Balkanlar ve Dalmaçya Kıyıları Gezisi – Bölüm 1: Rota
04/04/2024İç Anadolu ve Orta Karadeniz Gezisi: Sivas, Amasya, Tokat ve Çorum
24/04/2024Zadar’da Güneşe Selam
2 gece kaldığımız Zadar şehrini biz çok sevdik, gerçekten değişik bir deneyimdi bu şehri görmek.
Bir önceki günün yol yorgunluğundan dolayı epey uzun bir uyku çekerek Zadar’daki ilk günümüze biraz geç başladık. İlk günü Nin kasabasına ve oradaki Ninska Laguna Beach denilen plaja ayırmıştık.
Öncelikle Nin kasabasını turlayıp, orada güzel bir yerde kahvaltımızı ettik. Şirin küçük bir kasaba burası.
Kasabada birkaç saat oyalandıktan sonra methini duyduğumuz Nin Plajına gittik ama doğrusu biz çok bayılmadık. Belki bizim gittiğimiz güne özgüydü, bilemeyeceğiz ama, deniz sevimsiz bir yeşil renkteydi ve biraz bulanıktı. Aslında lagünlerden oluşan oldukça güzel bir ortam burası ve deniz de çok ılık ve sığ olması sebebiyle çocuklar için çok uygun ama dediğimiz gibi biz çok zevk alamadık.
İkinci gün gittiğimiz ve yazımızın ilerleyen kısmında anlatacağımız plajı biz buna kıyasla daha fazla sevdik.
Bu tatilimizi ilk yazımızda bahsettiğimiz gibi, hem şehir gezisi hem de deniz tatili olarak planlamıştık. O yüzden Nin Plajı sonrası hemen otelimize dönüp hazırlandık ve Zadar’ı keşfetmek için arabamıza atlayıp, yola çıktık.
Zadar gezilecek yerler
Zadar, özellikle dünyaca ünlü günbatımının güzelliği ve sahilindeki sürprizleriyle bizi gerçekten büyüledi.
Zadar konumu açısından çok şanslı çünkü batıya bakan sahil şeridi nedeniyle güneş denizden batıyor ve dolayısıyla her akşam sarıdan turuncuya, turuncudan kırmızıya doğru değişen bir renk şöleni ile güneş denize doğru batarak romantik bir ortam oluşturuyor.
Haydi gelin, bu güzel sahilin hikayesini anlatalım.
II. Dünya Savaşında Zadar’ın sahili büyük tahribata uğramış, sonrasında ise gayet sıradan bir şekilde restore edilmiş. Zadar sahilinin bu sıradan ve sıkıcı görüntüsünden kurtulması için Mimar Nikola Basic tarafından çok şahane bir şey tasarlanmış ve 2005 yılında herkesin beğenisine sunulmuş. Birbirine bağlı iki ayrı konseptten oluşan bu sahil düzenlemesi “Sea Organ & The Greeting to the Sun” olarak biliniyor.
Sea Organ, yani Deniz Orgu, 70 metre boyunca aralıklı yerleştirilmiş deliklerden oluşuyor ve Adriyatik’ten Zadar kıyılarına vuran dalgaları müziğe dönüştürüyor.
Adriyatik’ten kıyıya vuran dalgalar ve rüzgar, geniş beton basamakların hemen altındaki oluklardan içeri girip, rezonans odalarına ulaşıyor ve rezonans odaları da bir tür hoparlör işlevi görerek taşınan sesi yükselterek basamakların en yukarısındaki deliklerden melodiler halinde etrafa yayıyor.
İnsanlar sahilde oturup hem gün batımını izliyor, hem de denizin melodisini dinliyorlar.
“The Greeting to the Sun” ya da “The Sun Salutation” olarak bilinen “Güneşi Selamlama” kısmı ise Güneş’e adanmış çok ilginç bir enstalasyon.
22 metre çapındaki güneş paneli çok katmanlı 300 kadar cam levhadan oluşmakta. Cam levhaların altında güneş enerjisini elektrik akımına dönüştüren ve geceleri şahane bir ışık gösterisi oluşturan fotovoltaik güneş panelleri bulunmakta. Güneş enerjisi panelleri tüm gün boyunca güneşin enerjisini depoluyor ve akşam olunca bunu elektriğe çevirerek gece boyunca bir renk ve ışık gösterisi haline dönüştürüyor. Zadar sahil şeridini aydınlatmak için gereken enerjinin yarısı da bu sistemden sağlanmakta.
Güneşi temsil eden bu büyük dairenin yanında, Güneş Sistemindeki gezegenleri temsil eden ve orantılı boyutlarda yapılmış daha küçük kurulumlar da yer alıyor.
İşte bakın günbatımında burası nasıl da rengarenk bir hal alıyor…
Gelelim Zadar şehrinin Old Town, yani tarihi bölgesine. Burası da gerçekten Zadar şehrini daha da çok sevmemize sebep olacak güzellikteydi.
Günbatımı şöleninin ardından Zadar şehrini çevreleyen surların hemen dışındaki bir otoparka arabamızı park edip, “Land Gate” kapısından içeri girdik.
Şehrin ana meydanı Narodni Trg, 19. yüzyıldan kalma Zadar Saat Kulesi’ne, St. Lawrence Kilisesi’ne ve Loggia Sergi Salonu’na evsahipliği yapıyor. Buradaki kafe ve restoranlarda tarihi atmosferi soluyarak keyifli bir akşam geçirmek mümkün.
Roman Forum bölgesi ise M.Ö. 1. yüzyıldan M.S. 3. yüzyıla kadar uzanan döneme ait kalıntıları barındırıyor. St. Donatus Kilisesi ile St. Anastasia Katedrali de bu civarda.
1574 yılında yapılan Beş Kuyulu Meydan ise ismini Zadar’ın suyunu sağlayan 5 kuyudan almış. Şehir surları ile Grimani Kulesi arasında bir yerde burası.
Şehri dolandıktan sonra bu şirin yerde bir yemek molası verdik…
Geceler epey keyifli bu şehirde. Sokak sokak dolandık ve bir ara durup bir yerde oturup canlı müzik dinledik…
Geceyi bitirirken balıkçı teknelerinin dizi dizi sıralandığı şirin küçük limandan geçip, şehir surlarını terk ederek, otoparkta bizi bekleyen arabamıza doğru gittik.
Ertesi gün yine Zadar’daydık. Bu sefer Hotel Pinija’nın plajına gittik. Hem deniz daha keyifliydi, hem de yemeklerimiz çok güzeldi.
Ne yedik diye soracak olursanız “cevapcici” yedik. Bizim köfte burada olmuş “cevapcici” – yani aslında tüm Balkan ülkelerinde böyle ismi. Ve evet, sevdik biz bu ismi, cici, çok cici bir yemek bu… 🙂🙃
Güzel bir deniz keyfinden sonra otelimize gidip hazırlanıp, tekrar Zadar’ın eski şehir bölgesine gidip, buradaki son gecemizi güzel bir yemek yiyerek ve yine sevdiğimiz sokakları dolaşarak değerlendirdik.
Zadar Konaklama
Bu arada Zadar’da konaklama için seçtiğimiz otelden de bahsedelim.
Biz Zadar şehir merkezinden arabayla 15 dk mesafedeki Bibinje denilen bölgede bulunan Boutique Residence Cosmopolis otelini seçtik.
Bu otel hem ekonomikti, hem de odaları çok geniş ve ferahtı. Banyosu da çok temiz ve moderndi. Ayrıca ücretsiz ve oldukça büyük bir otopark alanı vardı.
Eğer bu tatilimizin rotasına ve gezdiğimiz şehirlere bakmak isterseniz ilk yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Zadar’dan sonra 2. durağımız olan Split şehri gezilecek yerler yazısına buradan, 3. durak olan Mostar şehri gezi rehberimize ise buradan ulaşabilirsiniz.
Dubrovnik gezilecek yerler yazımız da burada.
Rotamızın son durağı Karadağ ile dönüş yolculuğumuz ise bu son yazımızda.