊 Çok aşırı beğenmesek de, yine de geleneksel bir tadı denemiş olduk.

Fondü 😊

Zürih’i gezerken notlarım arasına aldığım ama gezerken aklımdan çıkan ve eşimin şu sokağa da bakalım demesiyle tesadüfen karşımıza çıkan meydanda, Lenin’in bir dönem yaşadığı evi gördük. Eşimden hemen ayaküstü o dönemin tarihsel önemini anlatan bir mini konferans dinledikten sonra, tarih öğretmeni olan eşim bu sokak beni kendine çekmiş demek ki dedi 😊

Zürih’te bir de tarihi Odeon Cafe var, zamanında Einstein, Lenin, Goethe, Wagner, Thomas Mann, James Joyce ve Trocki gibi ünlü isimlerin bolca zaman geçirdiği şık bir mekanmış. Gezilerimizde tarihe not düşmeyi seven bir çift olarak bu önemli mekanı da görmüş olmaktan mutluluk duyduk. (Lenin ve Bolşevik yoldaşlarını Almanya üzerinden St.Petersburg’a götürmek üzere yola çıkan ünlü mühürlü tren, 1917 yılında Zürih’ten hareket etmiş.)

Bu arada İsviçre’de, evlerdeki musluklardan ve sokaklardaki çeşmelerden akan su içilebiliyor. Her yıl düzenli kontrolleri yapılıyormuş. Ayrıca Alp Dağları’ndan gelen su olduğu için tadı da çok güzel. Biz de genellikle  yolda olduğumuz sürelerde bu güzel çeşmelerden su doldurarak, Alp Dağları’nın suyundan faydalanmış olduk 😊

Rüya gibi bir gezinin sonunda, aklımız İsviçre’de kalarak havalimanına giderken bindiğimiz trende Heidi’nin “ Hoşçakalın,  gitmenize üzüldüm, yine gelin, İsviçre’de yapılacak daha çok şey var.“ anonsu ile bizi uğurlamasına çok duygulandım ve Heidi’ye tekrar geleceğimize dair söz vererek ülkemize döndük 😊

Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü mezunu. Halen İngilizce öğretmeni olarak görev yapmakta. Çocukluğunda başlayıp bugüne kadar sürdürdüğü dünyanın dört bir yanından edindiği mektup arkadaşlıkları, seyahat belgesellerine ve tarihe olan ilgisi, farklı kültürleri öğrenme isteği yıllar geçtikçe artmış, bu hem İngilizce öğrenmesine hem de seyahat etmesine katkı sunmuştur. Öğretmenlik mesleğinin tatil imkanları ve aynı ilgi alanlarını paylaştığı tarih öğretmeni olan eşi sayesinde tam zamanlı öğretmen, yarı zamanlı gezgindir. Hobileri arasında doğa fotoğrafçılığı, kamp kurmak, trekking yapmak, çiçek yetiştirmek, kitap okumak ve gezi yazısı yazmak gelmektedir.

Paylaşmak ister misiniz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir