Yanı başımızdaki Yunan Adaları: Meis, Kos ve Simi
20/09/2020
Afyonkarahisar ve Kütahya gezisi
28/08/2022
GİRNE
Üç günlük Kıbrıs tatilimizin iki gününü dolu dolu Mehmet ile beraber gezdikten sonra üçüncü ve son günümüzü kendimize ayırdık ve acele etmeden keyfe keder gezdik. Zaten Girne avuç içi kadar bir şehir. Kaldığımız apartman da limana yürüyerek on dakika mesafede olduğu için tüm gün keyif yapmaya yetti de arttı bile.
Girne’nin tüm tarihi ve turistik mekanları bir yerde toplandığı için rahat geziliyor. Girne Kalesi; Kıbrıs’ta mutlaka görülmesi gerekenler listesinin başında. Kalenin kesin inşa tarihi belli olmamasına rağmen, iç ve dış kısımlarında yapılan araştırmalar sonunda ele geçirilen kalıntılar Helenistik ve Roma Dönemleri’ne (M. Ö. III. yüzyıla) kadar uzanıyorlar. Genelde, kenti Arap Akınlarına karşı korumak amacıyla M. S.VII. yüzyılda Bizanslılar tarafından inşa edildiği kabul ediliyor
Bir bilet ile hem kale hem de kale içinde bulunan Batık Gemi Müzesi gezilebiliyor. Müzede sergilenen geminin bugüne kadar bulunan en eski gemi olduğu sanılıyor. 15 metre uzunluğundaki gemi 1965 yılında bir sünger avcısı tarafından suyun üç metre derinliğindeyken fark edilmiş ve Pennsylvania Üniversitesi araştırmacıları tarafından su yüzüne çıkarılmış. Batı’dan Rodos’tan yola çıkan bu geminin Doğu’ya giderken burada battığı tahmin ediliyor.
Girne Kalesi’nin içinde şirin bir kafe var, biz erken saatte gezmeye başladığımız için turist grupları gelmeye başladığında çoktan kaleyi gezmeyi bitirip bir CON kahvesi içmiştik bile ?
Kaleden inip tarihi yat limanında bir aşağı bir yukarı gezebilirsiniz. Venedik mimarisindeki binalar, restoran ve kafeleriyle Girne’nin en popüler noktası. Tekneler, Kıbrıs kedileri, her yer bir fotoğraf karesi olabilir ?
Kaleiçi eski tarihi evler, butik oteller ile dolu, sahil boyunda ise büyük oteller mevcut.
Girne’ye 10 km uzaklıkta bulunan Bellapais Manastırı, Kıbrıs’ın en güzel gotik eseri. Bellapais Manastırı, Fransızca’da ’’Barış Manastırı’’ anlamına gelmektedir. Ayrıca burada görev yapanların giydikleri beyaz giysilerinden dolayı ’’White Abbey’’ (Beyaz Manastır) adıyla da bilinmektedir. M.S. 1158 – 1205 tarihleri arasında inşa edilmiş ve daha sonra Fransız Kralı III . Hugh döneminde (1267 – 1284) bugünkü şeklini almıştır. Manastırın gelişmesi 1373 yılına kadar devam etmiştir. Ancak bu tarihte başlayan Ceneviz Akınlarında yağmalanarak tahrip edilmiştir. Adanın Osmanlılar tarafından ele geçirildiği 1570 yılından sonra kapanmış.
Manastırın olduğu mahalle bana Kavala’yı hatırlattı, güzel restore edilmiş tarihi evler, kafeleri ve restoranları ile genellikle İngilizler’in yaşadığı bir mahalleymiş. Tepede kaldığı için güzel bir Girne Manzarası sunuyor.
İşte bizim üç günlük Kıbrıs kültür turumuzun özeti böyleydi.
Bunlar da Kıbrıs’tan getirdiğimiz hatıralık eşyalar.
Bu arada kapalı olduğu için gezemediğimiz ancak dışarıdan görebildiğimiz yerler oldu. Bir de vakitsizlikten, merdivenle tepeye çıkması bile sadece iki saat süren Hillarion Kalesi’ni es geçmek zorunda kaldık. Orası da oldukça görkemli bir yapı. Kimbilir belki de hem bu kaleyi gezmek, hem de denize girmek Kıbrıs’a tekrar gelmek için bir bahane olur bize ? Gezmek için her zaman bahane çok ?
Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü mezunu. Halen İngilizce öğretmeni olarak görev yapmakta. Çocukluğunda başlayıp bugüne kadar sürdürdüğü dünyanın dört bir yanından edindiği mektup arkadaşlıkları, seyahat belgesellerine ve tarihe olan ilgisi, farklı kültürleri öğrenme isteği yıllar geçtikçe artmış, bu hem İngilizce öğrenmesine hem de seyahat etmesine katkı sunmuştur. Öğretmenlik mesleğinin tatil imkanları ve aynı ilgi alanlarını paylaştığı tarih öğretmeni olan eşi sayesinde tam zamanlı öğretmen, yarı zamanlı gezgindir. Hobileri arasında doğa fotoğrafçılığı, kamp kurmak, trekking yapmak, çiçek yetiştirmek, kitap okumak ve gezi yazısı yazmak gelmektedir.
