Romanya’da Noel Tatili

Arabayla Sibiu ve Craiova gezisi

Avrupa’nın çoğu yerinde Noel marketleri 24 Aralık gibi kapanıyor, o yüzden eğer yılbaşı havasına doyamadıysanız ve Aralık ayının sonuna doğru yeni yıl kutlamasını hem Noel ışıkları hem de Noel marketleri içinde yaşamak isterseniz, Romanya bunun için uygun fiyatlı güzel bir alternatif.

Biz Aralık ayında Almanya’da kısa bir tatil yaptık ve ışıl ışıl bir ortamda yeni yılın coşkusunu erkenden yaşadık ama demin de dediğim gibi doyamamıştık o ışıltıya. İşte bu yüzden yılbaşına 3-4 gün kala arabamıza atlayıp, Romanya’ya gittik.

Romanya daha önce de pek çok kez gittiğimiz bir ülke. Bu kış için daha önce görmediğimiz Sibiu ve Craiova şehirlerini seçtik. Her ikisinde de hem Noel ışıkları ve yılbaşı süsleri, hem de Noel marketleri halen devam etmekteydi. Öğrendiğimiz kadarıyla 2 Ocak tarihine kadar kapanmıyorlardı. Sizin de aklınızda olsun, belki bir sonraki yıl Aralık ayında ya da yılbaşı kutlamasında Romanya’yı tercih edersiniz.

Biz bir gece Sibiu, bir gece de Craiova konaklamalı bir tatil planladık, yani 2 gece kalmalı, 3 gün gezmeli kısa bir kaçamak yapmak, kısa da olsa yeni yıla ışıltılı bir selam çakmak istedik. Bunun için de doğal olarak gece vakti yollarda birazcık sürünmeli bir tatil oldu ama orada yaşadığımız ışıltılı güzelliğe değdi doğrusu. Gece yolculuğu biraz zor ve meşakkatli olsa da günü kazandığımız için tercih ediyoruz.

Tatil rotamıza buradan bakabilirsiniz.

Bu tatil için biz gece 00:30 gibi İstanbul’dan yola çıktık ve maalesef epeyce sisli bir havada yolculuk yaptık.

Hamzabeyli sınır kapısından geçtikten sonraki yol biraz dikkat gerektiren, tek şeritli ve çok ıssız bir yol. Sabaha kadar dağların, ormanların arasından sisli bir havada geçtik. Dolayısıyla eşim arabayı kullanırken benim uyuma hayalim suya düştü. Gözler faltaşı gibi açık, gergin gergin oturdum yanında. Ara ara da burada lastik filan patlasa ne yaparız gibi korku filmi senaryoları yazmadım değil hani 😊

Bakın sabaha kadar gittiğimiz yol hemen hemen hep aşağıdaki şekildeydi.

Neyse ki benzinimizi daha ucuz olduğu için Türkiye’de Hamzabeyli’den biraz önce almış, depoyu doldurmuştuk da o ıssız yollarda benzinci arama derdine düşmedik. Bir iki seyahatte bu tarz korkular yaşamışlığımız var. O yüzden nasılsa ilerde bir benzinci vardır dememek lazım, hiç belli olmuyor.

Bu arada Bulgaristan ve Romanya’daki otoyolları kullanmak için gerekli olan vignetleri (otoyol vergisinin ödendiğini gösteren etiket) evdeyken online olarak satın almıştık, böylece vakit kaybı yaşamadık. Bulgaristan için bu linkteki adresten, Romanya için de bu linkteki adresten online olarak vignet alabilirsiniz.

Bu güzergahta Bulgaristan’dan Romanya’ya geçiş Podul Prieteniei (The Bridge of Friendship) yani Dostluk Köprüsü üzerinden yapılıyor. Köprü öncesinde Bulgaristan’ın Ruse şehri tarafında 2 Euro köprü ücreti ödeniyor ve herhangi bir kontrol olmuyor. Köprüyü geçtikten sonra, pasaport kontrol gişesinde bir camda Bulgar pasaport polisi çıkış damgası vurup pasaportları yan camdaki Romen polisine veriyor. O da giriş damganızı vurup pasaportunuzu size geri veriyor. Biraz komikti aslında 😊

İşte günün ilk ışıkları ile birlikte Romanya’ya geçişimiz…

Romanya’da ilk sınır girişinde döviz büroları mevcut ama 100 Euro için 465 Lei veriyorlardı, biz bunu düşük bulduk, daha sonra Sibiu şehir içinde 100 Euro için 495 Lei veren yeri bulup, orada bozdurduk.

Periler Vadisi Şatosu

Sabah Sibiu şehrine varmadan önce daha önceden resimlerini gördüğümüz ve çok merak ettiğimiz Castelul Valea Zanelor yani Clay Castle of the Valley of Fairies denilen oyuncak şatolara benzeyen yere gittik.

Vardığımızda yerel saat 13:00 civarındaydı. Romanya kış saatinde olduğu için bizden 1 saat gerideydi. Bu da giderken avantajlı bir durum yarattı. Clay Castle of the Valley of Fairies Sibiu’ya 40 km mesafedeki Porumbacu de Sus köyünde, doğanın içinde yer almakta.

Aslında şirket yaşantısını bırakıp, doğaya kaçmak isteyen iki kişilik bir ailenin idealist bir girişimi olarak 2014 yılında yapılmış bir yer burası, öyle eski bir tarihi hikayesi yok yani. Yapılar kil, saman ve kum gibi doğal malzemeler kullanılarak inşa edilmiş. Aslında konaklama da içeren bir konsept düşünülmüş ama henüz o noktaya gelinememiş.

Ortam o kadar şirindi ki fotoğraf çekme manyağı oldum desem yeridir 😃🙈

Burada ayrıca nehir kenarında oturup keyif yapabileceğiniz, Romanya’ya ait güzel yemekler sunan bir restoran da var. Ayrıca hediyelik eşyalar satan küçük bir dükkan da mevcut.

Bahçe dekoru ve masaldan çıkmış gibi görünen evleri ile doğanın içindeki konumunu biz çok sevdik. İyi ki burada bir mola vermişiz Sibiu’ya gitmeden önce.

Beklentinizi çok yüksek tutmadan giderseniz, bu küçük masalsı ortamda biraz gezer, bir şeyler yiyip içer ve hoş vakit geçirirsiniz diye düşünüyorum. Giriş ücreti 2023 Aralık itibariyle kişibaşı 20 Lei idi.

İçerisinde büyükçe bir otopark alanı mevcut ve ayrıca bir otopark parası verilmiyor. Elektrikli araçlar için şarj istasyonu da vardı otoparkta.

Burayı gezip, bol bol fotoğraf çektikten sonra Sibiu’daki otelimize doğru yola çıktık.

Sibiu

Sibiu şehrine girerken pek etkileyici olmayan bölgelerinden geçiliyor. Avrupa’nın en fakir ülkelerinden biri olduğunu rahatlıkla gözlemleyebiliyorsunuz. SSCB zamanından kalmış ve muhtemelen o zamandan beri hiç boya bile yapılmamış binalar çoğunlukta.

Şehrin merkezine ve tarihi bölgesine geldikçe mimari elbette ki güzelleşiyor. 12. yüzyılda Almanların kurduğu bu şehrin Old Town bölgesine girdiğinizde Saxonların etkisini ve o eski zengin ve güçlü dönemin izlerini görebiliyorsunuz. Yine de renovasyon yapılamamış ve ilk zamanlarındaki görkemli halini kaybetmiş pek çok yapı da mevcut.

İstanbul Avrupa yakasından yola çıkıp Sibiu’ya vardığımız ilk günün rotası, yaptığımız kilometre ve geçen süre aşağıdaki haritada göreceğiniz şekildeydi.

Biz Sibiu’daki bir gecelik konaklamamız için Best Western Silva Hotel’ini seçtik ve çok da memnun kaldık.

Öncelikle otele eşyalarımızı yerleştirelim, sonra şehri gezelim diye düşündük. Otelimiz yeşil güzel bir parkın (Parcul Sub Arini) hemen girişinde idi ve hem oda ferahtı hem de perdeyi açınca gördüğümüz manzara hoştu.  Bu arada park oldukça büyük ve uzunlamasına devam ederek genişliyor, sonrasında Sibiu Hayvanat Bahçesinin de yer aldığı kocaman bir orman ile birleşiyor. Yani bahar ve yaz aylarında çok daha keyifli olur diye düşündük.

Sibiu şehrinin eski şehir bölgesine yani tarihi bölgesine ve Noel marketlerin olduğu yere 20 dakika yürüme mesafesindeki bu otel, konum olarak da oldukça avantajlıydı.

Otoparkı da geniş ve rahattı. Arabamızı otelin önündeki park alanına koyup, şehri gezmeye yürüyerek başladık.

Sibiu şehrinde görülmesi gereken yerleri daha önceden çalışmış ve şöyle bir yürüme rotası çıkarmıştık.

Zaten küçük de bir şehir olduğu için, eski şehir bölgesini yürüyerek gezmek gayet kolay.  Piața Mică (Küçük Meydan) ve Piata Mare (Büyük Meydan) denilen meydanları ve çevresini gezmek epey yeterli oluyor. Meşhur Bridge of Lies var bir de. Burası efsaneye göre üzerindeyken yalan söylenince sallandığına inanılan tarihi bir köprü. Kilise ve katedraller de hep bu çevrede zaten. Strada Nicolae Balcescu da eski şehir bölgesindeki ana alışveriş caddesi. 

İşte Strada Nicolae Balcescu’dan birkaç kare…

Piata Mare

Noel marketleri şehrin en büyük meydanı olan Piata Mare’de kurulmuştu. Dev bir yılbaşı ağacı vardı burada, çok bayıldım ona.

Yeme-içme ağırlıklı bu marketlerde takı, çanta, çorap, bere, yılbaşı süsü gibi pek çok şeyin satıldığı tezgahlar da vardı.

Romanya’da yemeği en çok sevdiğimiz şeylerden biri olan ve aslen Macar yiyeceği olduğunu bildiğimiz Lángos da satılıyordu burada ve hemen ona koştuk tabii ki 😊

Aslında bizim pişiyi büyükçe yapıp üzerine krem peynir ve kaşar rendesi koyuyorlar, özü bu yani. Evde de denenebilir ama çok sağlıklı bir yiyecek olmadığı için evde yapmayı tercih etmem sanırım. Tatilde coşmaca yeter de artar bile 😊

Bu meydanda paten kaymak isteyenler için buz pateni sahası da vardı.

Akşam karanlığında ışıl ışıl parıldayan bu Noel marketleri alanını biz çok sevdik.

Binaların üzerine projeksiyon cihazı ile yansıtılmış hareket eden figürler de oldukça göz alıcıydı.

Piața Mică

Büyük meydanı gezdikten sonra, küçük meydan Piața Mică’ya doğru yürüdük. Sibiu’da bize en değişik gelen şeylerden biri, gün ışığında daha dikkat çekici olan evlerin çatılarındaki gözleri andıran pencereler oldu. Sanki “Evler Bizi Gözetliyor” programında gibi bir his uyandı bende 😊 Ciddi ciddi bakıyorlar vallahi, buyurun bakın fotoğraflara…

Meydanda arka planda saat kulesi görünen “Saint Mary” Evangelical Katedraline yakından bakalım dedik.

Yalan Köprüsü, yani Bridge of Lies da Piața Mică meydanının bir köşesinde yer alıyor. Küçük basit bir köprü aslında, entresan olan hikayesi… tabii inanırsanız. Üzerinde durup yalan söyleyen olursa sallanıyormuş köprü. Biz “Do you love me?” sorularıyla test edip, gülüp geçtik işin açıkçası 😊

Köprüden Piața Mică’ya bakıncaki manzara çok hoşumuza gitti.

Şehri sabah yine gezeriz diye düşünerek ve biraz da üşüdüğümüz için sıcak bir restoran arayışına girdik sonra. Imparatul Romanilor Hotel’in restoranında güzelce bir yemek yedik. Ortam biraz eski moda bir dekora sahipti ama sıcacıktı. Şarapları da güzeldi.

Yemeklerimizi yedikten sonra geceyi tekrar ışıklı yollardan yürüyerek tamamladık.

Burası otele dönerken karşımıza çıkan Holy Trinity Ortodoks Katedrali.

Bu da görkemli iç kısmı.

13 saat yol gelip, bütün günü de gezerek geçirdiğimiz için inanılmaz yorgun ve uykusuzduk, o yüzden günü 23:00 civarında kapatıp, otelimizde derin bir uyku çektik ki ertesi güne enerjik başlayabilelim…

Buraya Piata Mare ve Piața Mică’dan birkaç Sibiu videosu bırakayım…

Sibiu’da ikinci günümüzde bavulumuzu toplayıp, otelden çıkış yaptık ve yine eski şehir bölgesine gidip, bir de gündüz gözüyle şehri gezelim dedik.

Ve işte bunlar da sabah sokakları arşınlarken kameramıza takılanlar…

Burası şehrin korunması için vaktiyle inşa edilmiş surların bir parçası olan kulelerden biri: Turnul Olarilor.