Soğuk millet kavramı ne kadar doğru?
20/04/2014Tatil dönüş şoku…
Tatile giderken binbir tane hava durumu sitesine itinayla bakan ve ona göre kıyafet vs hazırlık yapan ben, tatil dönüşünde de hava durumuna bakmam gerektiğini çok acı bir şekilde öğrendim…
Korkunç bir ders aldık. Hava durumuna bakıp, “severe thunderstorm” yazdığını görseydik yine de deli cesaretiyle çıkar mıydık yola bilmiyorum ama bundan sonra asla çıkmayız çünkü hayatımızda hiç görmediğimiz kadar korkunç bir “thunderstorm”un ortasında kaldık.
Gümülcine-Dedeağaç arasında, yakınında ne bir ışık ne bir bina olmayan kapkaranlık otobanda, aniden deliren yağmur nedeniyle birdenbire “sıfır”a inen görüş mesafemiz ile daha fazla ilerleyemeyip yolun ortasında durmak zorunda kaldık. Hiçbirşey göremeden tamamen körlemesine bir şekilde sağa yanaşıp, dörtlüleri yakıp, durduk. Kimse gelip arkadan çarpmasın diye dua etmeye başladık. Birçok insan kenara bile çekemedi, yolun ortasında, yani Yunanistan’ın Egnatia Odos otobanının ortasında öylece durdu, kaldı. Şimşek çakıp, etraf bembeyaz olduğu anlarda gördüğümüz kadarıyla, bir süre sonra koca otoban otopark alanı gibi oldu…
Sonra, inanılmaz kuvvetli bir “dolu fırtınası” başladı. Arabamızın camları parçalanacak zannettik, gürültüden ikimiz birbirimizin ne dediğini anlamıyoruz, o derece. Fındık iriliğinde dolu dakikalarca yağdı, yağdı.
Bu arada feci bir rüzgar, feci bir fırtına var, araba sağa sola sallanıyor, her an bir hortum geldi gelecek, bizi alıp savuracak korkusu sarıyor, gök gürültüsü tam bir korku filmi edasında hiç susmuyor, sağda solda bir yerlere yıldırım düşüyor. Arabaya düşerse ne olur diye tartışıyoruz bu arada. Yol göl olmaya başlıyor…
Bir ara fırtına biraz hafiflediğinde biraz ilerleyip bir park alanı çıkışı bulduk. Bir çok araç otobandan çıkıp, oraya sığındı. Arabaya yıldırım düşerse korkusundan, neredeyse herkes park alanındaki küçük tuvalet binasına doluştu. Sırılsıklam ıslak halimizle zangır zangır bekleştik o küçücük yerde. Zaten iki dakika hafifleyip, sonra tekrar tekrar vuruyordu. Sığınanlar aralarında gurbetçiler de vardı, onlar da ne Almanya’da, ne Hollanda’da hayatımızda böyle korkunç bir fırtına yaşamadık dediler. Hatta bir aile hortumun içinde olduklarını sanmışlar, o derece fena birşeydi…
Burası sığındığımız park alanı, diğer anları fotoğraflamak korkudan aklımıza gelmedi…
Size tavsiyem araba ile yola çıkmadan önce, hele de elin bilmediğiniz memleketinde yola düşmeden önce hava durumuna bakın, “severe thunderstorm” yazıyormuş, biz bakmadık çıktık, saatlerce korku filmi gibi birşey yaşadık…
Umarım kimse kaza yapıp yaralanmamış veya ölmemiştir ve o kadar çok yıldırım düştü ki, inşallah insana veya başka bir canlıya rastlamamıştır…
Herkese güzel olduğu kadar güvenli yolculuklar dileğiyle…
Dilek Vidana Tavaşoğlu
İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi mezunu. İstanbul Teknik Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu Okutmanı. Öğretmenlik, çevirmenlik, editörlük, yazarlık hepsi denendi ama tabii yetmedi, sürekli yeni ve farklı bir şey yapma arzusu ile ortaya karışık aktiviteler eklendi. Tiyatro kurslarına gitmeler, dublaj dersi almalar, falan filan. Belki de Yay burcu olması nedeniyle haddinden fazla meraklı ve kesinlikle her türlü makul sınırın çok ötesinde gezip tozma, keşfetme delisi. Kendisi gibi gezgin ruhlu Hür Tavaşoğlu ile evli. Evli ama çocuksuz : ) "Bence tatil bana özel, biraz değişik, biraz da sürprizli olmalı" diyerek başladığı ve gezilerini anlattığı “Bence Tatil” sitesi Hürriyet Gazetesinin 2013 Bumerang Blog/Websitesi Yarışmasında birinci oldu. Öğretme ve anlatma meraklısı olduğu için her konuda ille de söyleyecek birşeyi var. O yüzden de bu sitede kendisinden sadece gezi yazıları değil, kah kitap yorumu, kah film veya dizi tavsiyesi de bulabilirsiniz, şaşırmayın.
2 Comments
Ço sağol canım, ah keşke doluyu veya şimşek-yıldırım sahnelerini çekebilseydim o zifiri karanlık otobanda ama o sırada korkudan aklıma bile gelmedi…
Dilekçiğim fotoğraf yaşadığınız zorluğu öyle net aktarıyor ki. Geçmiş olsun canım tekrardan…