Rüya gibi bir Portekiz gezisi: Bölüm 8 – Algarve Bölgesi
30/01/2020
Rüya gibi bir Portekiz gezisi: Bölüm 9 – Lagos
23/05/2020
Gelelim nereleri gezdik, neler gördük. İşte bizim 3 günlük Stockholm hikayemiz…
Stockholm’de ilk günümüz
Neredeyse her Avrupa şehrinde olduğu gibi Stockholm’de de eski şehir mevcut. Biz de gezmeye oradan başladık. Buradaki eski şehir bölgesine Gamla Stan deniliyor. Bir ada şeklinde olan bu bölgede gezilip görülecek pek çok tarihi yapı dışında güzel kafe/bar ve restoranlar mevcut. Gamla Stan’daki en eski meydanın adı Stortorget.
Renkli renkli tarihi binalar ile çevrili bu meydan 13. yüzyıldan beri halkın toplanma alanı olmuş. Stortorget’in anlamı “Büyük Meydan” ama ne komiktir ki burası aslında diğer Avrupa şehirlerindeki ana meydanlar ile kıyaslanınca en küçüklerinden biri. Şirin bir havası var ama hakikaten de pek küçük ve gösterişsiz. Hani beklentimizi tam karşılamadı aslında.
İşte Gamla Stan Stortorget’den birkaç güzel görüntü daha…
Bu meydanda iki kere yemek yedik, ikisi de çok pahalıya patladı turist tuzağı restoranlar olması sebebiyle ama bu meydanın havasını soluyarak yemek yemeyi çok istediğimiz için o kazığı kabullendik :)
Aşağıda koyduğum fotoğraflarda muhtemelen size de tanıdık gelecek olan IKEA köftesinin orijinal ve çoooook daha lezzetli el yapımı olan haline dikkatinizi çekmek isterim, tadı damağımızda kaldı uzunca bir süre. Bu arada İsveç tatlıları da enfes, tavsiye olunur…
Gamla Stan sokaklarında gezmek çok keyifli çünkü çok renkli tüm ara sokaklar. Hepsine dalıp gezmek, bazılarında beğendiğiniz güzel bir kafede mola vermek lazım. Biz herhangi bir rotaya bağlı kalmadan bir kaç saat boyunca tüm sokakları arşınladık. Hediyelik eşya satan dükkanlar, epeyce pahalı ürünler satan butikler, kafeler ve restoranlarla dolu bu sokaklar gerçekten çok güzeldi.
Kraliyet Sarayı, Parlemento Binası, Eski Borsa Binası, içerisinde yer alan Nobel Müzesi ve Kütüphanesi, Alman Kilisesi ve Stockholm Kilisesi de Gamla Stan bölgesinde bulunuyor.
Sizi şehrin tarihi bölgesindeki güzel renkleri ve binaları ile baş başa bırakalım :)
İlk günümüzü genel olarak şehrin Gamla Stan bölgesinde dolaşarak geçirdik. Yol yorgunu olduğumuzdan, akşam çok geç saatlere kalmayıp, ikinci güne enerji toplamak için günü biraz erken kestik :)
“Stockholm’de İkinci Gün” yazımıza buradan ulaşabilirsiniz. Efsane ada Djurgården’da geçen son günün hikayesi de bu linkte.
Dilek & Hür Tavaşoğlu
İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi mezunu. İstanbul Teknik Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu Okutmanı. Öğretmenlik, çevirmenlik, editörlük, yazarlık hepsi denendi ama tabii yetmedi, sürekli yeni ve farklı bir şey yapma arzusu ile ortaya karışık aktiviteler eklendi. Tiyatro kurslarına gitmeler, dublaj dersi almalar, falan filan. Belki de Yay burcu olması nedeniyle haddinden fazla meraklı ve kesinlikle her türlü makul sınırın çok ötesinde gezip tozma, keşfetme delisi. Kendisi gibi gezgin ruhlu Hür Tavaşoğlu ile evli. Evli ama çocuksuz : ) "Bence tatil bana özel, biraz değişik, biraz da sürprizli olmalı" diyerek başladığı ve gezilerini anlattığı “Bence Tatil” sitesi Hürriyet Gazetesinin 2013 Bumerang Blog/Websitesi Yarışmasında birinci oldu. Öğretme ve anlatma meraklısı olduğu için her konuda ille de söyleyecek birşeyi var. O yüzden de bu sitede kendisinden sadece gezi yazıları değil, kah kitap yorumu, kah film veya dizi tavsiyesi de bulabilirsiniz, şaşırmayın.
Soğuk bir kış günü İstanbul Kadıköy’de doğmuş. İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği bölümü mezunu. Özel sektörde yönetici olarak çalışmakta. Çocukluğundan beri teknoloji düşkünü. Komşu bakkal Ata Amca'sının teybini ödünç alıp Sinclair Spectrum 48K bilgisayarına kasetten oyun yüklediği günleri halen hatırlayıp, teknolojinin bu kadar kısa zamanda ne kadar çok ilerlediğine bazen şaşırıyor. Hayatta olmazsa olmazı gezmek, seyahat etmek ve yeni yerler keşfetmek. Yurtdışına ilk çıkışı 30 yaşlarına yakın bir zamanda olduğu için hala hayıflanır ve belki de bu yüzden arayı kapatmak için zaman ve para elverdikçe o ülke senin, bu ülke benim dolaşmakta... Bencetatil.com’un sahibesi Dilek V. Tavaşoğlu ile evli. İki gezgin ruh bir araya gelince hem gezmek, hem de gezip gördüklerini anlatıp başka seyahat severlere aktarmak ortak tutkuları oldu.
