Juliet’e mektuplar…

Filmlerin arka fonundaki şehirler
09/02/2013
Parlak Yıldız: İsmi “suya yazıldı” ve hep orada kaldı…
26/03/2015
Filmlerin arka fonundaki şehirler
09/02/2013
Parlak Yıldız: İsmi “suya yazıldı” ve hep orada kaldı…
26/03/2015

Bu hikaye şimdi film oldu…

2010 yapımı Letters to Juliet filmi ise, Juliet’e 50 yıl önce yazılıp, asla cevaplanmamış bir mektubun hikayesi üzerine kurulu. Başrollerde Amanda Seyfried, Vanessa Redgrave ve Christopher Egan var. Filmin romantik hikayesine eşsiz Verona ve Toskana görüntüleri de eşlik edince, görsellikle duygusallığı ön plana çıkaran bir film olmuş.

Fotoğraf: imdb.com
Fotoğraf: imdb.com
Fotoğraf: imdb.com

Filmde nişanlısıyla Verona’ya gelen Sophie, Juliet’in evini ziyaret ediyor ve oradaki atmosferden, ağlayarak mektup yazan insanlardan çok etkileniyor. Günün bitiminde ortalık sessizleşince, evin duvarlarına yapıştırılmış mektupları toplayıp sepetine koyan bir kadın görüyor ve onu takip etmeye başlıyor. Böylece “Juliet’in Sekreterleri”ni keşfediyor.  Sophie ertesi gün yine oraya gidiyor ve sekreterlerin mektupları toplamalarına yardım ediyor. Tesadüfen duvardaki bir taşın oynamasıyla da araya sıkışıp 50 yıl boyunca orada kalmış ve hiç cevaplanmamış bir mektubu buluyor, yıllar önce İtalyan sevgilisiyle beraber olmaya cesaret edememiş bir İngiliz kızın mektubunu… Bunca yıl geçmesine rağmen mutlaka cevap yazılması gerektiğine inandığı için de “Asla geç değildir” diye sesleniyor Claire’e…

Fotoğraf: imdb.com
Fotoğraf: imdb.com
Fotoğraf: imdb.com

Mektup eline ulaşır ulaşmaz torunu Charlie’yle birlikte çıkıp geliveriyor Claire. Hem de yıllar önce cesaret edip birlikte olamadığı aşkını bulmaya, ondan korkaklığı için özür dilemeye. İşte bu noktada Sophie, Charlie ve Claire’in Lorenzo Bartolini’yi arama macerası başlıyor. İçten diyaloglar eşsiz güzellikte bir  görsel şölenle birleşip seyirciyi yakalıyor. Claire’in eski aşkını bularak ona kavuşması sürecinde Sophie de nişanlısıyla ilişkisini sorguluyor.

Filmden bir kare
Filmden bir kare
Fotoğraf: imdb.com
Fotoğraf: imdb.com

Claire’in torununu canlandıran Christopher Egan, film çekimi başlayana kadar “Juliet’in Sekreterleri”nin gerçek olduğunu bilmiyormuş. Bu geleneği öğrendiğinde çok şaşıran Egan, bunu kelimelerin ve edebiyatın kuşaklar boyu eksilmeyen etkisi olarak değerlendiriyor.

Fotoğraf: imdb.com

Filmin çekimlerinde yaşanan bir aşk hikayesi de var… Claire’i canlandıran Vanessa Redgrave şu an evli olduğu eşi Franco Nero’yu 1967 yılında tanımış, ama tıpkı filmdekine benzer bir şey olmuş, iki aşığın yolları ayrılmış. Uzun yıllar sonra yeniden karşılaşıp 2006′da evlenmişler. Letters to Juliet’de Claire’in kayıp aşkını canlandıran da Franco Nero’dan başkası değil.

Fotoğraf: imdb.com

Letters to Juliet’le beraber “Juliet’in Sekreterleri”nin işi epey zorlaşmış olmalı, çünkü mektup sayısı epey artmıştır artık. Sekreterlerden Giovanna Tamassia, “Film gösterime girdikten sonra epey yardıma ihtiyacımız olacak” demiş vaktiyle!

Bana soracak olursanız, “Letters to Juliet” insanda güzel duygular uyandıran sıcacık bir film. Seyredin bence. Hem belki sorgularsınız siz de hayatta bugüne kadar verdiğiniz kararları, varsa cesaret edemediklerinizi,  bunları gerçekleştirmek için yeterince vaktiniz olup olmadığını…

Kim bilir, sizin de “ya şöyle olsaydı” diyeceğiniz şeyler vardır belki.

Sophie’nin, Claire’e yazdığı mektuptan aklımda kalan en vurucu cümleyi size aktarmak istiyorum.

“Ne” ve “Eğer” ayrı ayrı kullanıldıklarında son derece masum iki kelime… Ama aynı cümlede kullanıldığında, ömrünüzün sonuna kadar size musallat olacak bir kabus kadar güçlüler… “Ne olurdu eğer?..”

Orijinal haliyle:

“What” and “If” are two words as non-threatening as words can be

 but put them together side by side and they have the power to haunt you

 for the rest of your life… 

 “What if”…

Keşkelerin ve pişmanlıkların hayatınızda yeri olmamasını diliyorum…

İşte filmin fragmanı…

Seyredin bakalım, bu insanın içini ısıtan yerleri görmeyi siz de benim kadar isteyecek misiniz? Verona şehrinin büyülü atmosferi, Toskana bölgesinin yemyeşil ovaları ve meşhur Caparzo şaraplarının geldiği üzüm bağlarının güzelliği sizi de çekecek mi?

 Dilek Vidana Tavaşoğlu

#herkitapbirbaşkadünyayaseyahattir

#herfilmbirbaşkadünyayaseyahattir

* Bu yazımız daha önce,  27 Mart 2011 tarihinde, ödüllü edebiyat sitesi Egoist Okur‘da yayınlanmıştı.

İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi mezunu. İstanbul Teknik Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu Okutmanı. Öğretmenlik, çevirmenlik, editörlük, yazarlık hepsi denendi ama tabii yetmedi, sürekli yeni ve farklı bir şey yapma arzusu ile ortaya karışık aktiviteler eklendi. Tiyatro kurslarına gitmeler, dublaj dersi almalar, falan filan. Belki de Yay burcu olması nedeniyle haddinden fazla meraklı ve kesinlikle her türlü makul sınırın çok ötesinde gezip tozma, keşfetme delisi. Kendisi gibi gezgin ruhlu Hür Tavaşoğlu ile evli. Evli ama çocuksuz : ) "Bence tatil bana özel, biraz değişik, biraz da sürprizli olmalı" diyerek başladığı ve gezilerini anlattığı “Bence Tatil” sitesi Hürriyet Gazetesinin 2013 Bumerang Blog/Websitesi Yarışmasında birinci oldu. Öğretme ve anlatma meraklısı olduğu için her konuda ille de söyleyecek birşeyi var. O yüzden de bu sitede kendisinden sadece gezi yazıları değil, kah kitap yorumu, kah film veya dizi tavsiyesi de bulabilirsiniz, şaşırmayın.

Paylaşmak ister misiniz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir