Tren olmadı, otobüs verelim…

Bu kadar mı rastlantı olur?
05/03/2014
Rötar böyle affettirilir…
03/04/2014
Bu kadar mı rastlantı olur?
05/03/2014
Rötar böyle affettirilir…
03/04/2014

Tren olmadı, otobüs verelim…

Almanya’nın Freiburg şehrinden Fransa’nın Strasbourg şehrine tren ile geçiyorduk. Tren Fransa sınırına yakın olan Offenburg’da durdu. Almanca bir anons yapıldı. Tabii biz tek kelime anlayamadık. Herkes inip etrafta dolaşmaya başlayınca, o güne kadar hep çok dakik olarak gördüğümüz Alman treninin ilk defa rötar yapıp bu istasyonda biraz bekleyeceğini düşündük. İstasyondan göründüğü kadarıyla Offenburg şehrinin fotoğraflarını çekelim bari dedik. Sonra istasyonun sonuna kadar yürüyüp çevreyi videoya almaya başladık. Tahminen bir on dakika kadar oyalandık. Kendimizi öyle kaptırmışız ki, yine Almanca yapılan bir kaç anonsu da nasıl olsa anlamıyoruz diyerek dinlemediğimiz gibi istasyonda neler olup bittiğine de pek bakmamışız :)

Neden sonra sessizlik dikkatimizi çekti herhalde, bir de baktık ki istasyonda son kalan iki şaşkın biziz, biz lay lay lom yaparken diğer herkes gitmiş, tren de boş boş duruyor öyle! Bizi aldı mı bir panik, koşa koşa etrafta soru soracak birilerini arandık. Aşağıya inen merdivenlerde iki çocuklu bir aileye rastladık. Şivelerinden anladığım kadarıyla Amerikalıydılar. Hemen İngilizce olarak “Az önceki anonsları anlayabildiniz mi?” diye sorduk. Ailenin yaklaşık 14-15 yaşlarındaki çocuğu bize cevap verdi. “Fransa’da demiryolu işçileri grev yapıyormuş, o yüzden tren Fransa’ya geçemiyor” demez mi! Biz dumur tabii… “Peki ne olacak şimdi?” diye sorduk. Bu sefer çocuğun babası anlatmaya devam etti. “İstasyonun çıkışında bir otobüs bekliyormuş, Strasbourg’a gidecek olan yolcuları o otobüs ile götüreceklermiş” diye açıkladı.

Alman Devlet Demiryolları’na bakar mısınız? Yolcuları Strasbourg’a trenle götüremeyince, otobüs tutmuşlar. Aileye teşekkür edip, koştura koştura yetişip, yolun karşısında bekleyen otobüse bindik ve Strasbourg Tren Garı’na kadar beş kuruş ilave para vermeden rahat rahat gittik.

Bu olayla birlikte, Almanların iş yapma prensipleri ile ilgili güzel bir örneği bizzat deneyimleyerek yaşamış olduk. Hayat boyu unutamayacağımız bir olaydı bu, çünkü önemli bir ders aldık: Anlamadığımız anonsların önemli olabileceğini ve anlamadığımız durumları birilerine sormamız gerektiğini :)

Dilek Vidana Tavaşoğlu

Yurtdışı tatillerinizde başınıza gelen ilginç veya komik bir hikayeniz varsa, siz de bize yazın, yayınlayalım…

admin@bencetatil.com

İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi mezunu. İstanbul Teknik Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu Okutmanı. Öğretmenlik, çevirmenlik, editörlük, yazarlık hepsi denendi ama tabii yetmedi, sürekli yeni ve farklı bir şey yapma arzusu ile ortaya karışık aktiviteler eklendi. Tiyatro kurslarına gitmeler, dublaj dersi almalar, falan filan. Belki de Yay burcu olması nedeniyle haddinden fazla meraklı ve kesinlikle her türlü makul sınırın çok ötesinde gezip tozma, keşfetme delisi. Kendisi gibi gezgin ruhlu Hür Tavaşoğlu ile evli. Evli ama çocuksuz : ) "Bence tatil bana özel, biraz değişik, biraz da sürprizli olmalı" diyerek başladığı ve gezilerini anlattığı “Bence Tatil” sitesi Hürriyet Gazetesinin 2013 Bumerang Blog/Websitesi Yarışmasında birinci oldu. Öğretme ve anlatma meraklısı olduğu için her konuda ille de söyleyecek birşeyi var. O yüzden de bu sitede kendisinden sadece gezi yazıları değil, kah kitap yorumu, kah film veya dizi tavsiyesi de bulabilirsiniz, şaşırmayın.

Paylaşmak ister misiniz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir