Hem şehir gezisi hem deniz tatili
29/08/20133 günde 3 ülkede noeli yaşamak
10/09/2013Noel gezimizin 3. durağı: Fransa – Strasbourg
Fransa’nın Alsaz bölgesinin ve Avrupa’nın başkenti Strasbourg’da noel bambaşka bir şey. Sanki bir peri masalına geçiş gibi… Burası gezimizin en ihtişamlı kısmı oldu. Freiburg’dan Strasbourg’a tren ile yolculuk yine çok keyifliydi.
Alsaz çok renkli ve çok sevimli bir bölge. Masal gibi, tablo gibi, eşsiz güzellikleriyle sizleri büyüleyecek sayısı neredeyse 100 ü bulan romantik kasabaları, ortaçağdan kalma şatoları, camlarından çiçek fışkıran üçgen çatılı ahşap destekli tarihi evleri, türlü türlü şarapları tatma imkanları bulacağınız sayısız şarap bağları, zengin tarihi ve kültür mirası ile benzersiz bir yer.
Strasbourg hem Avrupa Birliği’nin iki başkentinden biri olması, hem de Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Parlamentosu ve Uluslararası İnsan Hakları Enstitüsü gibi kuruluşları barındırması sebebiyle çok ciddi bir şehir diye düşünülebilir ama burası aslında inanılmaz estetik, sıcak ve romantik bir şehir. Ayrıca Strasbourg 1988’den bu yana UNESCO’nun “Dünya Mirasları” listesinde. Üniversiteleri çok meşhur olduğundan sırf bu üniversitelerde okumak için gelen çok sayıda yabancı öğrenci yaşamakta burada.
Strasbourg “Ville de Lumiére”, yani “Işıklar Şehri” ünvanına sahip bir şehir ve bu ünvana yakışır bir şekilde şıkır şıkır ve de pırıl pırıldı noelde. Işıklar Şehri diye şehre girerken yazıyor zaten :)
Petite France denilen Küçük Fransa bölgesi şehrin en göz alıcı yeri. Aşağıdaki google.maps haritasında gördüğünüz bölge “Petite France”. Burada L’ill nehrinin kanalları boyunca dizilmiş rengarenk ve birbirinden güzel evler çok romantik bir ortam oluşturmuş.
Vaudan Barajının üzerindeki köprüye çıkarsanız hem Petite France bölgesine, hem de Ponts Couvert köprüsüne tepeden bakma şansınız oluyor. Kapalı Köprü anlamına gelen bu köprü üzerinde üç tane kule var. Rue des Moulins boyunca yürüseniz Petite France bölgesinin en güzel yerlerini görürsünüz.
Yazın yemyeşil olunca burası muhteşem oluyordur.
Işıl ışıl görülen bu bina Petite France’daki favorim Pont Saint-Martin restoranı. Gece iyice romantik görünüyor.
Şehrin bir başka görülmeye değer yeri ise Katedral meydanı. Şehrin merkezindeki Notre-Dame Katedrali olanca heybetiyle Gotik mimarisinin gerçekten çok güzel bir örneği. Dünya’nın en yüksek altıncı kilisesi diye biliniyor. O kadar büyüktü ki tamamının fotoğrafını tek bir karede çekemedim. Evler ve insanlar yanında ne kadar küçük kalıyorlar bu devasa yapının…
Katedral meydanında kestane kebap yapan çok sevimli bir kestaneci arabası vardı, kestanesini tatmamak olmazdı. Nefisti, nefis. Ülkemde daha güzelini yemedim, gerçekten çok başarılılar.
Katedral meydanındaki evler ve noel marketleri…
Katedralin olduğu meydana bakan bu kahverengi bina Maison Kammerzell, yani Kammerzell Evi. Burası çok meşhur çünkü şehrin en eski ve en iyi korunmuş evlerinden biri ve mimarisi Alman Rönesans dönemini yansıtmakta. Oymaları, süsleri ile gerçekten çok güzel bir bina. İçinde bir de restoran var.
Katedralin biraz ilerisindeki Gutenberg Platz da güzel bir meydan. Matbaayı icat eden Gutenberg 15. yüzyılın başlarında bu şehirde yaşamış. Meydanda Gutenberg’in heykeli de var. Noel vesilesiyle olabilir, atlı karınca kurmuşlardı meydanda.
Katedral meydanı ile Gutenberg meydanı civarındaki sokaklar birbirinden güzel evler ve mağazalar ile dolu. Hepsi çok hoş ama özellikle Rue des Hallebardes, Rue des Orfevres ve Rue du Dome sokaklarını gezin derim ben, acaip süslüler. Her yer ışıl ışıl. Avizelar, lambalar sokakları süslüyor. Hele Rue des Orfevres sokağında bir de kar teması vardı.
Bu Rue des Hallebardes…
Bu da Rue des Orfevres…
Gutenberg meydanından yukarı doğru Rue des Grandes Arcades boyunca yürürseniz çeşit çeşit lüks mağazalar, restoranlar ve kafeler olan bu güzel caddenin sonunda şehrin en büyük meydanı olan Place Kléber’a varırsınız. Meydanda buraya adını veren general Jean-Baptiste Kléber’in bir heykeli bulunmakta. Şu meşhur çok katlı mağaza Galeries La fayette de burada. L’Aubette de çok şık bir alışveriş merkezi. Biz noel zamanı gittiğimiz için yaklaşık 30 metre yüksekliğinde devasa bir yılbaşı ağacı ile süslemişlerdi meydanı ve iyice görkemli görünüyordu.
Katedral meydanından nehre doğru inerseniz, St. Nicholas İskelesi çok güzel manzaralar sunuyor. Fotoğrafta sağda görülen bina L’Ancienne Douane, yani Eski Gümrük Binası. Şimdi restoran var içinde. Köprüye gelmeden hemen önce solda Tarih Müzesi var.
Üzeri camekanlı nehir tekneleri ile 45 veya 70 dakikalık tur yapmak isterseniz, buraya bakın: http://www.batorama.com/
Bu adresde ayrıca yapılan turun haritası da var:
http://www.batorama.com/departure-times/
Aşağıdaki de Rue du Bain aix Roses üzerinden gidince ulaşacağınız Pont Madeleine köprüsü. Manzara yine harika. Eminim yazın her yer yeşillenince çok daha nefes kesici oluyordur. Kış havasında çektiğimiz için fotoğraflar çok canlı çıkmadı tabii.
Katedral meydanından nehre doğru Rue de Rohan caddesi üzerinde yürürseniz, Rohan Sarayına çıkarsınız. 1870 yılından beri müze olarak kullanılmakta olan kraliyet sarayı Le Palais Rohan’ın içinde Arkeoloji Müzesi, Dekoratif Sanatlar Müzesi ve Güzel Sanatlar Müzesi yer almakta.
Place du Marché aux Cochons de Lait ve Place de la Grande Boucherie birbirine çok yakın iki nefis meydan. Küçük ama çok süslü bunlar. Hele bir hediyelik eşya satan dükkan var, içinde kendimi kaybettim. Bu dükkanın olduğu binanın güzelliği ve süsü de ayrıca göz alıcıydı.
Bu meydandan çıkıp Rue du Maroquin denilen sokak üzerinde yürüseniz çok şirin dükkanlar ve harika Alsaz evlerini görerek Katedral Meydanına varırsınız. Hele bu sokak üzerinde bir İtalyan Pizza restoranı vardı ki, dakikalarca seyrettim süslerini…
Bu sokaktaki bütün binalar süsten geçilmiyordu desem yeridir.
Şehrin tarihi bölümünden çıkıp, yeni ve modern olan kısmına da gidip, La Place de la République denilen meydanı görmenizde fayda var. Palais du Rhin Kraliyet sarayı da bu meydanda. Tiyatro binası ve üniversite binası da görmeye değer mimari yapıya sahipler. Yeşillikler içinde bir park da var bu yuvarlak meydanda.
Alsaz bölgesi hem kışın noel zamanı, hem de baharda veya yazın doğa yemyeşilken ideal bir tatil mekanı bence. Pek çok yerinde Alman etkisinin bariz hissedildiği ama o kendine has şiirsel Fransız dokunuşunu da fazlasıyla taşıyan bu güzel bölgeyi diğer şehirleri ve romantik kasabaları ve şarapçılığıyla ünlü köyleri ile biraz daha yakından tanımak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz.
İşte böyle… Biraz kısıtlı bir zaman dilimine sıkıştırılmış olsa da, Basel – Freiburg – Strasbourg gezimiz çok güzel bir kış tatili oldu, gerçekten tavsiye ederim. Hatta mümkünse daha uzun bir zaman ayırabilirseniz eminim daha da güzel olur :)
Dilek Vidana Tavaşoğlu
İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi mezunu. İstanbul Teknik Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu Okutmanı. Öğretmenlik, çevirmenlik, editörlük, yazarlık hepsi denendi ama tabii yetmedi, sürekli yeni ve farklı bir şey yapma arzusu ile ortaya karışık aktiviteler eklendi. Tiyatro kurslarına gitmeler, dublaj dersi almalar, falan filan. Belki de Yay burcu olması nedeniyle haddinden fazla meraklı ve kesinlikle her türlü makul sınırın çok ötesinde gezip tozma, keşfetme delisi. Kendisi gibi gezgin ruhlu Hür Tavaşoğlu ile evli. Evli ama çocuksuz : ) "Bence tatil bana özel, biraz değişik, biraz da sürprizli olmalı" diyerek başladığı ve gezilerini anlattığı “Bence Tatil” sitesi Hürriyet Gazetesinin 2013 Bumerang Blog/Websitesi Yarışmasında birinci oldu. Öğretme ve anlatma meraklısı olduğu için her konuda ille de söyleyecek birşeyi var. O yüzden de bu sitede kendisinden sadece gezi yazıları değil, kah kitap yorumu, kah film veya dizi tavsiyesi de bulabilirsiniz, şaşırmayın.