Norveç Fiyordları Gezisi

İyonya Kıyılarında Bir Deniz Tatili
14/10/2025
İyonya Kıyılarında Bir Deniz Tatili
14/10/2025

Dördüncü durak Bergen

Norveç deyince insanın gözünün önüne rengarenk eski Norveç evleri gelir. İşte o evlerin en güzel manzarası Bergen’de. Bergen, Norveç’in eski başkenti.

Bergen’in Kalbini eski Bergen, yani Hansa Evlerinin de bulunduğu Bryggen oluşturuyor.

Bergen, Norveç

Orta çağdan kalma ve o dönemde ticaret merkezi olan Hansa Evleri, bugün Bergen’in en çok fotoğraflanan kısmı. Bu bölge 1979 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine alınmış. Baltık ve Kuzey Denizi arasındaki ticareti kontrol eden Hansa Birliği burada büyük bir üs kurmuş. Bu evler de, o dönemde Alman tüccarların depoları, ticaret ofisleri ve yaşam alanları olarak kullanılıyormuş. Özellikle kurutulmuş balık (stokfish) ve tahıl ticareti Bergen ekonomisinin kalbini oluşturuyormuş.

Bugün gördüğümüz evler zaman içinde birkaç kez yangınla yıkılıp yeniden yapılmış olsa da, her seferinde aynı geleneksel mimari korunmuş. Dar, uzun yapıları ve birbirine yaslanmış gibi duran eğimli çatılarıyla evler, sanki bir masal kitabından çıkmış gibi görünüyor. Bugün ise küçük atölyeler, butik dükkanlar, sanat galerileri ve kafeler bu alanı hem canlı tutuyor, hem de tarihsel dokusunu yaşatıyor.

Bergen, Norveç

Eski Bergen bölgesine çok yakın bir bölgede Balık Pazarı var. Bergen Balık Pazarı sadece yaz aylarında kurulduğu için gezme şansı bulmamıza çok sevindim. Ama Norveç’in ekonomisinde önemli rol oynayan deniz ürünlerini görünce biraz içim acıdı… Çeşit çeşit balıklar, her boydan karidesler, kral yengeçler, ıstakozlar ve hatta balina eti. Kral yengeçler akvaryumdan tırmanıp kaçmaya çalışıyordu ☹ Balık pazarında çeşit çeşit omega yağları da satılıyor. Somondan ziyade, Krill ve fok omegasının en makbul olduğunu öğrendik. Balık pazarında sipariş verip, hemen yakındaki masalarda oturup bu deniz ürünlerinden tadabiliyorsunuz.

Balık Pazarı, Norveç

Bu arada Norveç marketlerindeki balık tezgahlarında balina eti de var. Bu kadar muhteşem ve zengin olan Norveç’in tek üzüldüğüm ve eleştirebileceğim yanı hala balina avcılığı yapıyor olması. Geleneksel ve bilimsel avcılık yaptıklarını savunan Norveç, her yıl belli bir kotaya bağlı kalarak sadece Minke balinalarını avlıyormuş.

Norveç sokaklarında gezdikten sonra, Floibanen finikülerine bindik. Birkaç dakika içinde kendimizi Floyen Dağından Bergen’i izlerken bulduk. Bu ne muhteşem bir manzara! Şehir 360 derece açıyla izleniyor bu noktadan.

Finiküler ile çıkılan Floyen Tepesi, Bergen, Norveç
Floyen Tepesi’nden Bergen, Norveç

İzleme noktasının gerisinde bir orman var, çiçekler, yosun kaplı kayalar ve küçük göletlerle dolu… Vaktimiz olsa yürüyüş yapmak için harika bir yerdi. Bir de Floyan Tepesinde yaşayan Floyen keçileri ile tanıştık ve fotoğraf çektirdik. Floyen tepesinde birkaç kafe ve hediyelik eşya dükkanını gezdikten sonra aşağı inerek Bergen’de dolaşmaya devam ettik.

Floyen Tepesi, Bergen, Norveç
Floyen cinsi keçiler, Bergen, Norveç

Öğleden sonra yağmur bastırdı — zaten Bergen “yağmurun şehri” diye anılıyor çünkü istatiklere göre yılın 240 günü yağmur yağıyormuş. Bergen’e kadar gelmişken, biz de yağmurda ıslanmasak olmazdı tabii 😊

Bergen, Norveç
Bergen, Norveç
Bergen, Norveç
Bergen, Norveç

Beşinci durak Stavanger

Ertesi sabah yataktan kalkıp hemen pencereden dışarı baktığımda, geminin yanaştığı limanın, Stavanger’in beyaz badanalı ahşap evlerinin olduğu Gamle Stavanger, yani Eski Stavanger olarak adlandırılan eski balıkçı mahallesinin tam da önü olduğunu gördüm. Burası Norveç’in en iyi korunmuş ahşap evlerinin olduğu, 18. ve 19. yüzyıldan kalma yaklaşık 170 tane beyaz badanalı evden oluşan bir mahalle. Zaten küçücük olan şehrin en güzel bölgesi.

Eski Stavanger Bölgesi, Gamle Stavanger, Norveç

Çoğu ev restore edilmiş ve bir açık hava müzesi gibi olsa da, hala yaşayanlar var ve bazıları da sanat galerisi olarak kullanılıyor. Rengarenk çiçeklerle bezeli evlere bayıldık. Arnavut kaldırımlı sokaklarda yürümek çok güzeldi. Bu arada evlerin hepsinin beyaz badanalı olmasının sebebi, balıkçılık ile uğraşan aileler için en ucuz boyanın beyaz renk olması ve balıkçılık yüzünden ortaya çıkan kirli görüntünün ortadan kaldırılmasıymış. Bu arada evlerin manzarası da Cruise Gemisi 😊

Stavanger, Norveç

Stavanger çok küçük bir şehir olduğu için. yürüyerek birkaç saatte gezilebilir ve daha sonra sahildeki kafelerde ya da restoranlarda yemek ve kahve molası verilebilir. Limanda Bergen’dekine benzer bir balık pazarı olsa da, Bergen’deki kadar büyük ya da popüler değil.

Stavanger, Bergen
Stavanger, Bergen
Stavanger, Bergen
Stavanger, Bergen
Stavanger, Bergen
Stavanger, Bergen

Şehirde kurulan bir bit pazarı, pazarın yanındaki Stavanger Katedrali ve renkli sokak olarak da adlandırılan Fargegata Sokağı görülmeye değer.

Stavanger Katedrali, Norveç
Stavanger, Norveç

Ovre Holmegate, uzun yıllar boyunca Stavanger’in merkezinde sessiz, sıradan ve çok da ilgi çekmeyen bir sokakmış. 2000’lerin başında sokakta dükkanı olan Tom Kjørsvik adında bir kuaför, buraya hayat katacak bir fikir ortaya atıp, “Neden binaları rengârenk boyamıyoruz?” demiş ve bu fikir için bir İngiliz sanatçı ve renk uzmanı olan Craig Flannagan ile çalışılmış.

Flannagan, hangi renklerin birbiriyle uyumlu olacağını belirlemiş ve binaların pastel, canlı, dikkat çekici renklere boyanması için çalışmış. Böylece sokak 2005’te yeniden doğmuş. Önceleri sıradan bir sokakken, birkaç ay içinde Norveç’in en renkli ve en canlı caddelerinden birine dönüşmüş.

Stavanger, renkli sokak Ovre Holmegate, Norveç
Stavanger, Norveç

Fargegata, kafeleri, barları, butik dükkanları ve sanatsal atmosferiyle Stavanger’in kalbinde bir cazibe noktası olarak, sadece yerli halkın değil, turistlerin de uğramadan dönmediği bir yer olmuş ve pek de güzel olmuş. Her bina adeta bir tablo gibi; pembeler, turkuazlar, sarılar, morlar yan yana duruyor.

Küçük bir şehir olan Stavanger’de yaklaşık 150 bin kişi yaşıyor. Geçmişte Lysefjord çevresinde balıkçılık ve küçük köyler varken; bugün bölge daha çok turizm ve doğa sporlarıyla anılıyor.

Lysefjord

 Stavanger şehir merkezi, Lysefjord’un girişine en yakın büyük yerleşim olması sebebiyle oldukça turistik. Fiyordu keşfetmek için başlangıç noktası Stavanger. Stavanger’den yaklaşık 1 saatlik yolculukla ulaştığımız Preikestolen (Pulpit Rock) Lysefjord’un en ünlü noktası. 604 metre yüksekliğindeki bu kayalık ve Kjeragbolten adındaki iki dev kaya arasına sıkışmış ünlü taş ve şelaleler Lysafijord turunda gördüğümüz yerler. Bölgeye özgü kartal ve fokları da mevsimine göre görme olasılığı varmış ama biz o anlamda şanslı değildik ne yazık ki 😊

Hengjanefossen Şelalesi, Lysefijord, Norveç
Lysefjord, Norveç
Lysefjord, Norveç
Bu deniz anası türünü ilke defa gördüm. Stavanger, Norveç

Norveç’te birçok geleneksel evin çatısı çim, ot, torf ve yosun ile kaplı. Bu tür çatılara Torvtak adı veriliyor. En temel nedeni ısı yalıtımı, güçlü rüzgarlara karşı çatının daha dayanıklı olması, malzeme bolluğundan dolayı ekonomik olması ve en güzeli de ekolojik mimarinin sembolü haline gelmesi ve doğa ile muhteşem bir uyum ve estetik içinde olması 😊 Sizce de harika değil mi?

Preikestolen, Lysefjord, Norveç
Lysefjord, Norveç
Costa Favalosa bizi bekliyor 😊

Cruise gemi turu ile zaten fiyordlar arası yolculuk yapmış olsak da, ayrı bir tekne ile fiyordun kalbine yaptığımız bu yolculuktan çok etkilendik.

Biz aşağıdan gördük ancak Kjeragbolten kayasına yaklaşık 10 km lik bir trekking ile de ulaşılabiliyor ve burası Norveç’in en ikonik fotoğraf noktalarından biri. Zirveden Lysefjord’un manzarası harika ancak altında büyük bir uçurum yer alıyor ve biraz da ürkütücü. 2018’de Görevimiz Tehlike filminin bazı sahneleri burada çekilmiş.

Mitolojik kahramanlar: Troller

Norveç’in iklimi sebebiyle sık yağan yağmurlar, doğayı her gün sanki tazelenmiş gibi gösteriyor, ağaçların yeşili başka hiçbir yerde görülmeyen bir canlılık kazanıyor, ırmakların berraklığı karşısında şaşırıyorsunuz. Bu renklerin canlılığı, ormanın yeşili ve yosun tutmuş kayalıklar, insanda balta girmemiş ormanların gizemli derinliklerinde dolaşıyormuş hissi uyandırıyor… sanki her an sislerin arasından bir masal kahramanı çıkacakmış gibi. İşte bu masal kahramanları da aslında İskandinav mitolojisinde sıkça karşımıza çıkan troller. Norveç gerçekten de tam doğasına uygun bir mitolojik kahraman yaratmış 😊

Troller, Norveç

Troller, eski Norveç destanlarında ve halk hikâyelerinde dağların, mağaraların ve ormanların gizemli varlıkları olarak anlatılır. Çoğu zaman devasa, hantal ve biraz da korkutucu yaratıklar olarak betimlenir. Ancak bazı efsanelerde küçük, komik ve insanlara oyun oynayan halleri de vardır. Güneş ışığından nefret ederler. Masallarda “güneş ışığını gördüklerinde taşa dönüşürler” denir. İşte bu yüzden Norveç’in ilginç kaya oluşumları halk arasında trollere bağlanır. Gerçekten de “Ormanlardan geçerken yol kenarındaki şelalelere ve kayalıklara baktığımda, hayal gücüm sanki her birinin içinde gizlenmiş bir troll yüzünü bana gösteriyordu. Ben doğrusu bu trolleri çok seviyorum.

Günümüzde troller, Norveç’in sembollerinden biri haline gelmiş. Hediyelik eşyalarda, çocuk kitaplarında ve filmlerde karşımıza çıkıyor. Hemen hemen her şehirde kolları arasına girip fotoğraf çektirebileceğimiz büyük sevimli trol heykelleri var.

Petrol

Stavanger, “Norveç’in petrol başkenti” ve bir petrol müzesi de var. Müzede Norveç’te petrol bulunduktan sonra ülkede neler olduğuna dair belgeler ile anlatımlar sunuluyor.

Bu arada Norveç’te 1969 yılında petrol bulunmasıyla ülkede başlayan değişimi öğrenmek beni çok etkiledi. Çünkü o güne dek balıkçılık, gemicilik ve sınırlı tarım ekonomisine dayanan ülke, bu keşif ile beraber mükemmel bir yönetim ortaya koyarak refah seviyesini artırmakla kalmamış, Norveç hükümeti kısa vadeli zenginliğe kapılmak yerine, uzun vadeli bir vizyon benimseyerek bu petrol gelirini yalnızca bugünkü refahı değil, gelecek nesillerin güvenliğini de garanti altına almak için kullanma politikasını benimsemiş.

Bugün Petrol, Norveç’in kaderini büyük ölçüde değiştirmiş ancak ülke yalnızca zenginleşmekle kalmayıp — doğaya ve sürdürülebilirliğe yatırım yapmış. Elektrikli araç kullanım oranı dünyada en yüksek seviyede Norveç’te. Ülkenin neredeyse tüm elektriği hidroelektrik kaynaklardan sağlanıyor. Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik sistemleri dünyanın en güçlüleri arasında yer alıyor. Kısacası ülkesini bu kadar çok seven ve her anlamda düşünen başka bir millete ender rastlanır sanırım.

Gemi yolculuğu

Norveç yolculuğumuz toplamda dokuz gün sürdü. İki gün boyunca denizde dalgalarla yol alırken, kalan beş günü Norveç’in büyüleyici doğasında, her anı hafızamıza kazınan dolu dolu keşiflerle geçti.

Norveç yolculuğumuzun en eğlenceli anlarından biri, şüphesiz Costa Favolosa  gemisinde geçen saatlerdi. Dev bir yüzen saray gibi fiyordların arasında süzülen gemi, hem konforu, hem de manzaralarıyla unutulmaz bir deneyim yaşattı.

Costa Favolosa bizi her limanda bekliyordu 😊

Her sabah perdeyi araladığımda karşıma çıkan manzara nefes kesiciydi: sislerin arasından yükselen dağlar ve masmavi fiyort suları… Güne bu tabloya bakarak başlamak, her sabah acaba ben neredeyim sorusunun cevabını tekrar hatırlamamı gerektirdi 😊

Her sabah günün ilk durağı geminin panoramik restoranıydı. Pencerelerden içeri süzülen fiyort manzaraları eşliğinde yaptığımız kahvaltılar her seferinde çok keyfliydi.

Costa Favolosa 
Costa Favolosa 
Costa Favolosa, Hamburg
Her akşam ayrı bir gün batımı – Costa Favolosa’dan
Costa Favolosa 

Gemi sadece bir ulaşım aracı değil, adeta yüzen bir şehir gibiydi. Bir salonda canlı müzik, diğerinde dans dersleri, tiyatro salonunda gösteriler… Deniz ortasında bile kültür, eğlence ve keyif eksik olmuyordu.

Costa Favolosa ile Norveç fiyortlarında geçirilen bir gün, yalnızca bir yolculuk değil, masalın içine adım atmak gibiydi. Denizle gökyüzünün, mitlerle doğanın iç içe geçtiği bu yolculuk, hafızama kazınan en özel seyahat anılarından biri oldu.

Costa Favolosa 

Bu muhteşem ülkede kendimi hiç olmadığım kadar doğayla bütünleşmiş hissettim, belki ilk defa bu kadar kuzeyde olmanın, balinaları, kutup ayılarını göremesem de çok yakınlarında olduğumu hissetmenin, denizin ortasında, hatta bu gezegende minik bir nokta olma duygusuyla, doğa ile aramdaki sınır eridi, ben ona karıştım, o da bana. Kalbimizin bir parçasını yine bir yerlerde bırakarak güzel anılar ile hayat yolculuğuna devam ediyoruz…

Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü mezunu. Halen İngilizce öğretmeni olarak görev yapmakta. Çocukluğunda başlayıp bugüne kadar sürdürdüğü dünyanın dört bir yanından edindiği mektup arkadaşlıkları, seyahat belgesellerine ve tarihe olan ilgisi, farklı kültürleri öğrenme isteği yıllar geçtikçe artmış, bu hem İngilizce öğrenmesine hem de seyahat etmesine katkı sunmuştur. Öğretmenlik mesleğinin tatil imkanları ve aynı ilgi alanlarını paylaştığı tarih öğretmeni olan eşi sayesinde tam zamanlı öğretmen, yarı zamanlı gezgindir. Hobileri arasında doğa fotoğrafçılığı, kamp kurmak, trekking yapmak, çiçek yetiştirmek, kitap okumak ve gezi yazısı yazmak gelmektedir.

Paylaşmak ister misiniz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir